2. Hukuk Dairesi 2007/2134 E. , 2007/3840 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ ... A.H. (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Velayetin Nez"i
Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; Dairenin *04.12.2006 gün ve *8523-16825 sayılı ilamiyle*onanmasına karar verilmişti. Sözü geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.
Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE ve aynı Kanunun değişik 442. maddesi ile 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 52. maddesi hükmünce takdiren (160) YTL. para cezasının, harçlar kanunu uyarınca (27.00) YTL. ilam harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna oyçokluğuyla karar verildi. 12.03.2007
KARŞI OY YAZISI
Davacı tarafından 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre velâyetin “yeniden düzenlenmesi” konusunda dava açıldığı ve dava konusu çocuğun bir “temsil kayyımı” tarafından temsil edilmeden karar verildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır.
Çekişme nedir?;
Velâyetin “yeniden düzenlenmesine” yönelik davalarda dava konusu çocuk bir “temsil kayyımı” tarafından “usulüne uygun biçimde” temsil edilmeden işin esasının incelenebileceğine yönelik değerli çoğunluğun düşüncesine katılmıyorum.
Velâyet ilişkisinde “iki taraf” (=Ebeveyn ve çocuklar) söz konusudur. (BAKTIR/ÇETİNER, Velâyet Hukuku, s. 32)
Velâyet, küçüklerin ve bazı durumlarda kısıtlı çocukların gerek kişiliklerinin gerek mallarının korunması ve onların temsili konusunda yasanın ana babaya yüklediği ödevler ile bu ödevlerin gereği olan hakların “tümünü” ifade eder. (Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 843)
Temsil kayyımı ise bir kimseyi belirli bir iş ya da birden fazla işte “temsil etmesi” için atanan kişiyi ifade eder.(OĞUZMAN/DURAL, Aile Hukuku, İstanbul-1994, s. 510)
4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 183 hükmüne göre ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re"sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alacağı gibi çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, hâkim 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 348 hükmünde yer alan hâllerde velâyetin kaldırılmasına da karar verir. (Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, Yetkin Yayınevi, Ankara 2007 , Kısaltma: GENÇCAN-TMK-2, s. 2515-2517)
Velâyet, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme hükümleri ile de ana baba yararına değil “çocuk yararına” bir hak olarak kabul edilmiştir. (BAKTIR/ÇETİNER, Velâyet Hukuku, s. 46)
Velâyet ilişkisinin yeniden düzenlenmesinde bu sebeplerle “çocuğun yararı” gözönünde tutulmalıdır.(ÖZTAN, Aile Hukuku, s. 472, Lüchinger/Geiser, Art.157, nr. 13, BGE 118 II 23)
Velâyet, ana-babaya bırakılan denetimsiz bir hak olmaktan çıkarılmış, kamusal niteliği olan bir hak olduğundan bu hakkın kullanımı “denetlenmektedir”. (BAKTIR/ÇETİNER, Velâyet Hukuku, s. 19)
Velâyetin kötüye kullanılması halinde çocuğu korumak üzere alınabilecek “en radikal”, “en etkin” önlem ve bu anlamda “son çare” ise velâyetin kaldırılmasıdır.(Rona SEROZAN, Çocuk Hukuku, İstanbul-2005, s. 292.)
Velâyete ilişkin dava “çocuğun güvenliğini” doğrudan ilgilendiren bir dava olup velâyet kendisinde bulunan davalının her zaman çocuğun yararına davranmayacağı şu veya bu gibi düşüncelerle çocuk aleyhinde birleşmesi ve onun zararına bir durum yaratması davanın açılış sebebi göz önüne alındığında olası olduğundan çocuğun “davalı tarafından temsil edilmesi” son derecede sakıncalıdır.
Dava konusu çocuk ile yasal temsilcisi davalı arasında menfaat çatışması vardır. (TMK. m. 426 b. 2). Zaten çocuk yönünden “işler yolunda gitmediğinden” bu sebeple velâyetin “yeniden düzenlenmesi” için dava açılmıştır/açılmak zorunda kalınmıştır.
O halde “velâyetin yeniden düzenlenmesi” davasında;
-dava konusu çocuğa bir temsil kayyımı atanmalı,
-temsil kayyımı davaya katılmalı,
-temsil kayyımı tarafından gösterildiği takdirde delilleri toplanarak sonucu uyarınca bir karar verilmelidir.
Hükmün bu gerekçe ile bozulması görüşünde olduğumdan değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum.