Tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/1927 Esas 2016/7059 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/1927
Karar No: 2016/7059

Tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/1927 Esas 2016/7059 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2014/1927 E.  ,  2016/7059 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın çocukların oyun oynamasına ilişkin çıkan tartışmada mağdurlarca da kabul edilen yaralama eylemine ilişkin komşuları olan müştekilere yönelik, "bir daha annemi döverseniz ben de sizi döverim" demesi biçimindeki eyleminin annesine karşı gerçekleştirilmesi muhtemel saldırıyı önleme amaçlı uyarı niteliğinde olması karşısında tehdit suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden mahkumiyete hükmolunması,
Kanuna aykırı ve sanık ..."ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12.04.2016 tarihinde Başkan vekili ..."ın, hükmün onanması gerektiği yönünde karşıoyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Sayın çoğunluğun, sanık ..."ın müştekilere yönelik olarak, "bir daha annemi döverseniz ben de sizi döverim" şeklindeki sözlerinin, "kişinin annesine karşı gerçekleştirilmesi muhtemel bir saldırıyı önleme amaçlı uyarı niteliğinde" olmasından dolayı tehdit suçunun unsurlarının bulunmadığından beraat kararı verilmesi gerektiğine dair görüşüne katılmamız mümkün değildir. Her ne kadar çoğunluk görüşünün hangi kanuni düzenlemeye dayandığı açıkça gösterilmemiş ise de, biz bunun TCK"nın 25/1. maddesi kapsamında değerlendirildiğini düşünmekteyiz. Anılan kanun maddesindeki meşru savunma hükümlerinin uygulanabilmesi için, "gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu.." bulunmalıdır.
Somut olayımıza baktığımızda, annesinin müştekiler ile olaydan bir gün önce kavga etmesi ve atılan bir taş nedeniyle yaralanmasından dolayı sanık, olayın üzerinden bir gün geçtikten sonra, tehdit eylemini gerçekleştirmiştir. Oluş ve yerel mahkemece açıklanan kabul de bu yöndedir.
Yukarıda aynen alıdığımız kanun maddesinde belirtilen, "gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırı", somut olayımızda mevcut değildir. Zaten sayın çoğunluğun en büyük yanılgısı; kanunun aksine, gerçekleştirilmesi muhtemel bir saldırıyı da meşru savunma sınırları içerisine almış olmasıdır. Oysa kanun metninde açıkça "muhtemel" değil, "muhakkak" bir saldırıdan bahsedilmektedir.
İkinci olarak, saldırı ile savunmanın eş zamanlı olması şartı gerçekleşmemiştir. Sanık, annesinin dövülmesi olayının üzerinden bir gün geçtikten sonra tehdit eylemini işlemiştir.
Yukarıda belirttiğimiz gibi sanığın, haksız tahrik altında tehdit suçunu işlediğinin yerel mahkemece kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığından hükmün ONANMASI düşüncesiyle, sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılamıyorum.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.