Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/159
Karar No: 2022/1196
Karar Tarihi: 14.06.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/159 Esas 2022/1196 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2022/159
KARAR NO: 2022/1196
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2014/693 Esas - 2020/734 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 14/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 13/06/2006 tarihinde ... sevk ve idaresindeki davalı ... Sigorta A.Ş nezdinde sigortalı bulunan ... plakalı aracın sebep olduğu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan ve hiçbir kusuru olmayan müvekkili ...'ın yaralandığını, davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan ... plakalı araç sürücüsü ...'in tam ve asli kusurlu olduğunu, şimdilik müvekkili ... için 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen ... plakalı araç müvekkili şirket tarafından 10/03/2006-2007 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMMS Poliçesi ile sigortalandığını, öncelikle zamanaşımı ve hak düşürücü süreler yönünden itirazlarının kabulüne, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, yalnız kaza ile illiyeti bulunan fiziki ve sürekli maluliyet oranının tespiti için kazazedenin Adli Tıp kurumu ilgili ihtisas dairesi nezdinde bilirkişi incelemesi yapılmasına, dava konusu olay haksız fiili teşkil ettiğinden ticari faiz talebinin reddine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "Davanın hak düşürücü süre içinde açılmaması nedeniyle reddine" karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı sigorta şirketi arasında imza edilen belgenin ibraname olarak değerlendirilemeyeceğini, ödeme belgesinin başlığından açıkça makbuz olduğu belirtilmiş olup ibraname olarak kabul edilemeyeceğini, müvekkilin gerçek zararı ile ödenen meblağ arasında fahiş fark bulunduğunu ve müvekkilin zararının poliçe teminat limitini dahi aştığını, ödeme belgesinin içeriğinde yapılan ödemenin hangi tazminat kalemine ilişkin olduğunun belirtilmediğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine mahkemece verilen ek karara karşı davacı vekilinin ek kararı istinafının Dairemizce kaldırılmasından sonra mahkemece usulüne uygun muhtıra düzenlenerek tebliğ edilmiş , davacı tarafça eksik istinaf gider ve harçların tamamlandığı görülmüştür. 2918 sayılı KTK’nin “sorumluluğa ilişkin anlaşmalar” başlığını taşıyan 111. maddesi gereği, “ Karayolları Trafik Kanunu ile öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir”. Bu madde hükmü gereğince, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasadaki bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece res'en dikkate alınması gerekir. Somut olayda, davaya konu kaza nedeniyle davalı tarafından davacıdan ibraname alındığı, yapılan ödeme miktarının ibranamede yazılı olduğu, kaza nedeniyle davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 27/05/2011 tarihinde 21.249,00 TL ödeme yapılarak ibraname alındığı ve ibranamenin davacıya imzalatıldığı, dava dilekçesinde artan maluliyete dayanılmadığı, KTK'nın 111/2. maddesinde yer alan 2 yıllık sürenin, hak düşürücü süre olup resen nazara alınması gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava tarihi olan 16/09/2014 tarihi itibarıyla KTK'nın 11/2 maddesinde yer alan 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, ibranamenin hangi sebeple baştan beri hükümsüz olduğu iddiasının da ispatlanamamış olduğu gözetildiğinde Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından istinaf talebi yerinde değildir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 2017/1671 Esas 2018/1245 Karar sayılı ilamı). Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası'na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK'nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/06/2022

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi