Abaküs Yazılım
İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2018/872
Karar No: 2021/44
Karar Tarihi: 12.01.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/872 Esas 2021/44 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/872 Esas
KARAR NO : 2021/44
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2018
KARAR TARİHİ : 12/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının ...a'da zirai maddeler ve makinalar alım satım işiyle uğraşmakta olduğunu, davalı taraf ile 150.000 TL değerinde zirai makine satın almak üzere anlaştığını, işbu alınacak mallara istinaden davalı yana toplamda 150.000 TL olacak şekilde 6 adet; 31.5.2018 vadeli 20.000 TL bedelli, 10.7.2018 vadeli 25.000 TL bedelli, 30.7.2018 vadeli 25.000 TL bedelli, 01.9.2018 vadeli 25.000 TL bedelli, 30.9.2018 vadeli 25.000 TL bedelli ve 30.11.2018 vadeli 30.000 TL bedelli, örnekleri dava dilekçesi ekinde yer alan senetleri yine dava dilekçesi ekinde verilen teslim fişiyle davalıya teslim ettiğini, davacı tarafın senetleri teslim almasına rağmen hiçbir malı davacıya teslim etmediğini, haricen öğrendiklerine göre de iflas etmiş halde olduğu, hukuken iflasın açılıp açılmadığını ise bilmediklerini, ancak bilinen konunun davalı tarafın malları davacıya teslim etmediği ve bundan sonra da edemeyecek olduğunu, kendilerine verilen senetlerin de bir karşılığının kalmadığı, ilaveten ilk iki senedin bedelinin de vadesinin gelmesiyle ödendiğini, diğer bir ifade ile davacının 45.000 TL ödeme yaptığını, ancak halen davalı tarafta haksız olarak davacıya ait 105.000 TL değerinde senedin mevcut olduğu, kötü niyetli olarak başka kişilere ciro edilebileceği ve davacıyı zarara uğratabilir halde olduğunu, davalı alacaklının sözleşme gereği edimini yerine getirmediğini, işbu senetler nedeniyle de davacıdan hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını, senetlerin kambiyo senedi (bono) vasfında olduğunu, vadesi geçen senetlere dair de herhangi bir icra işlemi yapılmadığını, takip başlatılmadığını, ancak davalının gerçekte müvekkilden alacağı olmadığından işbu senetler nedeniyle kendisine borcun bulunmadığının tespiti için işbu davanın açılmak zorunda kalındığını, senetlerin halen davalıda mı yoksa ciro ile başkalarına mı teslim edildiğine dair bilgilerinin olmadığını beyanla, öncelikle İİK gereği tedbir kararı verilerek açılacak takiplerin durdurulmasına, devamında davanın kabulü ile müvekkilin davalı alacaklıya verdiği ve henüz ödenmemiş olan 30.7.2018 vadeli 25.000 TL bedelli, 01.9.2018 vadeli 25.000 TL bedelli, 30.9.2018 vadeli 25.000TL bedelli ve 30.11.2018 vadeli 30.000TL bedelli toplamda 4 adet ve 105.000 TL' lik bonolar nedeniyle her biri için ayrı ayrı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalıya dava dilekçesi, tensip tutanağı ve duruşma gününü bildirir tebligatların usulüne uygun tebliğ edildiği ancak davalının cevap dilekçesi sunmadığı ve duruşmalara da katılmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Dava;İİK 72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Davacı vekili davada;senet teslim fişi, senet fotokobisi, ticari tefter ve kayıtlar, tanık, mal teslim belgesi ve yemin delillerine daynamıştır.
Mahkememiz tarafından iddia dosya kaysamında toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek tarafların ilgili dönemleri kapsayan ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacı tarafından davalıya mal karşılığı dava konusu toplam 105.000,00 TL bedelli 4 adet senedin verilip verilmediği, verildi ise senetlere konu malın davalı tarafından davacıya teslim edilip edilmediğinin belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup bilirkişi tarafından sunulan 06.07.2020 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak " ...Taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2017 yılından beri devam ettiği,
Davacının 01.01.2018 tarihi itibariyle davalı şirkete 14.184,51 TL borçlu olduğu, davalı şirketin de aynı tutarda alacaklı olduğu,
Keşidecisi davacı ... Tarım, lehdarı davalı şirket ... A.Ş. olan 6 adet senedin her iki tarafın cari hesap ekstrelerinde, dolayısıyla yasal defterlerinde kayıtlı bulunduğu,
Davacı tarafından keşide edilen 6 adet senedin davalı şirkete verilmesiyle bu defa davalı şirketin davacıya borçlu duruma geldiği,
Söz konusu borcun davalı şirket tarafından düzenlenen mal satış faturaları bedellerine mahsup edilerek azaltıldığı,
2018 yılında davalı şirket tarafından davacıya 79.246,40 TL tutarında fatura düzenlendiği, dönem başından gelen borç tutarı ile birlikte davacının davalı şirkete borç tutarının (79.246,40 +14.184,51=) 93.427,91 olduğu,
Davacının davalı şirket tarafından düzenlenen faturaları yevmiye defterine "153 Ticari Mallar" hesabına kaydettiği, düzenlenen 17 adet faturanın her iki tarafın cari hesaplarına kayıtlı olduğu,
Davacı tarafından davalı şirkete verilen senetlerin alınan mal bedeli karşılığı verildiği kanaatinin oluştuğu,
Davacı tarafından davalı şirkete 23.01.2018 tarihinde verilen borç senetleri ile davacının davalı şirketten alacaklı duruma geçtiği,
Düzenlenen faturalar neticesinde doğan borcun mahsup edilmesi ile davacı nezdindeki davalı şirkete ait cari hesap ekstresine göre 10.08.2018 tarihi itibariyle davalı şirketin 25.569,09 TL davacıya borçlu olduğu,
Davalı şirket nezdindeki davacıya ait cari hesap ekstresine göre 13.07.2018 tarihi itibariyle davacının 25.276,67 TL alacaklı olduğu, 17.08.2018 tarihinde 25.000,00 TL tutarındaki senet protesto kaydı yapılarak davacının alacak tutarının 25.000,00 TL azaltıldığı, 146,21 TL tutarındaki masraf kaydı da mahsup edilerek, Davalı şirketin kendi defterlerinde Davacıya olan borç tutarını 130,46 TL'ye düşürdüğü,
Davacının kendi yasal defter kayıtlarında davalıdan 25.569,09 TL alacaklı olduğu görülmekle ve huzurdaki davanın konusu, davacının mal bedeli olarak davalıya verdiği 31.5.2018 vadeli 20.000 TL bedelli, 10.7.2018 vadeli 25.000 TL bedelli, 30.7.2018 vadeli 25.000 TL bedelli, 01.9.2018 vadeli 25.000 TL bedelli, 30.9.2018 vadeli 25.000 TL bedelli ve 30.11.2018 vadeli 30.000 TL bedelli emre muharrer senetlerden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinden ibaret bulunmakla, davacının kendi kayıtlarında davalıya verdiği menfi tespiti istenen senetleri davalıdan alacak şeklinde kaydettiği, bu alacağın karşılığında davalıdan aldığı faturalar ile alacağını mahsup etmek suretiyle alacağının 25.569,09 TL'ye düştüğü,
Öte yandan, davacı tarafça dosyaya sunulan davalının yasal defter kayıtlarından çıkarılan davalı nezdindeki davacıya ait hesapta, davacının kendi kayıtlarında yer almayan, davalı kayıtlarında 17.08.2018 tarihli ve ... fiş numarası ve ... açıklaması ile kayıtlı vade tarihi 30.07.2018 olan 25.000 TL tutarında senedin protesto olduğu ve davalı tarafından davacıya hesaben iade edildiği kaydının bulunduğu,
Bu kaydın davacı defterlerinde mevcut olmadığı, davacı ve davalı kayıtlan arasındaki temel farkın bu 25.000 TL tutarında ve 30.07.2018 tarihli senedin protesto sebebiyle davalı nezdindeki davacı hesabında dikkate alınmasına karşılık bunun davacının kendi kayıtlarına yansıtılmamasından kaynaklandığı,
Davalı kayıtlarında yer alan, ancak davacı kayıtlarında yer almayan davacının kayıtlarında yer almayan 30.07.2018 tarihli senedin protestosu sebebiyle katlanılan 146,21 TL protesto masrafı, 12.07.2018 tarihinde bir başka senedin protesto masrafı olarak kaydedilen 146,21 TL, 03.04.2018 tarihinde bir başka senedin protesto masrafı olarak kaydedilen 146,21 TL toplamı olarak toplam 438,63 TL'yi davacıya olan borcuna mahsup ettiği,
Davacının kendi kayıtlarındaki davalıdan 25.569,09 TL alacak kaydından 25.000 TL protesto edilen davacının verdiği senet tutarı ve üç ayrı senedin protestosu sebebiyle davalının katlandığı 438,63 TL toplam masraf dikkate alındığında davacı kayıtlarına göre davacının davalıdan alacağının (25.569,09 TL - 25.000,00 TL - 438,63 TL =) 130,46 TL olarak kaydedilmesi gerektiği,
Davacının kendisinin dosyaya sunduğu Davalının kayıtlarında yer alan ancak davacının kayıtlarında yer almayan hesap kayıtlarına göre davacı kayıtlarında düzeltme yapıldıktan sonra her iki tarafın defter kayıtlarının birbiriyle tutarlı hale geldiği ve davalının davacıya 17.08.2018 tarihi itibariyle 130,46 TL borçlu olduğu sonucuna ulaşıldığı,
Davacının senetlerden borçlu olmadığına dair (menfi) tespit talebi bakımından, senet bedellerinin karşılığının çok büyük ölçüde fatura karşılığı mal bedeli olarak davalıdan alındığı, 17.08.2018 tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağı olarak kalan 130,46 TL'nin hangi senet ile ilişkili olduğunun tespit edilemeyeceği, TTK hükümlerine göre olmasa da bir carî hesap gibi işlediğini kabul edebileceğimiz taraflar arasındaki hesap ilişkisinin sonucunda olan alacağın, karşılığı alınmayan bir senetle doğrudan ilişkisinin kurulmasının mümkün olmaması bir yana, mümkün olsa bile taraflar arasındaki ticarî ilişkinin ve hesap ilişkisinin bu şekilde senet karşılığı hesabı yapılmasına uygun düşmeyeceği" tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalı adına 3. İflas Dairesine tebliğ edilmiştir.Davacı vekili tarafından rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş olup ek rapor alınması talebinde bulunulmuştur. Mahkememiz tarafından davacı vekilinin itirazları doğrultusunda önceki bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişi tarafından sunulan 02.10.2020 tarihli ek raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak "... Kök Rapordaki tespit ve kanaatleri değiştirmeyi gerektirecek yeni bir durum veya olgunun mevcut olmadığı" rapor edilmiştir.
