Abaküs Yazılım
Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/153
Karar No: 2021/1335
Karar Tarihi: 13.10.2021

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2020/153 Esas 2021/1335 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/153
Karar No : 2021/1335

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı - …
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Bilgisayar Matbaacılık Yayıncılık Reklamcılık Danışmanlık ve Ajans Sanayi Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU :…Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, vergi inceleme raporu uyarınca 2010 yılının Ocak, Şubat, Nisan, Mayıs dönemleri için re'sen salınan katma değer vergileri ile verginin bir katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezaları, 2010 yılının Ağustos ilâ Aralık dönemleri için re'sen salınan katma değer vergileri ile verginin bir katı tutarında kesilen ve tekerrür hükmü uygulanmak suretiyle artırılan vergi ziyaı cezaları ile anılan yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Dosyasının incelenmesinden, davacı adına 2010 yılına ilişkin salınan vergi ve kesilen cezaların davacıya mutad tebliğ usulleri denenmeden doğrudan ilanen tebliğ edildiği, davacının ise söz konusu vergi ve cezaları 18/01/2016 tarihinde öğrendiğini beyan ettiği ve işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun tebliğe ilişkin hükümleri uyarınca önce mutad tebliğ usulleri denenmek suretiyle tebliğ yapılması, mutad tebliğ usulleri denenerek tebliğ yapılamaması halinde ise ilanen tebliğ yapılması gerekmektedir.
Davalı idarece ilgili ihbarnamelerin davacının bilinen adreslerinde tebliği denenmeyerek doğrudan ilanen tebliğ edildiği anlaşılan olayda söz konusu tebliğin, Kanun'un tebliğe ilişkin hükümlerine uygun bir tebliğ olarak kabulüne imkan bulunmamaktadır.
Bu nedenle, davacının öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18/01/2016 tarihi itibariyle tebliğ yapıldığının kabul edilmesi gerekmekte olup dava konusu 2010 yılına ilişkin vergi ve cezaların 31/12/2015 tarihi itibariyle zamanaşımına uğrayacağı dikkate alındığında 18/01/2016 tarihinde haberdar olunan vergi ve cezaların hukuka uygun düşmediği sonucuna varılmıştır.
Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle vergi ve cezaları kaldırmıştır.
Davalının istinaf istemini inceleyen …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Vergi Dava Dairesi, istinaf istemine konu vergi mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istemi reddetmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 28/01/2019 tarih ve E:2018/2729, K:2019/594 sayılı kararı:
Vergi Usul Kanunu'nun tebliğe ilişkin düzenlemeleri uyarınca, şirket adreslerinde usulüne uygun olarak tutulan yoklama yahut adres tespit tutanaklarıyla ilgili adreslerde tebliğ imkansızlığının ortaya konulmasından sonra ilanen tebliğ şartlarının oluştuğunun kabulü gerekmektedir.
Davacının iş yeri adresinde 23/12/2014 tarihinde tanzim edilen adres tespit tutanağı ile iş yerinin yaklaşık 1 yıl önce terk edildiği, ilgili adresin çevresinde bulunan kişilerce nereye taşınıldığının bilinmediğinin beyan edildiği tespit edilmiştir.
Davacı şirketin müdürünün adresinde düzenlenen 03/04/2015 tarihli adres tespit tutanağı ile ilgilinin adreste bulunmadığı, başka şahsın ikamet ettiği tespit edilmiştir.
Davacı şirketin bilinen adresinde olmadığı usulüne uygun şekilde tespit edildikten sonra … Mahalle Muhtarlığında 13/11/2015 tarihinde askıya çıkarılan 2010 yılına ilişkin vergi ve cezaların, 213 sayılı Kanun'un 104 ve 106. maddelerinde geçen on beş gün ve bir aylık sürelerde dikkate alındığında zamanaşımı süresi içinde ilanen tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken aksi yöndeki temyize konu kararda hukuki isabet bulunmamıştır.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
…Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
