7. Hukuk Dairesi 2015/1236 E. , 2016/10495 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, traktör satan davalı işyerinde satış elemanı olarak çalıştığını, çalışma sahasının daha çok köyler olduğunu, satmış olduğu her traktör için 200,00 TL prim ödeneceği belirlenmesine rağmen bu primlerin hiçbir zaman düzenli olarak ödenmediğini, kendisine baskı uygulandığını ve istifaya zorlandığını, bu baskılara dayanamayarak iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının istifa ederek işten ayrıldığını, kendisine herhangi bir baskı yapmadıklarını, satmış olduğu traktörlerden hak ettiği primlerin kendisine ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında, davacının pirim alacağına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı yapmış olduğu satışlar nedeniyle pirim aldığını ancak bu pirimlerin eksik ödendiğini iddia ederek fark pirim alacağı isteğinde bulunmuştur. Davalı ise pirimlerin tam olarak ödendiğini savunmuştur. Tarafların satış başına prim kararlaştırdıkları sabittir. İşverenden davacının yapmış olduğu satışlarla ilgili belgeler getirtilmeli, davacının hak kazanacağı pirimler hesaplattırılmalı, bordrolarda ödenen pirimlerle karşılaştırılmalı böylece davacının fark pirim alacağına hak kazanıp kazanmadığı belirlenmelidir. Kendisine banka aracılığı ile yapılan ödemelere ihtirazi kayıt ileri sürmediği gerekçesiyle davacının pirim farkı isteğinin reddine karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
3-Taraflar arasında, davacının fazla çalışma ücretinin hesaplanması konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca taktiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Dosya içerisinde bulunan ve davacının imzasının olduğu 22,24,25,26,27,28 ve 29 Haziran 2013 ile 01 Temmuz 2013 tarihli personel işe giriş- çıkış çizelgelerinde davacının işe giriş- çıkış saatleri bellidir. Bu tarihlerdeki fazla çalışma sürelerinin bu kayıtlara göre hesaplanması ve takdiri indirim yapılmaması gerekirken davacının tüm çalışma süresi için tanık beyanlarına göre hesaplama yapıp tüm süre için hakkaniyet indirimi yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 10.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.