
Esas No: 2015/22190
Karar No: 2015/32110
Karar Tarihi: 17.12.2015
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/22190 Esas 2015/32110 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Şikayetçinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Şikayetçinin temyizinin vekalet ücretine ilişkin olarak yapıldığı görülmektedir.
İİK.nun 4949 Sayılı Kanunla değiştirilen 363/1.maddesinin son cümlesindeki kesinlik sınırının aynı kanunun ek 1.maddesinin 1.fıkrası uyarınca 01.01.2015 tarihinden itibaren artırılan miktarı dikkate alındığında uyuşmazlık konusu değerin 5.980,00 TL.yi geçmediği anlaşıldığından mahkeme kararının temyiz kabiliyeti yoktur. Temyiz dilekçesinin (REDDİNE);
2-Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından yapılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, icra kefili olan şikayetçinin, icra kefaletinin geçersiz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu mahkemece, şikayetin kabulü ile icra kefilliğinin geçersizliğine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK"nun 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olup; icra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi yargılamayı gerektirdiğinden, genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez.
Ancak, İİK"nun 38. maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbidir. Buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Bu nedenle de icra emri tebliği üzerine İİK. nun 16.maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde mahkemece icra kefalet işleminin İİK. nun 38.maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceğini değerlendirerek bir karar vermesi gerekir.
Bu durumda, şikayetçi tarafından icra kefalet işleminin geçersiz olduğu hususu ileri sürülmüş ise de; bu iddianın incelenmesinin genel mahkemede yargılamayı gerektirdiği ve dar yetkili icra mahkemesinde dinlenemeyeceği açıktır.
Öte yandan, 11.11.1999 tarihli icra kefalet tutanağında; şikayetçinin kefil olduğu miktarın belirli olmadığı, miktarın açıkça belirtilmediği görülmekte olup; bu haliyle, kefalet tutanağının, kefaletin şeklini düzenleyen ve icra kefalet tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 483 ve takip eden maddelerinde belirtilen şartlarda düzenlenmediği anlaşılmaktadır. Esasen bu husus , mahkemenin de kabulündedir.
Hal böyle olunca, mahkemece, yalnız icra emrinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Ayrıca,...5411 Sayılı Bankalar Kanunu"nun 140. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu halde, mahkemece, alacaklının harçla sorumluluğu yönünde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.