15. Hukuk Dairesi 2018/2718 E. , 2018/5250 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli ve nakdi teminat kesintisi alacaklarının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davalı iş sahibinin ... ili ... ilçesi 74 pafta 1083 ada 46 parselde kayıtlı arsa üzerine yapacağı ... konut projesi inşaatına ait B-22 bloğun daire içi mekanik tesisat ile doğalgaz mekanik tesisat işleminin doğalgaz tesisatı için gerekli malzemeler dahil yüklenici tarafından yapılması konusunda 12.06.2006 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Davacı yüklenicinin işi tamamlayıp teslim ettiği 24.10.2008 tarihinde geçici kabulün yapıldığı, yüklenici tarafından iş sahibi aleyhine ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/333 Esas, 2011/309 Karar sayılı dosyasında açtığı 31.921,66 TL"lik alacakla ilgili itirazın iptâli davası yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda davalı iş sahibinin defter ve kayıtlarına göre teminat kesintisi de dahil olmak üzere davacının davalıdan 156.903,40 TL alacaklı görülmesine rağmen takip 31.921,66 TL üzerinden
yapıldığından davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın derecattan geçerek 26.09.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacı eldeki davada kendi defter kayıtlarına göre olan nakit teminat kesintisi dahil ödenmeyen toplam 127.739,17 TL alacağın tahsili için yaptığı ilamsız icra takibine itirazın iptâlini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece 18.09.2013 tarihinde davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili 23.12.2013 tarihli temyiz dilekçesinde "kesinleşen ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/333 Esas, 2011/309 Karar sayılı kararına dayanarak bilirkişi raporunda, davacı şirketin davalıdan 158.268,44 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, bu alacak miktarının 85.246,00 TL"lik kısmının teminat kesintisi olduğunu, 31.921,66 TL"lik kısmın ise cari alacak olup ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin kararı ile tahsil edildiğini, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, huzurdaki dava ile 41.101,00 TL cari alacak ve 85.246,00 TL teminat kesintisi olmak üzere toplam 126.347,00 TL"yi talep ettiklerini" belirtmiştir. Mahkemece uyulan Dairemizin 03.06.2015 tarih 2015/1018 Esas, 2015/3053 Karar sayılı bozma ilamında; nakdi teminat kesintisi ile ilgili talebin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtildikten sonra, bakiye hakediş bedeliyle ilgili olarak ise, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu cari hesap ilişkisinde davacının talep ettiği miktardan fazla 53.570,27 TL alacağı olduğunun tespit edilmiş olduğu ve davalının keşide ettiği iade faturalarının davacı yüklenici tarafından iade edilmesi sebebiyle içeriği kesinleşmediğinden, doğrudan doğruya yüklenicinin saptanan alacağından bu fatura bedellerinin düşülmesinin mümkün olmayıp, mahkemece iade faturalarının dayanağı olan tutanakların davalıya ibraz ettirilip, bu tutanaklara göre davalı iş sahibinin kesinti yapmak ve iş bedelinin kalan kısmını ödemekten kaçınmakta haklı olup olmadığı ve miktarı konusunda gerekirse bilirkişi incelemesi de yaptırılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği açıklanmıştır.
Davacı vekilinin temyiz dilekçesindeki ve bozma ilamından önce verdiği davanın esasına ilişkin yazılı beyanlarını içeren 21.08.2013 tarihli dilekçesindeki cari hesap alacağının 41.101,00 TL olduğu şeklindeki beyanı ile kesinleşen ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/333 Esas, 2011/309 Karar sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ve eldeki dosya kapsamı dikkate alındığında Dairemiz bozma ilamında davacının cari hesap alacağının 53.570,27 TL olduğuna ilişkin tespitin maddi hataya dayalı olduğu açıktır. Mahkemece bozmaya uyulmuş ise de; maddi hatanın varlığı halinde bozmaya uyulmuş olması usuli kazanılmış hak oluşturmaz.
Mahkemece bozma ilamından sonra alınan 08.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafından düzenlenen 24.12.2009 tarihli 15.381,30 TL"lik iade faturasına dayanak tutanaklar incelenmiş ve tutanaklarda yapılan tespitlere göre fatura tutarının kadrimaruf olduğu belirtilmiş, 09.05.2009 tarihli 45.790,00 TL tutarındaki iade faturasının ise yeterli dayanağı olmadığından uygun görülmediği belirlenmiştir.
Bu durumda, mahkemece davacının alacağının, bilirkişilerce kadrimaruf olduğu saptanan 15.381,30 TL iade faturasının tenzili sonrası kalan 27.111,27 TL cari hesap alacağı ile 85.246,60 TL teminat alacağı toplamı olan 112.357,87 TL olduğu ve bilirkişi kurulunca da bu miktarın hesaplandığı gözetilerek itirazın iptâli davasının bu miktar üzerinden kabulü ve alacak yargılamayı ve hesaplamayı gerektirdiğinden alacağın likid olmaması sebebiyle de icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmelidir.
Mahkemece bozma ilamındaki maddi hata gözden kaçılarak 123.495,57 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptâline ve icra inkâr tazminatına karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 1.630,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 26.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.