Vergi Dava Dairesi, ilk kararında yer alan aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı adına salınan vergi ve kesilen cezalarda hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 103. maddesinin 7061 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle değiştirilmeden önceki halinde, muhatabın adresi hiç bilinmezse, bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse tebliğin ilanen yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Olayda, davacının bilinen adresinde ve davacının şirket müdürünün yerleşim yeri adresinde 213 sayılı Kanun'un 102. maddesinde belirtilen usullere uygun olarak ilgililerin adreslerinde bulunmadığı davalı idarece tespit edilmiştir. Böylelikle 213 sayılı Kanun'un 103. maddesinde öngörülen ilanen tebliğ koşullarının oluştuğu görülmektedir.
Dava konusu vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerin tanzim tarihinden önce davacının bilinen adreslerinde bulunmadığı hukuka uygun olarak tespit edildiğinden vergi ve cezaların, davacının bilinen adreslerinde yeniden posta yoluyla veya memur eliyle tebliğe çalışılmaksızın ilanen tebliğ yoluna gidilmesinde hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu durumda, dava konusu vergi ve cezalara ilişkin ilanen tebliğ koşullarının oluştuğunun kabulü gerekirken aksi gerekçeyle vergi ve cezaları kaldıran Mahkeme kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki ısrar kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, yeniden verilecek kararda, ilanen tebliğ koşullarının oluşmasına rağmen dava konusu edilen her bir vergi ve/veya cezanın ilanen tebliğ edilip edilmediği, 213 sayılı Kanun'un 104. maddesinde öngörülen şekil koşullarına uyulup uyulmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
Yukarıda yer verilen hususlar da incelenmek, değerlendirilmek ve araştırılmak üzere, temyizen incelenen ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY:
Dava konusu vergi ve cezalara ilişkin 06/08/2015 tarihli vergi/ceza ihbarnamelerinin tanzim tarihinden önce, yetkili makam tarafından istenilen tespitlerin yapılması amacıyla, davacının bilinen adresi olan "… Merkezi … Kısım No:…" adresine gidilmiş ancak değinilen tespitler yapılamamış, "terk" şerhi düşülerek 23/12/2014 tarihinde memur ve mahalle muhtarının imzasıyla adres tespit tutanağı düzenlenmiştir. Aynı adreste 25/12/2014 tarihinde yapılan yoklamayla, davacının yaklaşık bir yıl önce adresteki faaliyetine son verdiği ve ilgili adreste başka bir mükellefin yaklaşık bir yıldır faaliyette olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu vergi ve cezalara ilişkin vergi inceleme raporunda, davacının mükellefiyetinin 28/02/2015 tarihinde re'sen terkin edildiği belirtilmiştir.
Diğer taraftan, davacının yasal defter ve belgelerinin vergi incelemesine ibrazının istenilmesine dair yazının tebliği için gidilen davacı şirketin müdürünün yerleşim yeri adresinde 03/04/2015 tarihinde memur ve mahalle muhtarının imzasıyla düzenlenen tutanak ile ilgili şahsın tanınmadığı tespit edilmiştir.
Davalı idare tarafından, davacı adına düzenlenen ihbarnamelerin önceki tarihlerde düzenlenen tutanaklara istinaden davacının bilinen adresinde tebliğe çalışılmaksızın, ilan yoluyla tebliğ edildiği ileri sürülmüş ve ilanen tebliğe ilişkin evraklar dava dosyasına sunulmuştur. Davacı tarafından, dava konusu vergi ve cezalardan 18/01/2016 tarihinde haberdar olunduğu belirtilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 103. maddesinin 7061 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle değiştirilmeden önceki halinde, muhatabın adresi hiç bilinmezse, bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilanen yapılacağı hükme bağlanmış, 104. maddesinde ise ilanen tebliğin şekil şartlarına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerin ilanen tebliğinden önce usulüne uygun olarak düzenlenen adres tespit tutanaklarıyla davacının bilinen adreslerinde bulunamadığının tespit edilmesi nedeniyle dava konusu vergi ve cezaların ilanen tebliğine ilişkin 213 sayılı Kanun'un 103. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, ilanen yapılan tebligatın aynı Kanun'un 104. maddesinde düzenlenen şekle uygun olup olmadığı, dava konusu vergi ve cezaların her birinin ilanen tebliğ edilip edilmediği hususları araştırılarak ve incelenerek ulaşılacak sonuca göre işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken aksi gerekçeyle verilen temyize konu ısrar kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3-Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
13/10/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

X - KARŞI OY:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi