Esas No: 2019/17561
Karar No: 2021/11343
Karar Tarihi: 13.10.2021
Danıştay 6. Daire 2019/17561 Esas 2021/11343 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/17561
Karar No : 2021/11343
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı - ANKARA
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN ÖZETİ : Yalova İli, Çınarcık İlçesi'nde 17.08.1999 tarihinde meydana gelen depremde enkaz altında kalan davacının uzuv kaybına uğrayarak ağır şekilde yaralandığı, sorumlu kamu görevlileri hakkında soruşturma yapılmasına izin verilmemesi nedeniyle uğranıldığı öne sürülen 2.000.000,00-TL manevi tazminata karar verilmesi istemiyle açılan davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine 13/10/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY (X):
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında 60 gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava açma süresi içinde dava açılabileceği; 7. maddesinde de, Yasada ayrı süre gösterilmeyen hallerde, idari uyuşmazlıklarda dava açma süresinin, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren 60 gün olduğu hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; Yalova İli, Çınarcık İlçesi'nde 17.08.1999 tarihinde meydana gelen depremde enkaz altında kalan davacının uzuv kaybına uğrayarak ağır şekilde yaralandığı, özür durumunu belirten raporların dosya içerisinde bulunduğu, … Mahkemesince verilen … tarihli, …, …, … başvuru numaralı kararlarından kamuoyu aracılığıyla haberdar olunduğu, bu kararlarda Türkiye Cumhuriyetini savunan kurumun Adalet Bakanlığı olduğu, ayrıca, dava dilekçesinde depremde yıkılan yapılardan dolayı sorumluluğu bulunan kamu görevlileri hakkında soruşturma yapılmasına izin verilmemesi nedeniyle zarara uğranıldığının ileri sürüldüğü, bu sebeplerle davacı tarafından 27.03.2018 tarihinde, 200.000,00 TL manevi tazminat istemli zararının karşılanması için Adalet Bakanlığına başvuru yapıldığı, ancak başvuru dilekçesinin dosyada bulunmadığı, bu başvurunun ise … tarihli … sayılı karar ile reddedildiği, bunun üzerine 14.06.2018 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdari eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini davalarında eylemin idariliğinin yanında, yol açtığı zararın da ortaya çıkmasının zorunlu olduğu, bu iki koşulun bütünüyle oluştuğu ve öğrenildiği tarihin ise dava açma süresinine başlangıcı olarak alınması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır. Ancak, dava konusu olayda, davacı tarafından depremde yıkılan yapılardan dolayı sorumluluğu bulunan kamu görevlileri hakkında soruşturma yapılmasına izin verilmemesi nedeniyle zarara uğranıldığının ileri sürüldüğü de dikkate alındığında Mahkemece öncelikle davacının idarenin işlemi nedeniyle mi yoksa eylemi nedeniyle mi zarara uğradığı araştırılmalı, bu husus açıklığa kavuşturulduktan sonra idarenin eylemi nedeniyle zararın oluştuğu kanaatine varılırsa davacının ön başvurusunu doğru idareye mi yaptığı hususu tespit edilmeli, daha sonra davacının idareye yaptığı başvurusu ve sağlık raporları da incelenip eylemin idariliğini öğrenme ve zararın ortaya çıktığı tarih kesin olarak belirlenerek karar verilmesi gerektiğinden bu hususlar açıklığa kavuşturulmadan davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki kararda hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varıldığından temyize konu kararın bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.