Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18879
Karar No: 2018/4488
Karar Tarihi: 07.05.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/18879 Esas 2018/4488 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/18879 E.  ,  2018/4488 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davacılar ile davalılardan ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
    K A R A R
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davacı ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
    2- Dava, 26/06/2013 tarihli iş kazası sonucu sigortalının vefatı nedeniyle hak sahibi eş ve çocukları ile anne ve babasının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davacı eş ve çocukların maddi tazminat istemlerinin kabulüne davacı annenin maddi tazminat isteminin reddine, davacıların manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Somut olayda davacının kamyon şoförü olarak davalı ... Ticaret Ltd. Şirketinde çalışırken olay günü kullandığı aracın tentesine ...’a ait hattın dolaşması üzerine aracın tentesine çıkarak takılan teli kurtarmaya çalıştığı sırada tentenin üzerinden düşerek vefat ettiği, iş kazasının gerçekleşmesinde sigortalının %50, davalı ... A.Ş.’nin %50 oranında kusurlu olduğu, davalı işveren şirketin ise kusursuz olduğu, 09/06/2016 tarihli hesap raporunda ...... Taşıyıcılar Kooperatifinin bildirdiği 1.700 TL düzeyindeki ücrete itibar edilerek, asgari ücretin 2,19 katı üzerinden hesap yapıldığı anlaşılmıştır.
    Taraflar arasında uyuşmazlığın maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. İş kazası sonucu maluliyete dayalı maddi tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır.

    Öte yandan bu usule göre tespit edilen ücretin hesaba esas alınmasında HMK’nun 25.maddesinde düzenlenen “taraflarca getirilme ilkesi” ve 26.maddesinde düzenlenen “taleple bağlılık ilkesi”ne riayet edilerek taraf beyan ve dilekçelerinde ücrete ilişkin kabule de itibar edilerek hesap yapılması gerekmektedir.
    Bu açıklamalar ışında somut olayda, hakkaniyete uygun maddi tazminatın tespiti açısından, emsal ücret araştırması yapılması yerindeyse de; davacı vekilinin dava dilekçesinde kazalı sigortalının aylık gelirinin sağlığında 1.500 TL olduğunu beyan etmiş olmasına karşın bu beyan aşılmak suretiyle 1.700 TL düzeyindeki ücretin hesaba esas alınması hatalı olmuştur.
    Mahkemece yapılacak iş taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış hakları da gözeterek davacı vekilinin dava dilekçesinde bildirdiği 1.500 TL ücret dikkate alınarak yapılacak hesabı hükme esas almaktan ibarettir.
    3- Bilindiği üzere, gerek mülga B.K"nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde Hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
    Bu açıklamalar ışığında davacı eş lehine takdir edilen 20.000 TL, davacı çocukların her biri lehine takdir edilen 10.000 TL ile davacı anne ve babanın her biri lehine hükmedilen 5.000,00 TL manevi tazminatın az olduğu açıkça belli olmaktadır.
    Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O, halde davacı ve davalı ... ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine 07/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi