11. Hukuk Dairesi 2018/5286 E. , 2019/6439 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasındaki davanın İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 07/09/2018 tarih ve 2018/835-2016/1122 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının, davacı şirketin hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalının şirket muhasebesinin sevk ve idaresiyle, banka hesaplarından para çekme ve harcama yapma yetkisine sahip olduğunu, davalının şirket hesaplarından çekmiş olduğu halde harcanmayan paraların şirkete iade etmediğini, davalının kasa hesabını devrettiği tarihte kasada olması gereken 32.717,34 TL"nin şirkete devredilmediğini, bu paranın iadesinin gerektiğini, bu nedenle aleyhine Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2012/14268 Esas sayılı icra takibine girişildiğini, davalının haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirketin ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, davacıya böyle bir borcunun olmadığını, konunun yargılamayı gerektirdiğini, doğrudan icra takibine girişilemeyeceğini, alacak iddiasının zamanaşımına uğradığını, davalının şirket idaresinden harcamalardan tek başına sorumlu olmadığını, tüm yönetim kurulu üyelerine karşı dava açılması gerektiğini, yönetim kurulunun yapılan genel kurulda ibra edildiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda , iddia, savunma, bilirkişi raporları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafça davalının yönetim kurulu üyesi görevinin sona erdiği tarihte şirket hesaplarından çektiği harcanmayan kasada olması gereken 32.717,34 TL yi şirkete devretmediği ileri sürülmüşse de davalının yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı dönemde şirketin para işleri ile ilgili tek görevli olduğu hususu ile 2006 yılından beri devam eden kasa bakiyesinin fiilen mevcut olduğu davacının uhdesinde olduğu, davalının yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiği tarihte bu parayı şirkete veya yeni yönetime teslim etmediği hususları subuta ermediğinden DAVANIN REDDİNE karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 10/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.