21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/15884 Karar No: 2018/4457 Karar Tarihi: 07.05.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/15884 Esas 2018/4457 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2016/15884 E. , 2018/4457 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, emekliliğe hak kazandığının tespitiyle 01.06.2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Dava; davacının yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının doğum tarihinin 02.10.1966 olduğu, 11.08.1981 – 31.10.1989 tarihleri arasında 2.235 gün ve 13.10.2012 – 15.10.2012 tarihleri arasında 3 gün 506 sayılı ( 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi ) kapsamında sigortalı olduğu, 01.11.1989 – 31.12.1994 ve 25.02.1997 – 12.10.2012 tarihleri arasında ise 1479 sayılı Yasa ( 5510 sayılı Yasa"nın 4/b maddesi ) kapsamında sigortalılığı bulunduğu, 480 gün askerlik borçlanması yaptığı, mahkemece; davacının yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı belirlenirken yaş hesabında, 18 yaş altında geçen sürelerin dikkate alınmadığı, bu süreler, sadece toplam prim gününe eklenerek davacının yaşlılık aylığına hak kazanmadığı gerekçesi ile sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık; davacının, yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarını haiz olup olmadığı değerlendirilirken, 18 yaşından önce 506 sayılı Yasa kapsamında geçen çalışmaların 1479 sayılı Yasa"nın geçici 10. maddesine göre kademeli geçişte dikkate alınıp alınmayacağı hususuna ilişkindir. Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Yasa"nın 23.05.2002 tarih, 4759 sayılı Yasa ile değişik geçici 10. maddesinin 2. fıkrasıdır. Anılan maddede; 23.05.2002 tarihini takip eden aybaşına kadar olan prim gün sayısına göre kademeli şekilde belirtilen yaşlarda yaşlılık aylığına hak kazanılacağı belirtilmiştir. Buna göre; 1479 sayılı Yasa gereğince sigortalının hangi tarihte yaşlılık aylığına hak kazanacağı hesaplanırken, 23.05.2002 tarihini takip eden aybaşına kadar ödenen prim gün sayısına göre hesaplama yapılmaktadır. Primin 18 yaşından önce veya sonra ödenmesinin bir önemi yoktur. Başka bir deyişle; 23.05.2002 tarihini takip eden aybaşına kadar primi ödenen ve sigortalılık süresi olarak değerlendirilen tüm süreler tespit edilerek toplam primi ödenen gün sayısı hesaplanacak ve kadın ise 20, erkek ise 25 yıl prim ödenmesi şartının tamamlanması için gerekli süre bulunacak ve buna göre sigortalının hangi yaşta yaşlılık aylığına hak kazanacağı belirlenecektir. Somut olayda ise; mahkemece, davacının 18 yaşından önceki 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık süreleri, 23.05.2002 tarihine kadar olan prim gün sayısına dahil edilmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece yapılacak iş; davacının 18 yaşından önceki 506 sayılı Yasa kapsamında geçen çalışma süresini de 23.05.2002 tarihine kadar olan prim gün sayısına dahil ederek varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.