Abaküs Yazılım
Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/216
Karar No: 2021/1280
Karar Tarihi: 13.10.2021

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2021/216 Esas 2021/1280 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/216
Karar No : 2021/1280

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı - …
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Davacı adına düzenlenen 2009 yılına ait vergi ziyaı cezalı gelir vergisine ilişkin ihbarname, davacının bilinen adreslerinde tebliğ edilemediğinden bahisle ilanen tebliğ edilmiş ve kesinleşen amme alacağının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emri düzenlenerek tebliğ edilmiştir.
İlan yoluyla tebliğ, yükümlü adresinin bilinmemesi durumunda başvurulabilecek bir tebliğ şekli olduğundan adreste bulunamama hali usulüne uygun şekilde saptanmadıkça bu yolla yapılacak tebliğin hüküm ifade etmeyeceği açıktır.
Olayda, davacı adına düzenlenen ihbarnamenin tebliğine ilişkin tebliğ alındısı adreste bulunamamaya dair herhangi bir şerh ve tarih içermemekle birlikte 213 sayılı Kanun'un 102. maddesinde belirtilen usulde tutanak haline getirilmemiştir. Öte yandan, anılan Kanun'da düzenlenmemesine rağmen adres tespit tutanağı ile tebligatın yapılamadığı hususu ortaya konulmaya çalışılmış ancak söz konusu tutanağın tebliğ alındısı ile ilgisi kurulmamış ve tebliğ alındısı ile aynı tarihlerde düzenlenip düzenlemediği belirtilmemiştir.
Bu durumda, koşulları oluşmadığı halde ilanen yapılan tebligat usule aykırı olduğundan, usulüne uygun olarak kesinleşmiş bir kamu alacağının varlığından söz etmek mümkün değildir.
Bu nedenle davacı adına tanzim edilen ödeme emrinde yasal isabet görülmemiştir.
Mahkeme bu gerekçeyle dava konusu ödeme emrini iptal etmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 12/03/2020 tarih ve E:2016/9925, K:2020/1430 sayılı kararı:
Dava konusu ödeme emrinin dayanağı ihbarnamenin tebliği için davacının MERNİS adresi olan "Yenikent mahallesi, 458. Sokak No:8 Bayrampaşa/İstanbul" adresine gidilerek, tebliğ alındısına söz konusu adreste muhatabın tanınmadığına ilişkin 24/03/2014 tarihli kaşe basılmış, akabinde "… mahallesi … Sokak K. No:… D.No:… Zeytinburnu/İstanbul" adresine tebliğe gidilmiş, 12/05/2014 tarihli adres tespit tutanağı ile adresin terk edildiği muhtar nezdinde tespit edilerek Kanun'un amaçladığı anlamda tebliğ imkansızlığı ortaya konulmuştur. Ayrıca söz konusu adres tespit tutanağına ihbarname numaraları yazılarak tebliğe çalışılan ihbarnamelerle de ilişkilendirilmiştir.
Bu durumda, ilanen tebliğ için gerekli şartların oluştuğu ve ilanen tebliğ edilen ihbarnameler üzerine dava açılmayarak amme alacağının kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, kesinleştiği anlaşılan borçların tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık, aksi gerekçe ile verilen Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı adına düzenlenen ödeme emrinin hukuka uygun olduğu belirtilerek aksi yönde verilen ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı adına düzenlenen 2009 yılına ait vergi ziyaı cezalı gelir vergisine ilişkin ihbarname, davacının bilinen adresi olan "… mahallesi, ... Sokak No:… Esenyurt/İstanbul" adresine tebliğe çıkarılmıştır. Tebliğ alındısında söz konusu adreste muhatabın tanınmadığına ilişkin 24/03/2014 tarihli kaşe basılarak tebliğ evrakı iade edilmiştir.
Bunun üzerine anılan ihbarname UYAP kayıtlarından davacının ilgili dönemde MERNİS adresi olduğu anlaşılan "… mahallesi …. Sokak K. No:… D.No:… Zeytinburnu/İstanbul" adresine tebliğe çıkarılmış ve ilgili adreste düzenlenen 12/05/2014 tarihli adres tespit tutanağı ile tebliğe konu ihbarnamelerin numaraları da belirtilerek adres terk edildiğinden tebliğin yapılamadığı muhtar nezdinde tespit edilmiştir.
Anılan adres tespit tutanağına istinaden davacı adına düzenlenen ihbarnameler ilanen tebliğ edilmiş ve dava açılmayarak amme alacağının kesinleştiğinden bahisle davacı adına amme alacağının tahsili amacıyla dava konusu … tarih ve … takip numaralı ödeme emri düzenlenmiştir.
Dava konusu ödeme emri 08/09/2015 tarihinde davacının bilinen adresi olan "… mahallesi, …. Sokak No:… Esenyurt/İstanbul" adresinde bizzat davacıya tebliğ edilmiş, aynı adreste davacı adına düzenlenen başka bir evrakın 13/04/2011 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği dava dosyasına sunulan belgelerden anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 93 ilâ 109. maddelerinde tebliğ esasları, tebliğin muhatapları, posta ve ilan yoluyla tebliğler ile memur eliyle tebliğ ve tebliğ yerine geçen işlemler düzenlenmiş, tebligatın nerede, nasıl ve kimlere yapılacağı belirlenmiştir.
213 sayılı Kanun'un 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların, adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmühaberli taahhütlü olarak tebliğ edileceği, şu kadar ki ilgilinin kabul etmesi şartıyla tebliğin daire veya komisyonda yapılmasının mümkün olduğu kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanun'un uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 101. maddesinde bilinen adreslerin neler olduğu sayılmış, mektupların gönderilmesinde bu adreslerden tarih itibarıyla tebligat yapılacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tespit edilmiş olanının nazara alınacağı belirtilmiş; 102. maddesinin ikinci fıkrasında, muhatabın zarf üzerindeki yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerine yazacağı, mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği düzenlenmiş; yedinci fıkrasında ise, yukarıdaki fıkralarda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyet taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz'edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tespit olunacağı hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanun'un 103. maddesinde, muhatabın adresi hiç bilinmezse, bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilânen yapılacağı hükme bağlanmış, 104. maddesinde ise ilânen tebliğin şekil şartlarına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dava konusu ödeme emrinin dayanağı ihbarname 24/03/2014 tarihinde davacının MERNİS adresi olduğu belirtilerek "… mahallesi, ... Sokak No:… Esenyurt/İstanbul" adresine tebliğe çıkarılmışsa da UYAP kayıtlarından, anılan adresin ilgili dönemde davacının MERNİS adresi olmadığı anlaşılmıştır. Söz konusu tebliğe ilişkin olarak düzenlenen tebliğ alındısına muhatabın adreste tanınmadığına ilişkin kaşe basılmış, ancak usulüne uygun olarak tutanak haline getirilmemiş veya anılan adreste adres tespit tutanağı düzenlenmemiştir.
Bunun üzerine anılan ihbarname, UYAP kayıtlarından, 01/10/2013 ila 16/05/2017 tarihleri arasında davacının MERNİS adresi olduğu anlaşılan "… mahallesi ... Sokak K. No:… D.No:… Zeytinburnu/İstanbul" adresine tebliğe çıkarılmıştır. Anılan adreste usulüne uygun olarak düzenlenen 12/05/2014 tarihli adres tespit tutanağıyla tebliğin yapılamadığı tespit edilmiş ve söz konusu tutanağa istinaden ilanen tebliğ yapılmıştır.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeden, ilanen tebliğin ancak muhatabın adresinin hiç bilinmediği, bilinen adresinin yanlış olduğu, muhatabın bilinen adresten temelli olarak ayrıldığı veya başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmadığının ilanen tebliğ tarihinden önce usulüne uygun olarak tespit edilmiş olması durumunda mümkün olduğu anlaşılmaktadır.
Olayda, davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emri ile başka bir evrakın da davacının bilinen adresi olan "… mahallesi, …. Sokak No:… Esenyurt/İstanbul" adresinde bizzat davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu ödeme emrinin dayanağı ihbarnamenin bilinen adreste tebliğ edilemediği hususu usulüne uygun olarak tespit edilmeden davacının MERNİS adresine tebliğe çıkılmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu nedenle, dava konusu ödeme emrinin dayanağı ihbarnamenin davacının MERNİS adresinde düzenlenen adres tespit tutanağına istinaden ilanen tebliği üzerine davacı adına usulüne uygun olarak tebliğ edilerek kesinleşmiş bir kamu alacağının varlığından söz etmek mümkün olmadığından, dava konusu ödeme emrinin iptali yönünde verilen ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararına yönelik temyiz isteminin REDDİNE,
2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi