10. Hukuk Dairesi 2021/7741 E. , 2021/12187 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Ankara 41. İş Mahkemesi
Dava, iş kazasının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, davacılar murisi ..."in davalıya ait işyerinde geçirdiği trafik kazasının iş kazası olduğunun tespiti talep edilmiş olup, mahkemece maddi hata ile davacılar murisi yerine davacının geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespitine ilişkin tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir.
Ne var ki bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 370. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : İlk Derece Mahkemesi"nin hüküm fıkrasında yer alan "Davanın kabulü ile" sözcüklerinden sonra gelen "davacının" sözcüğü silinerek yerine "davacılar murisi ..."in" sözcüklerinin yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Üye ..."ın muhalefetine karşı, Başkan ..., Üyeler ..., ... ve ..."nın oylarıyla ve oyçokluğuyla, 13.10.2021 gününde karar verildi.
KARŞI OY
Davacıların murisinin işyerine giderken geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetmesi şeklinde gerçekleşen olayın iş kazası sayılıp sayılımayacağı hususu uyuşmazlık konusu olmuş, ilk derece mahkemesi işçinin mesai sonrası evinden işyerine çağrıldığı kendisine ait motosikletle işe gelirken kaza geçirip ölmesini iş kazası saymış, davanın kabulüne dair karar istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi davalıların istinaf talebini reddetmiştir. Temyiz aşamasında Dairemiz çoğunluğunun kararın onanması yönündeki görüşüne aşağıdaki gerekçelerle katılınmamıştır.
Olayın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan 5510 sayılı Kanunun 13 maddesinde " İş kazası; a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) Yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.” Şeklinde tanımlanmıştır.
Sigortalının mesaisi bittikten sonra ihtiyaç duyulması nedeniyle davalıya ait işyerine çağrıldığı, bu sırada kendisine ait motosikletle işyerine gelirken kaza geçirdiği açıktır. Sayın çoğunluk tarafından davacının bu işe çağrılması “tersine görevlendirme” olarak nitelindirilmiştir. 13. maddenin (c) bendinde açıkça görevlendirmenin işyeri dışında başka bir yere gönderilmesinin şeklinde hiç bir tereddüte yer vermeyecek şekilde belirtilmiştir. Sigortalının işyeri dışında başka bir yere görevlendirilmesi söz konusu değildir. Kendi işini yapmak üzere mesai sonrası işyerine çağrılması bir görevlendirme değildir. Şartları varsa fazla mesai olabilir. Kanunda olmayan “tersine görevlendirme” kavramı ile iş kazasının tanımını ve kapsamını değiştirmek kanunun lafzına ve ruhuna aykırıdır.
Davalı işveren çalışan sigortalılarının işe geliş ve gidişlerinde araç tahsis etmemiştir. Sigortalı kendisine ait motosikletle işyerine gelirken kaza geçirmiştir. 13. maddenin (e) bendinde belirtilen işverençe sağlanan taşıtla işin yapıldığı yere gidiş geliş söz konusu olmadığından, bu sebebe dayalı olanak da iş kazası sayılma mümkün değildir.
Sigortalının geçirdiği kazanın hiç bir şekilde iş kazası olarak değerlerdirilmesi mümkün olmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği ve kesin olarak bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan; sayın çoğunluğun hükmün onanmasına yönelik kararına katılmıyorum.