13. Hukuk Dairesi 2015/42506 E. , 2018/6377 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, taraflar arasında 14.04.2011 tarihinde akdedilen muvafakat senedi ile davalının, ... Mahallesi 6. pafta, parsel 820"de tapuya bilgileri kayıtlı taşınmazını 2011 verilerine göre belirlenen 259.840,58 TL bedel ile aldığını, buna karşılık davalının yapacağı C tipi 132,17m2 alana sahip 4 adet konutu (76.821,00TLx4)=307.284,00 TL yaklaşık fiyattan vermeyi taahhüt ettiğini, bu sözleşmeye güvenerek taşınmazını tapudan davalıya devrettiğini, sözleşme tarihindeki hesaba göre davalıya yaklaşık 47.443,42 TL borcunun kalmakta olduğunu, ancak davalının gönderdiği 16.01.2014 tarih ve 66 sayılı yazı ile davalının imzalanan sözleşmeyi tek taraflı olarak değiştirerek vereceği taşınmazların bedelini 365.748,00TL olarak belirlediğini, taşınmazını 2011 yılı verilerine göre hesap ederek alan ve buna karşılık 2011 yılı yaklaşık fiyatından daireler vermeyi vadeden davalının, daha sonra daireleri teslim edeceği tarihteki verilere göre değer belirleyerek daire vermek istemesinin sözleşmeye ve hakkaniyete uygun olmadığını ileri sürerek, bu nedenle, taraflar arasında yapılan 14.04.2011 tarihli sözleşmenin l/a maddesinin hukuki ve teknik yorumu suretiyle davalı adına sözleşmeyi imzalayan ... Belediye Başkanlığı"nın 16.01.2014 tarih ve 66 sayılı tarafına tahsis edildiği bildirilen 1. ve 2. Etap projelerden kura çekimi ile kendisine isabet ettiği anlaşılan 4 adet daire için, 105.899,42 TL değil, 47.443,42 TL borçlu olunduğunun tespitine, olmazsa sözleşmede belirtilen dairelerin m2"leri ile ilgili olarak belirlenen daire mesahalarının lehine farklılık arzeden 24,82 m2 toplamdaki farkın sözleşme tarihindeki birim fiyat değerlendirmesi esas alınmak suretiyle ödeyeceği nakit borca ilavesini, aksi kanaatte değerlendirme oluşması halinde, kendisinin taşınmazının yeniden değerlendirmeye alınması ve taşınmazın değerinin davalı idarenin daire fiyatları için esas aldığı birim fiyatın değerlendirme tarihi itibariyle tespitini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kentsel yenileme projesi çerçevesinde davalı TOKİ tarafından yaptırılan dairelerin teslimi sırasındaki bedel uyuşmazlığından kaynaklanmaktadır. Dosya kapsamından, davalı TOKİ ile ... ili ... Belediye Başkanlığı arasında, 05.04.2007 tarihinde, "... Kentsel Yenileme (Gecekondu Dönüşüm) Projesi Protokolü imzalandığı, buna dayanılarak, davacı ve ... Belediye Başkanlığı arasında 14.04.2011 tarihinde "... ... Kentsel Yenileme Projesi Muvafakat Senedi" imzalandığı anlaşılmaktadır. Anılan muvafakat senedi çerçevesinde, davacı kendi taşınmazını, 259.840,58 TL bedel karşılığında davalıya devretmiş; üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmiştir. Davacının iddiası, belediye tarafından gönderilen 16.01.2014 tarihli yazıda, kendisine verilecek taşınmazlara, muvafakat senedinde belirtilenden çok fazla değer biçildiği, buna göre kendisinin davalıya 47.443,42 TL borçlu olması gerekirken, haksız olarak 105.899,42 TL borçlu çıkarıldığı hususudur. Davacı, kendisinin taşınmazının 2011 yılı verilerine göre hesap edildiğini, oysa belediyenin daire teslimiyle ilgili gönderdiği 16.01.2014 tarihli yazıda, teslim edilecek taşınmazların 2014 verilerine göre hesap edildiğini iddia etmektedir. Davalı ise, davacının malik olduğu taşınmazın bedelinin 2011 verilerine göre tespit edildiğini, kendilerinin teslim edeceği daire bedellerinin de 2014 yılı değil, 2011 yılı üzerinden hesaplandığını savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alındığında, daire fiyatlarının yaklaşık fiyat olduğu, kesin fiyatın taraflar arasında tam olarak belirlenmediği, ikinci etaptaki dairenin henüz davacıya teslim edilmediği gerekçesiyle, yersiz açılan davanın reddine, karar verilmiştir. Ancak mahkemece, davacının iddialarının hiçbir şekilde araştırılmadığı, davalının teslim edeceği taşınmazların değerlerinin neye göre ve nasıl tespit edildiği ile ilgili bilgi ve belgelerin dosyaya kazandırılmadığı görülmektedir. O halde, mahkemece yapılacak iş, öncelikle, davalıdan tüm hesaplama verilerine ilişkin bilgi, belge vs. temini ile davalının, davacıdan istediği bedelin muvakafat senediyle uyuşup uyuşmadığının tespiti, aradaki bedel farkının "yaklaşık fiyat" değerlendirmesi kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesi açısından oluşturulacak bilirkişi heyetinden, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık, tarafların iddialarını aydınlatacak mahiyette, ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanzimi sağlanarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi iken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.