Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/325
Karar No: 2021/749
Karar Tarihi: 11.10.2021

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/325 Esas 2021/749 Karar Sayılı İlamı

6. Hukuk Dairesi         2021/325 E.  ,  2021/749 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekilince vekalet ücreti yönünden temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle uğranılan kâr kaybı ve sözleşme kapsamında yapılan masrafların tahsili istemine ilişkin olup yerel mahkemece davanın reddine dair verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı idare ile arasındaki 16.02.2009 tarihli sözleşme ile güzel sanatlar fakültesi yapım işini üstlendiğini, işe başlanıldığını ve inşaat seviyesinin %7-8 seviyelerine geldiğini, ancak davalı idare tarafından Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin 2009/43 Esas 2009/744 Karar sayılı kararına dayanılarak taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin feshedilmesinde kusurun davalı idarede olduğunu, müvekkilinin sözleşmenin kurulması sırasında teminat mektubu komisyonu olarak 6.478,54 TL, sigorta poliçesi masrafı olarak 9.866,01 TL, damga vergisi olarak 54.627,75 TL, karar pulu bedeli olarak 32.776,65 TL, Kamu İhale Kurumu payı olarak 3.641,80 TL olmak üzere toplamda 107.390,80 TL harcama yaptığını, yapılan harcamaların toplamı 107.390,80 TL ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 1.000,00 TL sözleşme feshedilmemiş olsaydı elde edilecek kâr kaybının tahsilini, talep etmiştir.
    Davalı vekili, husumet itirazı ve zamanaşımı definde bulunmuş, sözleşmenin feshedilmesinde müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Yerel mahkemece davalı idarenin sözleşmenin feshinde kusuru bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık 16.02.2009 tarihli sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Davalı iş sahibi, 28.08.2008 tarihli açık usulde yapılan ‘’Güzel Sanatlar Fakültesi İnşaatı’’ ihalesi netiecesinde davacı yüklenici ile 7.283.700,63 TL anahtar teslimi götürü bedelli sözleşme imzalamıştır. Dava dışı .... Peyzaj İnşaat San. Tic. Ltd Şti.’nin söz konusu ihaleye teklif verdiği ve dava dışı şirket tarafından ihale kapsamında sunulması gereken belgelerden olan 28.08.2008 tarihli taahhütnamede yer alması gereken ‘’ 10. maddesinin’’ yerine ‘’ 14. maddesinin’’ ibaresinin yazılı olduğu, bu durum nedeniyle dava dışı şirketin davalı idare kararı ile ihale dışı bırakıldığı, dava dışı şirketin davalı idareye şikayet başvurusunun reddedilmesi üzerine Kamu İhale Kurumu’na 3.11.2008 tarihli itirazen şikayet başvurusunda bulunduğu, Kamu İhale Kurumu’nun 01.12.2008 tarihli kararı ile; sunulduğu şekliyle taahhütname ile amaçlanan irade beyanının yapılmamış olduğu, bu hususun bir bilgi eksiği olarak nitelenerek, Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 62. maddesi çerçevesinde tamamlatılabilmesinin de imkan dahilinde olmadığı, sonuç itibarı ile itirazen şikayet başvurusunun uygun bulunmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
    Kamu İhale Kurumu’nun itirazen şikayet başvurusnun reddine ilişkin karara karşı dava dışı .... Peyzaj İnşaat San. Tic. Ltd Şti. tarafından Ankara 2. İdare Mahkemesi’nde 2009/43 Esas sayılı dosyasında iptal davası açıldığı, Ankara 2. İdare Mahkemesi’nce 12.02.2009 tarihinde yürütmenin durdurulmasına karar verildiği, devamında ise 25.05.2009 tarih ve 2009/744 karar sayılı karar ile itirazen şikayet başvurususunun reddine dair kararın iptaline karar verildiği, bunun üzerine Kamu İhale Kurumu’nun 13.04.2009 tarihli düzeltici işlemi ile tararflar arasındaki sözleşmenin hukuki dayanaktan yoksun hale geldiği belirtilerek davalı idare tarafından davacının yaptığı inşaat imalatlarına son verilerek kesin hesaba bağlandığı anlaşılmıştır.
