Esas No: 2020/3859
Karar No: 2021/5162
Karar Tarihi: 14.10.2021
Danıştay 4. Daire 2020/3859 Esas 2021/5162 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/3859
Karar No : 2021/5162
TEMYİZ EDEN (DAVALI) :... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura düzenleyerek komisyon geliri elde ettiğinden bahisle takdir komisyonu kararları uyarınca üç kat vergi ziyaı cezalı olarak re'sen tarh edilen 2010 ve 2011 yılları gelir vergisi, 2010/4-6,7-9,10-12 ile 2011/1-3, 4-6 dönemleri geçici vergilerin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı hakkında düzenlenen ... tarih ve ... sayılı Vergi Tekniği Raporundaki tespitler incelendiğinde davacının 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin olarak elde ettiği komisyon geliri nedeniyle dönem matrahının yeniden tespiti amacıyla re'sen takdire gidilmesinin yerinde olduğu, ancak mahkemelerinin 10/01/2020 tarihli ara kararı ile söz konusu raporun sonuç kısmının 3. ve 4. maddeleri uyarınca elde edilen komisyon gelirinin tespitine yönelik olarak vergi inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin sorulduğu ve eğer vergi inceleme raporu düzenlenmişse raporun ve eklerinin onaylı birer örneğinin istenildiği, ara karara davalı idarece verilen 21/01/2020 tarihli cevapta davacı hakkında herhangi bir vergi inceleme raporu düzenlenmediğinin belirtildiği dikkate alındığında uyuşmazlıkta takdir komisyonu kararlarında takdir edilen matrahlara nasıl ulaşıldığına dair açık bir hesaplamanın yapılmadığı, matbu ifadelere yer verilmekle yetinildiği, takdir komisyonu kararında atıf yapılan vergi tekniği raporunda da matraha ilişkin hesaplamaya yer verilmediği anlaşıldığından usul ve yasaya aykırı olarak yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Cezalı tarhiyatların yerinde olduğu ve kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu ve bunun yemin hariç her türlü delille ispat edilebileceği, 359. maddesinde, gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgenin sahte belge olduğu, belgelerin asıl veya suretlerinin tamamen veya kısmen sahte olarak düzenlenmesinin kaçakçılık suçunu oluşturacağı, 344. maddesinde ise 359. maddede yazan fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde üç kat vergi ziyaı cezası kesileceği hükümlerine yer verilmiştir. Aynı Kanunun 30. maddesinde, re'sen vergi tarhının, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olarak tanımlandığı, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunursa vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmayacağının kabul edildiği, 74. maddesinde, takdir komisyonlarının yetkili makamlar tarafından istenilen matrah takdirini yapmakla görevli olduğu, 75. maddesinde ise, komisyonların inceleme yetkisine haiz oldukları hükümlerine yer verilmiştir.
Davacı hakkında düzenlenen ... tarih ve ... sayılı Vergi Tekniği Raporu incelendiğinde, davacının hesap ve işlemlerinin sahte belge ve taklit fatura düzenlenmesi yönünden incelemeye alındığı, davacı hakkındaki bir çok tespite yer verildikten sonra davacı tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar olduğu sonucuna varıldığı, davacının 2010 yılı KDV matrahının 1.429.480,24 TL, diğer mükelleflerce Ba bildirimi ile beyan edilen alış tutarının ise 1.152.936,00 TL olduğu, 2011 yılı KDV matrahının 51.234,00 TL, Bs bildirimi ile bildirdiği satış tutarlarının 43.218,00 TL, diğer mükelleflerce Ba bildirimi ile beyan edilen alış tutarının ise 409.318,00 TL olduğu, ayrıca İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Sahtecilik Büro Amirliğince yapılan aramada ele geçirilen "... Gıda ve Temizlik Malzemeleri", "... Matbaacılık Reklam Promosyon Metal Endüstri Sanayii" ile "... İnşaat Malzemeleri" başlıklı faturaların taklit faturalar olduğu, ancak davacı ... (...) tarafından verilen Bs bildirimlerinde yer alan ve davacının banka hesabına para yatıran mükelleflerle taklit belgelerde unvanları yer alan mükelleflerin farklı olması nedeniyle taklit belgelerin davacı veya onun adına hareket eden kişilerce düzenlendiğine ilişkin bir tespit yapılamadığından taklit edilen faturaların ele geçirildiği adreste bulunanlar tarafından düzenlendiğinin kabul edildiği tespitlerine yer verilmiştir.
Vergi Mahkemesince verilen kararda ise, davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlerin incelenmesi sonucunda davacı tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının kabul edildiği, 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin olarak elde ettiği komisyon geliri nedeniyle dönem matrahının yeniden tespiti amacıyla re'sen takdir yoluna gidilmesinin de yerinde bulunduğu, ancak davacı hakkında düzenlenen ve takdir komisyonu kararında atıf yapılan vergi tekniği raporunda matraha ilişkin hesaplamaya yer verilmediği, takdir edilen matrahın herhangi bir inceleme raporuna dayanmadığı ve varsayıma dayalı olduğu gerekçesiyle cezalı tarhiyatın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen tespitler ile komisyon karşılığı sahte fatura düzenlenmesine ilişkin uyuşmazlıklarda, düzenlenen fatura tutarının %2'sinin komisyon geliri olarak kabul edilmesine dair Danıştay'ın müstekar hale gelen içtihadı bir arada değerlendirildiğinde, somut olayda taklit faturalardan sorumlu tutulmayan davacı adına takdir komisyonunca takdir edilen matrahların, düzenlediği fatura tutarlarının %2'si üzerinden yapılan hesaplamaya göre davacının lehine olduğu da dikkate alındığında takdir edilen matrahlarda ve bu matrah üzerinden yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık, aksi yöndeki Vergi Mahkemesi kararında ise hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Ayrıca Mahkemece yeniden verilecek kararda, geçici vergi asılları ile geçici vergiler üzerinden üç kat olarak kesilen vergi ziyaı cezaları bakımından da bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 14/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.