9. Ceza Dairesi 2020/2596 E. , 2020/1503 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapma
Hüküm : Sanık ... hakkında iki kez, sanık ... hakkında bir kez TCK"nın 241/1, 43, 52/2-4, 63. madde ve fıkraları gereğince ayrı ayrı mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK"nın 241. maddesinde tefecilik suçunun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, bu suçun ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin suçlar bölümünde topluma karşı suçlar kısmı içinde yer aldığı, 5237 sayılı Yasanın 43/1. maddesi, suçun mağdurunun aynı kişi olmasını suçun zorunlu unsuru haline getirmiş iken, 08/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanunun 6. maddesi ile anılan madde ve fıkraya eklenen "Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır." hükmü ile zincirleme suçun kapsamının genişletildiği ve mağduru aynı kişi olsun ya da olmasın maddenin son fıkrasındaki istisnalar dışındaki tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale getirildiği, bu nedenle suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, ancak suçun zincirleme olarak işlenmesinin olanaklı olduğu, yine aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında önemli miktarlardaki paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olacağı hususları da gözetildiğinde; Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 10/12/2015 tarih ve 2013/14354 Esas, 2015/17253 Karar sayılı bozma ilamında yer alan "... soruşturma ve kovuşturma aşamalarında dinlenen mağdurlardan sadece ... ..."in sanıktan faiz karşılığı ödünç aldığını beyan etmesi karşısında, Adli Emanetin 2009/2295 sırasında kayıtlı senetler ile alacak defterinde isimleri yazılı borçlulardan aşamalarda dinlenmemiş olanların tespiti ve mağdur olarak dinlenilmelerinden sonra sanık hakkında TCK"nın 43/1-2. maddelerinde yazılı zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi" şeklindeki bozma nedeni karşısında sadece sanık müdafiinden bu kişilerin adresinin tespit edilmesinin istendiği dikkate alınarak, senetler ve defterler üzerinde isimleri yazılı borçlulardan aşamalarda dinlenmemiş olanların adreslerinin kolluk marifetiyle tespiti ve tanık olarak dinlenilmelerinden sonra sanık hakkında TCK"nın 43/1-2. maddelerinde yazılı zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
Bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda kazanç elde etmek amacıyla ödünç para vermek suretiyle tefecilik suçunu işleyen sanık ... hakkında zincirleme suça ilişkin TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması yanında, ayrıca ayrı ayrı iki mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesiyle değişik 5275 sayılı Yasanın 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak hükümde A başlığı altında infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde tefecilik suçundan dolayı ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtar edilmesine karar verilmesi,
Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında "Mart 2009" yerine "2009, 2006" olarak gösterilmesi suretiyle CMK"nın 232/2-(c) maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. ve 236/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 14/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar edildi.