8. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/7215 Karar No: 2017/7397 Karar Tarihi: 22.05.2017
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/7215 Esas 2017/7397 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2015/7215 E. , 2017/7397 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı vekili, 28.11.2013 tarihli haciz sırasında borçlunun da hazır bulunduğunu, borçlunun 3. kişi şirketi çalışanları adına kurarak kendisini de şirketin sigortalı çalışanı olarak gösterdiğini, borçlu ile 3.kişi şirketin aynı iş kolunda faaliyet gösterdiklerini, haciz sırasında yapılan araştırmada borçlu şahsın başka bir firmada görevli iken kullandığı ticari evrak ve belgelerin bulunduğunu, bunun iş hayatının olağan akışına aykırı olduğunu, iddia ederek, davanın kabulü ile 3. kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı 3. kişi vekili, borçlunun müvekkili şirkette pazarlamacılık yapan bir işçi olduğunu, müvekkili şirketin haciz adresinde yaklaşık 3 seneden beri faaliyet gösterdiğini, bononun düzenleme tarihinin şirketin kuruluş tarihinden çok sonra olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; borçlunun davalı şirketin sigortalı çalışanı olduğu, tanık beyanlarının da bu hususu doğruladığı, borçlunun mevcut menkul mallar üzerinde mülkiyet ya da zilyetlik hakkının bulunmadığı, bunun aksinin davacı alacaklı tarafından güçlü ve inandırıcı belgelerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, alacaklının İİK’nun 99. maddesine dayalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. Dava konusu haciz esnasında borçlu şahıs hazır bulunmuş olup, haciz mahallinde çeşitli firmalarca borçlu adına gönderilen sipariş formları ile üzerinde davalı 3. kişi şirketin ticaret unvanı ile takip borçlusunun adının birlikte yazılı olduğu ve adres olarak da haciz yapılan adresin yazılı olduğu kartvizit bulunmuştur. Takip dosyası içerisinde bulunan ... bildirimine göre borçlunun hacizden önce işten ayrıldığı görülmekte ise de, borçlu haciz sırasında haciz mahallinde hazır bulunmuştur. Tüm bu bilgilere göre, somut olayda İİK"nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekir. İspat yükü altında olan üçüncü kişi karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahiptir. Davalı 3. kişi ise yargılama dosyasına sunduğu delillerle alacaklı-borçlu lehine olan karinenin aksini ispat edemediğinden alacaklı tarafından açılan davanın kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı alacaklı yararına İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 22.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verilidi.