Esas No: 2021/7864
Karar No: 2021/3078
Karar Tarihi: 13.10.2021
Danıştay 5. Daire 2021/7864 Esas 2021/3078 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/7864
Karar No : 2021/3078
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ : ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı kurum bünyesinde stajyer hazine kontrolörü olarak görev yapmakta iken olağanüstü hal kapsamında 01/09/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iadesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair ... tarih ve ... sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararında; davacının durumunun değerlendirilmesinde ve bu bağlamda hükme esas alınabilecek nitelikte görülüp kararda aktarılan Komisyon tespiti ve davacı ile ilgili ceza yargılamasında elde edilen deliller birlikte dikkate alındığında, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile en az irtibat derecesinde bağının olduğu sonucuna varıldığından, davacının başvurusunun reddine dair Komisyon kararında hukuka aykırılık görülmemiştir. Diğer yandan, kararda yer verilen Komisyon tespiti ile ceza yargılamasında elde edilen deliller bakılan davada Mahkemece kanaatin oluşması ve karar vermek için yeterli görüldüğünden, dava konusu Komisyon kararında davacı hakkında yer alan diğer tespiti Mahkememiz bu aşamada araştırmaya ve değerlendirmeye gerek görmemiş ve hükümde de esas almamıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararında; dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, istinaf dilekçesinde ileri sürülen hususlar istinafa konu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Öte yandan, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görülmekte olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği düzenlemesi ile aynı Kanun'un 323. maddesinde yer verilen avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı hususları birlikte dikkate alındığında, idare mahkemesi kararında yer alan yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsilinin, kanun yolu incelemeleri dahil kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan gerek mahkeme ve gerekse istinaf safhasındaki yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tahsil edilemeyeceği açık olup, kararın bu kısmının düzeltilmesi gerekmektedir. Belirtilen gerekçelerle kararın usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, istinaf isteminin reddine, anılan kararda "...belirlenen 408,60-tl vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..." şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; "...belirlenen 408,60-tl vekalet ücretinin işbu kararın kesinleşmesinden sonra davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..." olarak düzeltilmesine, anılan kararda; "...davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..." şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; "...davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için işbu kararın kesinleşmesinden sonra ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..." şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; Bölge İdare Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, ihraç işleminde hukukun üstünlüğü ilkesi, Anayasa'nın 129. maddesi, adil yargılanma, mahkemeye erişim, eğitim ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği, ihracına ilişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin hukuka ve Anayasaya aykırı olduğu, söz konusu KHK'nın Anayasa'nın 121. ve TBMM İç Tüzüğü'nün 128. maddelerine göre 30 gün içerisinde TBMM Genel Kurulu'nda onaylanmadığı, hukuki nitelendirmenin mahkemece yapılacağı, Bakanlar Kurulunca Anayasa ve yasa tarafından kendisine verilmeyen bir yetki ile işlem edildiği, kamu görevinden çıkarılma ile ilgili usul ve esaslara uyulmadığı, soruşturma açılmadığı, savunma hakkı tanınmadığı, adil bir disiplin süreci işletilmediği, Anayasaya aykırılık iddiasının değerlendirilmediği, dava konusu işlemin idari işlemin konu, sebep ve maksat unsurları yönünden de hukuka aykırı olduğu, bu nedenle kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Temyiz" başlıklı 46. maddesinde, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin bu maddede bentler halinde sayılan davalar hakkında verdikleri kararların başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği, 48. maddesinin 6. fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde kararı veren mercinin temyiz isteminin reddine karar vereceği, ilgili mercinin bu kararına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği; aynı maddenin 7. fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapıldığı hususunun dosyanın gönderildiği Danıştayın ilgili dairesi ve kurulunca saptanması halinde de 6. fıkrada sözü edilen kararın daire ve kurulca kesin olarak verileceği düzenlenmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesinin 1. fıkrasında, "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının davacıya; "... Mahallesi ... Sokak No:... .../..." adresinde "muhatap adresinin kapalı olması sebebiyle en yakın komşusu D:... den sorulmuş, muhatabın işe gittiği sözlü beyan edilmiş, imzadan imtina edilmiştir. Tebligat ... Mahalle Muhtarı imzasına teslim edilmiş olup, 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır. Ayrıca en yakın komşu D:.. e haber verilmiştir. " şerhi ile 11/03/2021 tarihinde usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edildiği, davacı tarafından bu karara karşı 19/04/2021 havale tarihli dilekçe ile temyiz isteminde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, Bölge İdare Mahkemesi kararının usulüne uygun şekilde 11/03/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, buna göre 10/04/2021 gününün hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle en geç 12/04/2021 günü mesai bitimine kadar temyiz başvurusunda bulunulması gerekmekte iken 30 günlük temyiz süresi geçirildikten sonra 19/04/2021 tarihinde kayda giren dilekçe ile anılan kararın temyiz edildiği anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin, süre aşımı nedeniyle esastan incelenmesine imkan bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının TEMYİZ İSTEMİNİN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
2. Temyiz yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacının adli yardım istemi kabul edildiğinden, tahsili ertelenmiş olan temyiz aşamasına ait aşağıda dökümü yapılan ... TL temyiz başvuru ve karar harcı ile kullanılacak posta giderinin davacıdan tahsili için Mahkemesince merciine müzekkere yazılmasına,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 13/10/2021 gününde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.