    Sözleşmenin düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Yasası"nın 117. maddesi hükmünce, borcun ifası borçluya yüklenmeyen durumlar sonucu imkânsızlaşırsa borç sona erer. İmkânsızlık, sözleşme öncesi olabileceği gibi, sözleşmenin imzalanmasından sonra da ortaya çıkabilir. Sözleşme öncesi imkânsızlıkta, sözleşme konusu işin başkaları tarafından da yerine getirilmesi mümkün olamaz. Bu durumda da sözleşmenin batıl (geçersiz) olması nedeniyle BK"nın 20. maddesi uyarınca geçersizliğine hükmedilir ve sözleşmelere ilişkin direnim hükümleri (BK"nın 106. 108. maddeleri) uygulanamaz. Burada objektif imkânsızlık hâli sözkonusudur. Sözleşme öncesi subjektif imkânsızlık ise, taraflardan kaynaklanan imkânsızlık halini ifade eder. Bu durumda kimse kendisinden kaynaklanan kusurdan yararlanamayacağı ilkesi uyarınca kusurlu olan taraf diğer tarafın zararını BK"nın 96. maddesi hükmünce karşılamakla yükümlüdür (15. HD. 02.03.1994 gün ve 1707-1232 sayılı, 15. HD. 05.12.1994 gün ve 3362-7260 sayılı kararları). Sözleşme sonrası imkânsızlıkta iki kısımda incelenebilir. Sözleşme öncesi mevcut olmayan ve sözleşmeden sonra ortaya çıkan bu imkânsızlık, ifa imkânsızlığı (objektif) hâlidir. Bu durumda borç sona erer ve borçtan kurtulan taraf, diğer taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümlerince geri vermekle yükümlü olur. Başkaca bir hak talebinde bulunamaz. Kısaca BK"nın 106. ve 108. maddeleri hükümlerince zarar istemi dinlenemez, sadece borcun ifasından önceki zararlarını isteyebilir. Sözleşme sonrası subjektif imkânsızlık halinde ise kusurlu olan taraftan BK"nın 96. madde uyarınca zarar istenilebilir (15. HD. 05.05.1998 gün ve 845-1844 sayılı, 15. HD. 01.12.1994 gün ve 1886-7200 sayılı kararları).
    Bütün bu genel açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; dava dışı ... Peyzaj İnşaat San. Tic. Ltd Şti. tarafından açılan iptal davasının kabul edilmesi sonucunda idari yargı kararı gereğince .... Peyzaj İnşaat San. Tic. Ltd Şti. ile sözleşme imzalanmış olup; bu halde ilk olarak kendisi ile sözleşme imzalanıp yer teslimi yapılan davacı yüklenici ile sözleşmenin uygulanma imkanı kalmamış sözleşmenin ifası imkânsız hale gelmiş ve hukuki imkânsızlık doğmuştur. Davalı idarenin sözleşmeyi fesih iradesinin varlığı iddia ve ispat edilmiş olmadığı gibi uyuşmazlık konusu da değildir. Uyuşmazlık, mahkeme ilâmına dayalı imkânsızlıktan idarenin sorumlu olup olamayacağı noktasındadır. Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin iptal kararı neticesinde Kamu İhale Kurulu tarafından da düzenleyici işlem yapılması yönünde karar verilmesi sonucunda davacı yüklenici ile yapılan sözleşmenin fiilen uygulanma imkanı kalmayıp, idareye kusur yüklenmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. O halde sözleşmenin hukuki imkânsızlık sonucu ifa edilemeyeceği kabul edilmeli, sözleşme sonrası objektif imkânsızlık haline göre uyuşmazlık sonuçlandırılmalıdır. Buna göre de davacı ancak verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerince geri isteyebilir, kâr kaybı (olumlu zarar) isteyemez. (15. HD 12.06.2017 gün ve 2017/121 Esas 2017/2508 Karar sayılı kararı) Davacı yüklenici, menfi zarar kapsamında yapıp da ödenmeyen iş ve imalat bedeli, noter masrafı, damga vergisi, teminat mektubu için yapılan masraf, faiz ve komisyonları, sözleşmenin imzası için gerekli sigorta poliçesi masrafı, karar pulu bedeli ve Kamu İhale Kurumu payını isteyebilir. ( 15. HD 16.09.2020 gün ve 2020/1557 Esas 2020/2455 Karar sayılı kararı)
    Bu durumda mahkemece davacının kâr kaybına ilişkin isteminin reddine karar verilmesi doğru olup, menfi zarar kapsamında yapılan masraflar bakımından ise ilgili kurumlara ve sigorta şirketine müzekkere yazılması sureti ile masraf kalemlerinin davacı tarafça ilgilililerinden tahsilinin talep edilip edilmediği ve iadesinin söz konusu olup olmadığı noktasında yapılacak araştırma neticesinde menfi zarar kapsamındaki alacak miktarı konusunda karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın tümden reddine karar verlmesi doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin 2. bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, davacı vekilinin temyiz itirazlarının 2. bent kapsamında kabulü ile kararın, temyiz eden davacı lehine BOZULMASINA, bozma kapsamı ve nedenlerine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 11.10.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.














    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi