Esas No: 2020/1531
Karar No: 2021/1285
Karar Tarihi: 13.10.2021
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2020/1531 Esas 2021/1285 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1531
Karar No : 2021/1285
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
İSTEMİN KONUSU : .... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ... ilâ ... takip numaralı ödeme emirleri ile şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve 2013/3 takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
.... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Asıl borçlu ... Tekstil İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirleri şirketin bilinen adresinde tebliğ edilemediğinden bahisle ilanen tebliğ edilmiştir. Vergi borcunun ödenmemesi ve şirket hakkında yapılan malvarlığı araştırması neticesinde söz konusu amme alacaklarının asıl borçlu şirketten tahsil olanağı kalmadığının anlaşılması üzerine davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla dava konusu ödeme emirleri düzenlenerek tebliğ edilmiştir.
Dava konusu ödeme emirlerine konu vergi borçlarının tahsili amacıyla asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerine ilişkin tebliğ alındıları, şirketin adreste bulunamadığı şerhi düşülüp Vergi Usul Kanunu'nun 102. maddesine uygun olarak komşularından bir kişi, muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden birine veyahut bir zabıta memuruna imzalatılmak suretiyle tutanak haline getirilmeden iade edilmiştir.
Asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirleri usulüne uygun tebliğ edilmediğinden, asıl borçlu şirket hakkında takip yollarının usulüne uygun tüketilmediği sonucuna ulaşıldığından, kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Mahkeme bu gerekçeyle dava konusu ödeme emirlerini iptal etmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 25/12/2018 tarih ve E:2014/9217, K:2018/14957 sayılı kararı:
Davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla, asıl borçlu şirketin 2000 yılının Nisan dönemine ilişkin katma değer vergisi borcunun tahsili amacıyla düzenlenen ... takip numaralı ödeme emrine ilişkin yapılan inceleme:
Söz konusu ödeme emri içeriği borcun asıl borçlu şirketten tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emri ve tebliğine ilişkin bilgi ve belgelerin, ara kararıyla istenilmesine rağmen dosyaya sunulmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, şirket adına ödeme emri düzenlenip tebliğ edildiği hususu idarece ispat edilemediğinden, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ... sayılı ödeme emrinde hukuka uygunluk, Vergi Mahkemesi kararının bu ödeme emrini iptal eden hüküm fıkrasında da sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu ödeme emirlerinden ... tarih ve … takip numaralı ödeme emri dışında kalan ödeme emirlerine ilişkin yapılan inceleme:
Davacı adına ödeme emri düzenlenmeden önce, asıl borçlu şirket hakkında yürütülen takip işlemleri sırasında şirkete ulaşabilmek amacıyla yapılan adres araştırmalarında;
i. 09/09/2005 tarihinde "... Cami Sok. No:… …" adresinde ifade sahibi han sorumlusu, mahalle muhtarı ve memur nezdinde düzenlenen adres tespit tutanağıyla şirketin adreste tanınmadığı,
ii. 22/11/2005 tarihinde "… Mah. … Sok. No:… …" adresinde ifade sahibi otel işçisi, mahalle muhtarı ve memur nezdinde düzenlenen tutanakla adreste mülk sahibinin faaliyet gösterdiği ve şirketin adresi terk ettiği,
iii. 08/06/2007 tarihinde … Mahallesindeki adreste mahalle muhtarı ve memur nezdinde düzenlenen tutanakla adreste mülk sahibinin faaliyet gösterdiği, şirketin adresi terk ettiği,
iv. 08/06/2007 tarihinde "… Mah. ... Cami Sok. No:… …" adresinde mahalle muhtarı ve memur nezdinde düzenlenen tutanakla şirketi tanıyan olmadığı,
v. 23/08/2007 tarihinde … ve … Mahallelerindeki adreslerde muhtar ve memur nezdinde düzenlenen tutanaklarla şirketin tanınmadığı ve muhtarlık kaydının olmadığı,
vi.23/08/2007 tarihinde "… Mah. … Sok. No:… …" adresinde mülk sahibi, muhtar ve memur nezdinde düzenlenen tutanakla adreste mülk sahibinin faaliyet gösterdiği,
vii. 24/08/2007 tarihinde "… Mah. … Cad. … Sok. No:… …" adresinde muhtar ve memur nezdinde düzenlenen tutanakla şirketin nakil almadan adresten ayrıldığı,
iix. 24/08/2007 tarihinde "… Mah. … Sok. … Apt. No:… …" adresinde muhtar ve memur nezdinde düzenlenen tutanakla şirketin nakil almadan adresten ayrıldığı,
ix. 24/08/2007 tarihinde "… Mah. … Cad. No:… …" adresinde ihtiyar heyeti üyesi ve memur nezdinde düzenlenen tutanakla adreste başkalarının ikamet ettiği hususlarının nezdinde tutanak düzenlenen kişilerin de imzalarıyla birlikte tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere asıl borçlu şirkete bilinen adreslerinde idare tarafından defalarca ulaşılmaya çalışılmasına rağmen ulaşılamadığı, böyle bir durumun hayatın olağan akışı içerisinde normal ve mutad olmadığının kabulü gerektiğinden, idarenin ilanen tebliğ yoluna gitmesinde hukuka ayrılık bulunmamaktadır.
Bununla birlikte; Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi kayıtları üzerinde yapılan araştırmada, 06/12/1999 tarihinde tescil edilen ve 09/12/1999 tarihinde yayımlanan ortaklar kurulu kararıyla, davacının beş yıllık süre için şirket müdürü seçildiği, dava konusu ödeme emirleri içeriği vergi borçlarından bir kısmının ise davacının kanuni temsilci olduğu dönemlere isabet etmediği görülmüştür.
Bu nedenle, işbu bozma kararı üzerine Mahkemece, davacının temsil ve ilzam yetkisi bakımından dönemsellik ilkesine uygun değerlendirme yapılması suretiyle sorumlu olduğu dönemlerin ortaya konulmasından sonra şirket hakkında gerekli malvarlığı araştırmasının yapılıp yapılmadığı hususunda kanuni temsilci davacı yönünden usulüne uygun olarak kesinleşmiş bir kamu alacağı bulunup bulunmadığı ve şirket yönünden tüm takip yollarının tüketilip tüketilmediğinin değerlendirilmesi suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Daire bu gerekçeyle kararın ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emrinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasını onamış; diğer ödeme emirlerine ilişkin hüküm fıkrasını bozmuştur. Davalının karar düzeltme istemini reddetmiştir.
.... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle bozulan kısım yönünden ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl borçlu şirketten kısmen veya tamamen tahsil imkanı kalmayan vergi alacağının tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde dava konusu ödeme emirlerinin hukuka uygun olarak düzenlendiği belirtilerek aksi yönde verilen ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay Dördüncü Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.
Öte yandan, Mahkeme tarafından 213 sayılı Kanun'un 103. maddesindeki koşulların gerçekleştiği olayda ilanen yapılan tebligatın aynı Kanun'un 104. maddesinde düzenlenen şekle uygun olarak yapılıp yapılmadığı dolayısıyla kamu alacağının kesinleşip kesinleşmediği, tahsil zamanaşımını kesen sebeplerin var olup olmadığı hususları da değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği tabiidir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- .... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/10/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.