Esas No: 2019/2451
Karar No: 2022/890
Karar Tarihi: 13.06.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2451 Esas 2022/890 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2451
KARAR NO: 2022/890
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2019
NUMARASI: 2018/1192 Esas 2019/1061 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/06/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili,taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğunu, faturaların davalıya tebliğ edilerek ticari defterlerine işlendiğini,kumaşların USD cinsinden satılmış olup, faturalarda ödemelerin döviz cinsinden yapılacağı,ibaresinin mevcut olduğunu, kanun gereği KDV hesabı için alacağın TL karşılığının gösterildiğini , 70.000-TL bedelli çekin ödenmesine müteakip ödeme günündeki kur üzerinden mahsubunun yapıldığını, o günki bakiye alacak meblağının davalıdan talep edildiğini, davalının olumsuz cevabı üzerine davalıya11.09.2018 tarihli faturanın gönderildiğini ve cari hesap bakiyesinin 3 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine icra takibi başlattıklarını, davalı takibe itiraz ettiğinden takibin durduğunu, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının icra- inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili,taraflar arasında kur farkı ödeneceğine dair sözleşme ve uygulama olmamasına rağmen kur farkı faturası keserek bedelini talep ettiğini, faturanın 10.08.2018 tarihinde müvekkili şirkete e-mail yoluyla iletildiğini, aynı şekilde e-mail ile faturaya itiraz edilerek iade edildiğini, müvekkili şirketin 2017 yılı aralık ayında toplam 75.113,15-TL’lık kumaş satın aldığını,karşılığında 12.01.2018 tarihinde 70.000-TL bedelli çekin verildiğini, alınan kumaşlara karşılık davacı tarafın faturalarına itiraz edilmese dahi sadece satış bedelinin kesinleşeceğini, faturadaki zorunlu unsurlar dışında davacı yanca eklenen kur farkına ilişkin kayıtların kabul edildiği anlamına gelmeyeceğini ileri sürerek davanın reddine,davacının kötü niyet tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, Yargıtay 19. HD'nin 2016/12505 esas, 2017/ 8069 karar sayılı ve 19.12.2017 tarihli kararı kıyasen uygulanarak,taraflar arasında kur farkına ilişkin sözleşme bulunmadığı,ancak faturalarda açıkça USD karşılığının belirtildiği, faturalarda "bu fatura muhteviyatı USD cinsinden satılmış olup, ödemeleri USD cinsinden olacaktır" ibaresi bulunduğu,faturaların 06/12/2017, 15/12/2017 tarihli toplam 75.113,15- TLbedelli olduğu, davalı 31/07/2018 vadeli 70.000-TL bedelli çek ile ödeme yaptığı,çekin 12/01/2018 tarihinde davacıya teslim edildiği, çek bedelinin borcun tümünü karşılamadığı gibi keşide tarihinin yedi buçuk ay sonrasına denk geldiği, bu durumda yapılan ödemenin borca mahsuben yapıldığı ve aradaki süre için kur farkı talep edilebileceği gerekçesi ile davalının itirazının asıl alacak yönünden iptaline, alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a gereği faiz işletilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; mahkemenin kabul gerekçesinin çelişkili ve hakkaniyete aykırı olduğunu, takibe ve davaya konu fatura dışında taraflar arasında kur farkına ilişkin herhangi bir uygulamaya rastlanmadığını, bilirkişi raporunda da belirtildiğini, faturadaki zorunlu unsurlar dışında davacı yanca eklenen kur farkına ilişkin kayıtların, davalı müvekkilince kabul edildiği anlamına gelmediğini ve davacıya bu konuda bir talep hakkı verilmediğini, bu nedenlerle kararın kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava;davacının, davalıdan, kumaş satım bedeline dair bakiye kur farkı alacağına ilişkin düzenlediği faturadan doğan alacağının tahsili için 03/10/2018 tarihinde başlattığı ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptaline ilişkindir. Davacı tarafından düzenlenen sipariş teyit formları ile faturalarda satış bedeli USD cinsinden gösterilerek, döviz ile yapılan vadeli satışlarda fatura tarihi ile ödeme tarihi arasında doğacak kur farkının ayrıca fatura edilerek peşin olarak tahsil edileceğinin yazılı olduğu, davacının bir kısım borca mahsuben davalı tarafından verilen Türk Lirası üzerinden düzenlenmiş çeki alarak bedelini tahsil ettiği tespit edilmektedir. Kur farkı alacağının talep edilebilmesi için taraflar arasında akdedilen sözleşmede hüküm bulunması ya da faturaya konu malların döviz karşılığı satımının yapılmış olması gerekir. Kur farkında vade farkı istemleri gibi teamülün olup olmadığı önemli değildir. Taraflar arasında kur farkı alacağını öngören sözleşme bulunmamakla birlikte dosyada bulunan satış faturalarının incelenmesinde malların döviz karşılığı satıldığı ve TL karşılığınında gösterildiği görülmektedir. Bu durumda davalı kur farkı alacağından dolayı sorumlu olacağından, davacının kur farkı alacağının ödeme tarihindeki kurun dikkate alınarak hesaplanması suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir. (Yargıtay 19. HD.nin 2017/3549 esas, 2018/4033 karar sayılı 11/09/2018 tarihli ilamı ,) Açıklanan nedenlerle; davalının yabancı para karşılığı vadeli borçlandığı, borcuna -TL ile ödeme yaptığı ,zorunlu olarak ödeme tarihinde ki mevcut borçtan yabancı paraya çevrilerek mahsubunun yapılacağı ,hükmedilen miktar kadar bakiye kur farkı hesaplandığı anlaşılmakla davalı vekilinin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Hükümde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 1.591,76-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 397,94-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.193,82-TL harcın davalıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 38-TListinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/06/2022