13. Ceza Dairesi 2020/550 E. , 2020/3240 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Hükümlüler hakkında, atılı suçtan yapılan yargılama sonucunda verilen hükmün Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 18.06.2014 gün ve 2014/6966 Esas 2014/21739 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmesinden sonra, hükümlü ... vekilinin yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine yazılı şekilde karar verildiği, yapılan yargılamanın "yargılamanın yenilenmesi" niteliğinde olduğu anlaşılmakla;
İncelenen dosyada çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yerel mahkemece hükümlüler hakkında hırsızlık suçundan verilen 04.06.2012 tarihli mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesi sonucu Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 18.06.2014 tarihinde onanarak kesinleşmesinden sonra hükümlünün yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine yerel mahkemece yeniden yapılan duruşma sonunda 27.03.2019 tarihinde verilen kararın istinaf yasa yoluna mı temyiz yasa yoluna mı tabii olduğudur.
5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8/1. maddesi, “Bölge adliye mahkemelerinin, 26.9.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin kuruluş, görev ve yetkileri hakkında Kanunun geçici 2"nci maddesi uyarınca Resmî Gazetede ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322"nci maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326"ncı maddeleri uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
7 Kasım 2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmi gazetede Bölge Adliye Mahkemelerinin 20/07/2016 tarihinde tüm yurtta göreve başlayacağı ilan edilmiş ve aynı tarihte Bölge Adliye Mahkemeleri faaliyete başlamıştır.
Görüldüğü üzere, Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete başlama tarihi olan 20/07/2016 tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322"nci maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326"ncı maddelerinin uygulanacağı, 20/07/2016 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında ise 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerinin uygulanacağı anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Hükümlüler hakkında hırsızlık suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 18.06.2014 gün ve 2014/6966 Esas 2014/21739 sayılı kararı ile onanması suretiyle kesinleştiği, dosyanın yeniden ele alınması sonrasında yazılı şekilde hüküm kurulduğu, anılan hükmün de hükümlüler tarafından temyiz edildiğinin anlaşılması karşısında; hükümlüler hakkında Kulu Asliye Ceza Mahkemesinin 27.03.2019 tarih, 2018/45 Esas, 2019/108 sayılı kararın Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı 20/07/2016 tarihinden sonra verilmiş bulunması nedeniyle kanun yolu incelemesinin istinaf olduğu anlaşılmakla, istinaf talebinin itiraz mercii tarafından incelenmesi için dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 04.03.2020 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY:
Kesinleşmiş olan mahkeme kararlarının yeniden yargılamaya konu edilmesi halinde önceki hüküm artık geçerliliğini kaybetmekte, devam etmekte olan infaz işlemlerine ara verilmekte, hakkında hüküm verilen şahıslar yeniden sanık sıfatını kazanmakta, yargılamanın sonunda yeni bir hüküm verilmek suretiyle infaz işlemleri bu yeni karar üzerinden devam etmektedir. Yargılamanın yenilenmesi kararı ile teknik olarak bir önceki kararın kesinleştiğinden bahsetmek mümkün değildir.
Önceki aşamalarda temyiz edilmek suretiyle Yargıtay denetiminden geçen bir ilamın kesinleşmesinden sonra her hangi bir sebeple yeniden yargılama konusu yapılması ve 20/07/2016 tarihinden sonra karara bağlanması halinde temyiz veya istinaf kanun yollarından hangisine tabi olduğu konusunda odaklanan tartışmada, Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşen kararların yargılamanın yenilenmesi yöntemiyle tekrar ele alınması durumunda önceden kesinleşen kararın hükümsüz kaldığında bir tereddüt bulunmamaktadır.
Yargılamanın yenilenmesine karar veren merci her halükarda yeni bir hüküm tesis etmek zorunda olacaktır. Temyiz mercii olarak yargılama aşamasında Yargıtayın denetiminden geçmesinden sonra kesinleşen bir kararın bilahare her hangi bir nedenle ortadan kaldırılmasından sonra verilen kararların Temyiz kanun yoluna tabi olduğunu, aksinin kabulünün uygulamada çelişkili kararların çıkmasına neden olacağını, CMK’nın 308. maddesinde düzenlenen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz hakkını anlamsız kılacağını değerlendirdiğimizden, çoğunluğun dosyanın itiraz mercine iadesi yönündeki kararına iştirak edilmemiştir.