20. Ceza Dairesi 2017/6737 E. , 2018/2171 K.
"İçtihat Metni"Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında İstanbul Anadolu 38.Sulh Ceza Mahkemesi"nin 01/04/2014 tarihli, 2013/1727 esas ve 2014/175 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 01/11/2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında 09/09/2013 tarihinde işlediği “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma sonucunda, 04/10/2013 tarihli ve 2013/41264 esas sayılı iddianamesi ile TCK’nın 191/1-2,53. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı,
2-Kanun yararına bozmaya konu İstanbul Anadolu 38.Sulh Ceza Mahkemesi"nin 01/04/2014 tarihli, 2013/1727 esas ve 2014/175 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1 ve 62.maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ayrıca TCK’nın 191/2.maddesi uyarınca hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın kanun yoluna gidilmeden 25/04/2014 tarihinde kesinleştiği,
3-... Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ nün 18/12/2015 tarihli yazısı ile, yükümlünün uyarı yazısı tebliğine karşın denetim planına uymaması nedeniyle dosyasının kapatılarak Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği,
4- İstanbul Anadolu 49.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 15/06/2017 tarihli 2016/586 esas ve 2017/318 sayılı kararı ile; İstanbul Anadolu 38.Sulh Ceza Mahkemesi"nin 01/04/2014 tarihli, 2013/1727 esas ve 2014/175 sayılı kararının kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet savcılığına ihbarda bulunulduğu,
Anlaşılmıştır.
B-Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanun"un 191/2. maddesi gereğince hakkında 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve 191/6. maddesi uyarınca hükmolunan cezanın infazının ertelenmesine dair İstanbul Anadolu 38. Sulh Ceza Mahkemesinin 01/04/2014 tarihli ve 2013/1727 esas, 2014/175 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 07/07/2008 tarihli ve 2008/7991-11610 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere hüküm tarihi itibarıyla yürürlükte olan 5237 sayılı Kanun"un 191. maddesi uyarınca, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında, mahkemece aynı maddenin 2. ve 6. fıkralarındaki olasılıklardan hangisi tercih edilirse edilsin, sanık uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmamış ise sadece denetimli serbestlik tedbirine, bu maddeleri kullanmış ise tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine hükmolunmasında zorunluluk bulunduğu, bu hususun da sanık lehine olduğu, dolayısıyla anılan tedbirlerin uygulanması yönünden, sanığa seçme ve mahkemeye de takdir hakkı tanınmadığı gözetilmeksizin, doğrudan ceza verilmesini müteakip tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.” Denilerek İstanbul Anadolu 38. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 01/04/2014 tarihli ve 2013/1727 esas, 2014/175 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi :
Hüküm tarihi itibarıyla yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun’un 7.maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun"un 191. maddesinde yer alan düzenlemede;
a)Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran sanık bu maddeyi kullanmamış ise; TCK"nın 191.maddesinin 2.fıkrası gereğince sadece denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği,
b)Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan,kabul eden veya bulunduran sanık bu maddeyi kullanmış ise; birinci seçenek olarak TCK"nın 191.maddesinin 2.fıkrası gereğince sanık hakkında sadece tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği gibi ikinci seçenek olarak TCK"nın 191.maddesinin 1.fıkrası gereğince cezalandırılmasına, ayrıca aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilebileceği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 21/05/2013 tarihli 2012/10-1536 esas ve 2013/251 karar sayılı kararında da, üçüncü seçenek olarak hakimin gerekçesini göstermek suretiyle denetimli serbestlik ya da tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar vermeksizin doğrudan hapis cezasına da hükmedebileceği belirlenmiştir.
TCK"nın 191. maddesinin altıncı fıkrasına göre, sanık hakkında cezaya hükmedildikten sonra da iki ila dördüncü fıkralar hükümlerine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulabileceği belirtildiğinden, hakime bu yönde takdir hakkı tanındığından ve kanun yararına bozma istemine konu kararla uyuşturucu madde kullanan sanığın TCK"nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve ayrıca TCK"nın 191/2, 191/3 ve 191/6-7. maddeleri uyarınca uyuşturucu madde kullanan sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın kanuni düzenlemeye uygun olduğu anlaşıldığından kanun yararına bozma istemi yerinde görülmemiştir.
D)Karar:
Açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma istemi yerinde görülmediğinden; İstanbul Anadolu 38. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 01/04/2014 tarihli ve 2013/1727 esas, 2014/175 sayılı kararının kanun yararına bozulması isteminin REDDİNE, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na GÖNDERİLMESİNE,
09/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.