Bilirkişi ek raporu davacı vekiline ve davalı adına ... İflas Dairesine tebliğ edilmiştir. Davacı vekili tarafından bilirkişi ek raporuna karşı beyan dilekçesi sunulmuş olup davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir.
YARGITAY Hukuk Genel Kurulu 2017/19-819 Es. Ve 2018/771 K. Sayılı ilamında ".... Eldeki davada da davacı, kömür karşılığı düzenlenen bononun, kömürün teslim edilmemesi nedeni ile bedelsiz kalmasına rağmen takibe konu edildiğini belirterek, bono nedeni ile borçlu bulunmadığının tespitini istemiştir.
Şekli açıdan unsurları tam olan bono üzerinde taraflar seçimlik olarak senedin hangi amaçla düzenlendiğine ilişkin bir kayıt eklememişlerdir. Hukuki ilişkiden mücerret olan senetteki keşideci imzası da inkâr edilmemiştir. Bu durumda davacı 818 sayılı BK’nın 182. maddesinde düzenlenen peşin satışa dayanmış ve ödeme vasıtası olarak düzenlenen bononun avans olarak verilmesine rağmen malın teslim edilmediğini iddia etmiştir. Bu durumda ispat yükü yer değiştirmiş ve somut olayda edimlerin aynı anda ifası gerektiğinden, bu karinenin aksini ispat külfeti davacıya geçmiştir. Kambiyo senedi hukuken geçerli olduğundan eldeki menfi tespit davasında davacı-borçlunun bononun kömürün tesliminden önce avans olarak verildiğini, malın (kömürün) teslim edilmediğini ve senedin bedelsizliğini de usul hükümleri gereğince yazılı delille ispatlaması gerekmektedir." yönünde karar verilmiştir.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre davacı tarafından davalıya verilmiş olan 30.7.2018 vadeli 25.000 TL bedelli, 01.9.2018 vadeli 25.000 TL bedelli, 30.9.2018 vadeli 25.000TL bedelli ve 30.11.2018 vadeli 30.000TL bedelli toplamda 105.000 TL bedelli 4 adet senet nedeniyle davalı aleyhine Mahkememizde iş bu menfi tespit davasının açıldığı ve Mahkememiz tarafından yapılan yargılama sırasında alınan 06.07.2020 tarihli kök raporda davacının senetlerden borçlu olmadığına dair (menfi) tespit talebi bakımından, senet bedellerinin karşılığının çok büyük ölçüde fatura karşılığı mal bedeli olarak davalıdan alındığı, 17.08.2018 tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağı olarak kalan 130,46 TL'nin hangi senet ile ilişkili olduğunun tespit edilemeyeceği, TTK hükümlerine göre olmasa da bir carî hesap gibi işlediğinin kabul edilebileceği taraflar arasındaki hesap ilişkisinin sonucunda olan alacağın, karşılığı alınmayan bir senetle doğrudan ilişkisinin kurulmasının mümkün olmaması bir yana, mümkün olsa bile taraflar arasındaki ticarî ilişkinin ve hesap ilişkisinin bu şekilde senet karşılığı hesabı yapılmasına uygun düşmeyeceğinin rapor edildiği, yukarıda belirtilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında da değinildiği üzere ispat külfeti davacı tarafta olmasına rağmen davacı tarafından senetlerin davalıya mal karşılığında verildiğinin ve davalı tarafından malların teslim edilmediğinin ispat edilemediği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 59,30-TL harcın başlangıçta peşin alınan 1.793,14-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.733,84-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-)Davacı yanca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde re'sen davacıya/vekiline iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde, davalı/vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/01/2021

Katip ...
¸e-imzalıdır.

Hakim ...
¸e-imzalıdır.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi