22. Hukuk Dairesi 2015/22432 E. , 2015/26349 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 12. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/04/2015
NUMARASI : 2015/250-2015/371
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ile davalı arasındaki dava hakkında Ankara 12. İş Mahkemesince verilen 20/04/2015 tarihli ve 2015/250- esas, 2015/371 sayılı kararın davacı avukatınca temyizi üzerine Dairemizce 25.06.2015 günlü ve2015/16995 esas, 2015/22120 sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davacı vekili kararın maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması isteğinde bulunmuştur.
Maddi hatanın giderilmesi isteğini içeren dilekçe ve ekleri incelendi.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 gün ve 1987/2-520 esas, 1988/89 sayılı kararında belirtildiği üzere Yargıtay"ca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957/13 esas, 1959/5 karar, ve 09.05.1960 gün ve 1960/21 esas, 1960/9 sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtay’ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
Ankara 12. İş Mahkemesince verilen 01.07.2013 tarih 2012/ 787 esas – 2013/ 547 sayılı karar Dairemizin 02.10.2014 tarih ve 2014/ 24950 esas – 2014/ 27139 karar sayılı bozma ilamı ile davacının TPDD ndaki işe iadesine ilişkin kararın isabetli olduğu, TPDD ile TPİC"in mali haklardan sorumlu olduğu TPAO nun mali haklardan sorumlu tutulmasının hatalı olduğu husumet yönünden reddi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece; bozma ilamının kesin nitelikte hükme bağlandığı belirtilerek yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş ve Dairemizce bu karar onanmış ise de, bozma ilamında kararın kesin olduğu sehven belirtilmediği için işe iade için öngörülen başvuru süresi açısından davacı aleyhine hak kaybı oluşabileceği gözetilerek Dairemizin anılan onama kararının maddi hataya dayandığı sonucuna varılmakla ortadan kaldırılmasına karar verildi. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO ) kendisinin kamu iktisadi teşebbüsü olduğunu, KPSS ile işçi istihdam ettiğini, çalışanların kamu görevlisi statüsünde olduğunu, kendilerinin Türkiyede petrol arama ve üretme görevini ifa ettiklerini Turkish Petroleum İnternational C..Ltd. Şti nin ( TPIC ) ise Jersey kanunlarına tabi yabancı ülkelerde petrol arama ve üretme amaclı olarak kurulan ayrı tüzel kişiliğe haiz özel hukuk hükümlerine tabi şirket olduğunu davacının da bu şirketin alt kuruluşu olan ve TPIC tarafından kurulmuş Türkiye Petrol Dağıtım Anonim Şirketi (TPDD) işçisi olduğunu bu sebeple kendilerine husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu taraf sıfatları bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı TPIC vekili; TPDD nin ayrı tüzel kişiliğe haiz alt kuruluşu olduğunu aralarında 22.12.2006 tarihinde yapılan hizmet protokolü çerçevesinde elemen ihtiyacını karşılamak üzere eleman devredildiğini idari mali hukuki tüm yetki ve sorumluluğun TPDD ye ait olduğunu tek muhatabın TPDD olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir
Davalı TPDD vekili; davacının iş sözleşmesinin haklı sebeplerle feshedildiğini, T.. A.."nin tamamının kamu sermayesi ile kurulmuş TPAO"ya bağlı bir kamu iştiraki olduğunu, davacının inişli çıkışlı grafiği bulunduğunu, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25.maddesinin ikinci bendinin (h) fıkrasındaki işçinin yapmakla görevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi hükmüne aykırı davrandığını, bu sebeple davacıyı kazanmak amacı ile görev yerinin değiştirildiğini sorunların devam etmesi üzerine davacının iş sözleşmesinin feshinin kaçınılmaz ve son çare olduğunu, alamayacağı bazı haklarının da alması sağlanarak iş sözleşmesinin feshedildiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne davacının Türkiye Petrol Dağıtım A.Ş."deki işine iadesine, mali haklardan her üç davalının birlikte sorumlu olduğuna karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı Kanun"un 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun"un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini imkansız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda mühendis olarak TPDD şirketinde çalışan davacının iş sözleşmesi performans düşüklüğü sebebi ile kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiştir. Davacının savunması alınmadan iş sözleşmesi feshedildiği için mahkemece feshin geçersizliğine ve davacının TPPD şirketindeki işine iadesine karar verilmiş olması dosya içeriğine uygundur.
Dosya kapsamına göre TPİC ve TPDD arasında yapılan hizmet protokolü 3. maddesinde devredilen personelin ihbar ve kıdem tazminatı almalarını gerektiren bir durum ile devam etmekte olan iş akitlerinin sona ermesi halinde kendilerine ödenecek tazminatlar toplam hizmet süreleri üzerinden hesaplanarak İş Kanunun ve sair mevzuat çerçevesinde TPIC ve TPPD tarafından ödenecektir" ifadesi yer almaktadır. Davacının TPPD işçisi olak çalıştığı TPİC in alt kuruluşu olduğu anlaşıldığından mali haklardan iki şirketin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Öte yandan davalı TPAO nın ise kamu iktisadi teşebbüsü olduğu, çalışanların kamu görevlisi statüsünde olduğu, Türkiyede petrol arama ve üretme görevini ifa ettiği ve değir davalılarla aralarında alt işverenlik ilişkisinde bulunmadığı gözönüne alındığında davada taraf sıfatı bulunmadığı için husumet yönünden davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile TPAO nın da mali haklardan sorumlu tutulması hatalı olmuştur.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davalı T.. Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO ) yönünden davanın husumet yokluğu sebebi ile REDDİNE,
3-Davanın T..Dağıtım anonim şirketi ve TPIC yönünden kabulüne;
4-Davalı T.. Dağıtım anonim şirketi tarafından gerçekleştirilen feshin geçersizliğine ve davacının T.. Dağıtım anonim şirketindeki İŞE İADESİNE,
5-Davacının kanuni süre içinde başvurusuna rağmen davalı TP Dağıtım Anonim Şirketince süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminatın her iki davalının birlikte sorumlu olmak kaydıyla miktarının davacının kıdemi, fesih sebebi dikkate alınarak takdiren dört aylık brüt ücreti tutarında belirlenmesine,
6-Davacı işçinin işe iadesi için davalı T.. Dağıtım Anonim Şirketine süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 ay"a kadar ücret ve diğer haklarının her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsilinin GEREKTİĞİNE,
7-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
8-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 315,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
10-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak, 01.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.