20. Hukuk Dairesi 2017/487 E. , 2019/6259 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Tapuda davalı ... kayıtlı olan ve .... mahallesinde bulunan, eski 961 parsel sayılı 3177 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi hükmüne göre yapılan uygulama kadastrosu sırasında, 28100 ada 28 parsel numarasıyla ve 3048,08 m² yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, askı ilân süresi içinde, 26.10.2010 tarihli dava dilekçesiyle, yörede 1942 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre orman kadastrosu yapıldığını, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığını iddia ederek, "Tespitin iptali ile taşınmazın orman olarak Hazine adına tapuya kayıt ve tescili" istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, [Uygulama (Yenileme) kadastrosu nedeniyle tapu siciline geçmiş ya da geçmemiş mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı ve ilk kadastroda belirlenen sınırlara uyulacağı] gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu taşınmazın tapu kütüğüne aktarılmasına, sınırlarının ve yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08.06.2015 tarih, 2015/7073- 5402 E.K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: ""Mahkemece, yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de; dosya, karar vermek için hazır olmadığı gibi, verilen karar da usûl ve kanuna uygun bulunmamaktadır.
Somut olayda, yörede 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uyarınca uygulama kadastrosu yapılmış ve davacı ... Yönetimi tarafından, askı ilân süresi içinde eldeki dava açılmıştır. Ancak dava dilekçesi incelendiğinde, davacı İdarenin davasının yenileme kadastrosuna itiraza mı, yoksa mülkiyet iddiasına mı yönelik olduğu ya da her iki istemi de içerip içermediği açıkça anlaşılamamaktadır. Mahkemece, davacı ... Yönetiminden, davasını açıklaması istenmemiş; davanın kapsam ve mahiyeti kesin olarak saptanmamıştır. Davanın niteliği saptanmadan karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre, dava mülkiyete ilişkin ise kadastro mahkemesinin görevsizliğine karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi de isabetsiz olmuştur.
O halde, doğru sonuca ulaşılabilmesi için yerel mahkemece, öncelikle davacı ... Yönetimi vekilinden, davalarının sadece 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sonucu tesis edilen yeni paftaların kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı iddiasına mı, yoksa özel mülk olarak tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın vasfının orman olarak değiştirilerek Hazine adına tapuya tescili şeklinde mülkiyet iddiasına mı, ya da her iki isteme birlikte mi ilişkin olduğu açıklattırılmalıdır. Bu açıklama sonunda;
1) Dava, sadece 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin ise, askı ilân süresi içinde açılmış olan davada kadastro mahkemesinin görevli olacağı gözönünde bulundurularak işin esasına girilmeli ve yöntemine uygun şekilde inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmeli,
2) Orman Yönetiminin davasının yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olduğunun anlaşılması halinde, mülkiyete ilişkin ihtilafların uygulama kadastrosunun konusunu teşkil etmemesi nedeniyle davanın usûlen reddi ile mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, uygulama tutanağının ise kadastronun olağan usûle göre tamamlanması için kadastro müdürlüğüne iadesine karar verilmeli,
3) Davanın, hem uygulama kadastrosuna itiraza hem de mülkiyet iddiasına ilişkin bulunduğunun anlaşılması halinde; uygulama kadastrosu tespitine itiraza ilişkin dava hakkında kadastro mahkemesince işin esasına girilerek karar verilmeli; mülkiyete ilişkin talep yönünden dava tefrik edilerek kadastro mahkemesinin görevsizliğine ve dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir.
Diğer taraftan, görevsizlik kararı verilmesi gereken hallerde, görevli mahkemece, davacı ... Yönetimi tarafından, uygulama kadastrosundan önce genel mahkemede açılıp sonuçlanan tapu iptal ve tescil davası bulunduğu da gözönünde tutulması"" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine itiraz yönünden reddine, dava konusu ..... mahallesinde bulunan eski 961 parselin, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca düzenlenen kadastro uygulama tutanağındaki gibi 28100 ada 28 parsel sayısında ve 3048.08 m2 yüzölçümünde tapuya tescil edilmek üzere tapu siciline aynen aktarılmasına, davacı ... Yönetiminin dava konusu taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemi yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tecil ile 22/a çalışmasına itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra aplikasyon ve sınırlandırması Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanının hakem sıfatıyla verdiği karar ile iptal edilen ormanların kadastrosu 1976 yılında yapılıp, ekip çalışmaları 15.09.1976 tarihinde, itirazları inceleyen 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonu işlemleri ise 09.12.1976 tarihinde ilân edilmiştir. Daha sonra 36 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 1988 yılında aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması yapılıp 15.06.1989 tarihinde ilân edilmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına
04/11/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.