Esas No: 2021/324
Karar No: 2021/3301
Karar Tarihi: 13.10.2021
Danıştay 13. Daire 2021/324 Esas 2021/3301 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2021/324
Karar No:2021/3301
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Odası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nca gerçekleştirilen "Türkiye Genelinde İdaremizce Yapılacak Olan Yerleşim Alanları Kentsel Tasarım Projeleri Hazırlatılması İşi ile İlgili Mühendislik ve Mimarlık Tasarım Hizmetleri 20. Paket Danışmanlık Hizmeti Alım İşi" ihalesinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; davacı Oda tarafından dava dilekçesinde, uyuşmazlık konusu olay ile ilgili olarak ileri sürülen iddialarda, dava konusu ihale işleminin Odanın ne tür bir menfaatini ihlâl ettiği hususunun açık, anlaşılır ve somut bir biçimde ortaya konulamadığı, bu durumda, dava konusu ihale ile Oda arasında somut, güncel ve meşru bir menfaat alakasının bulunmadığı anlaşıldığından, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Nitekim, Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin benzer bir uyuşmazlıkla ilgili olarak verdiği 03/06/2020 tarih ve E:2019/3393, K:2020/1136 sayılı kararı da bu yöndedir.
Belirtilen gerekçelerle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, odanın davayı açma konusunda ehliyetli olduğu, şehir plancısı, kent plancısı veya şehir ve bölge plancısı unvanlı oda üyelerinin kentsel tasarım projelerinde, mimar veya peyzaj mimarları ile eşit bir statüde bulunmalarının zorunluluk olduğu, ihale dokümanında gösterilen anahtar teknik personel listesinde şehir plancısına yer verilmediği, Mekansal Planlar Yönetmeliği dayanak gösterilerek çıkarılan 02/04/2018 tarihli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nca Onaylanacak Kentsel Tasarım Projelerinin Hazırlanmasına ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönerge'nin 13. maddesi kapsamında kentsel tasarım projelerinde şehir plancısının bulunmasının zorunluluk arz ettiği, ihale dokümanında şehir plancısına yer verilmemesinin mevzuata aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 22/05/2020 tarihinde "Türkiye Genelinde İdaremizce Yapılacak Olan Yerleşim Alanları Kentsel Tasarım Projeleri Hazırlatılması İşi ile İlgili Mühendislik ve Mimarlık Tasarım Hizmetleri 20. Paket Danışmanlık Hizmeti Alım İşi" ihalesi gerçekleştirilmiştir.
Davacı Oda tarafından, anılan ihaleye ait dokümanlarda yer alan teknik personel listesinde şehir plancısının bulunmaması nedeniyle ihalenin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, iptal davaları idarî işlemler hakkında menfaatleri ihlâl edilenler tarafından, tam yargı davaları da idarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını düzenleyen 135. maddesinde, "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir." kuralı yer almıştır.
6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği Kanunu'nun 2. maddesinde, "Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlâkını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak" ve "Meslek ve menfaatleriyle ilgili işlerde resmî makamlarla işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve tekliflerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı, normları, fenni şartnameleri incelemek ve bunlar hakkındaki görüş ve düşünceleri ilgililere bildirmek" Birliğin kuruluş amaçları arasında sayılmıştır.
6235 sayılı Kanun'a dayanılarak hazırlanan Şehir Plancıları Odası Ana Yönetmeliği'nin "Odanın amaçları" başlıklı 6. maddesinin (a) bendinde, "Ülke ve kamu çıkarları çerçevesinde şehir ve bölge planlaması mesleği ile ilgili bütün konularda mesleğin ve meslektaşların görev ve yetkilerini düzenlemek"; (b) bendinde, "Oda üyelerinin birbirleri ile ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak, meslek haklarına sahip çıkmak, kent planlama ve bilimini geliştirmek"; (c) bendinde, "Ülke içinde ve dışında tüm resmi ve özel kuruluşlarla işbirliği yaparak uygulama ve kuram alanında mesleğin gelişmesini sağlamak üzere her türlü etkinlikte bulunmak"; (d) bendinde, "Ülkenin ve kamunun çıkarlarının korunması doğrultusunda meslek alanına giren konularda doğal kaynakların ve kamusal varlıkların korunması ve geliştirilmesi, ülkenin sanatsal ve teknik gelişmesi için gerekli gördüğü tüm girişim ve etkinliklerde bulunmak" Şehir Plancıları Odası'nın amaçları arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, iptal davaları "idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan" davalar olarak tanımlanmakta; yargı kararlarında "menfaat" kavramının davacı ile iptalini istediği idarî işlem arasındaki ilgiyi ifade ettiği belirtilmekte ve idarî işlem ile dava açan kişi arasında meşru, güncel ve ciddî bir alâka söz konusu ise, davada menfaat bağının bulunduğu kabul edilmekte; bunun dışında ayrıca subjektif bir hakkın ihlâl edilmesi şartı aranmamaktadır.
Dolayısıyla iptal davasının gerek anılan maddede, gerekse içtihat ve doktrinde belirlenen hukukî nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idarî işlemlerin, bu idarî işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat alâkası kurabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü gerekmektedir.
Anayasa'nın kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını düzenleyen 135. maddesinde, "... kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla konulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişileridir..." kuralı yer almış; 6235 sayılı Kanun'un 2. maddesinde ise, Birliğin kuruluş amaçları arasında, "Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlâkını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak" ve "Meslek ve menfaatleriyle ilgili işlerde resmî makamlarla işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve tekliflerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı, normları, fenni şartnameleri incelemek ve bunlar hakkındaki görüş ve düşünceleri ilgililere bildirmek" de sayılmıştır.
6235 sayılı Kanun'a dayanılarak çıkarılan Şehir Plancıları Odası Ana Yönetmeliği'nin 6. maddesinin (b) bendinde, "Oda üyelerinin birbirleri ile ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak, meslek haklarına sahip çıkmak, kent planlama ve bilimini geliştirmek" Odanın amaçları arasında yer almıştır.
Aktarılan mevzuat kurallarının incelenmesinden, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının kuruluş kanunlarında gösterilen amaçları doğrultusunda dava açma ehliyeti bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bakılan davanın, uyuşmazlığa konu ihaleye ait ihale dokümanında gösterilen anahtar teknik personel listesinde şehir plancısına yer verilmediği, Mekansal Planlar Yönetmeliği dayanak gösterilerek çıkarılan 02/04/2018 tarihli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nca Onaylanacak Kentsel Tasarım Projelerinin Hazırlanmasına ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönerge'nin 13. maddesi kapsamında şehir plancısı, kent plancısı veya şehir ve bölge plancısı unvanlı Oda üyelerinin kentsel tasarım projelerinde, mimar veya peyzaj mimarları ile eşit bir statüde bulunmalarının zorunluluk olduğu, ihale dokümanında şehir plancısına yer verilmemesinin mevzuata aykırılık teşkil ettiği iddialarıyla açıldığı anlaşıldığından, Anayasa'nın 135. maddesi, 6235 sayılı Kanun'un 2. maddesi ve Şehir Plancıları Odası Ana Yönetmeliği'nin 6. maddesinin (b) bendi çerçevesinde, Şehir Plancıları Odası meslek mensuplarının ortak yararlarını ilgilendiren işbu davayı açmakta davacı Oda'nın ehliyetinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, temyize konu Mahkeme kararında atıf yapılan Dairemizin 03/06/2020 tarih E:2019/3393 K:2020/1136 sayılı kararının da mahkeme kararı yönünde olduğu belirtilmiş ise de, davaya konu her uyuşmazlığın diğerlerinden bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiği, başka bir anlatımla, uyuşmazlıklara ait farklı dava dosyalarında ileri sürülen iddialar ile bilgi ve belgeler dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği, benzer uyuşmazlıklarda verilen kararlardan birinin diğerine emsal olmayabileceği, bu kapsamda mahkemece emsal olarak gösterilen Dairemizin E:2019/3393 sayılı dosyasında iptali istenilen işlemle Odanın ve mimarlık mesleği mensuplarının ne tür bir menfaatinin ihlâl edildiği hususunun ise açık ve anlaşılır biçimde ortaya konulamadığı, bakılan davada ise, davaya konu işlemle davacı Odanın ve şehir plancılığı mesleği mensuplarının menfaatinin ihlâl edildiği hususunun açık, anlaşılır ve somut bir biçimde ortaya konulduğu görülmektedir.
Bu itibarla, davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 13/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.