20. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/5945 Karar No: 2019/6255 Karar Tarihi: 04.11.2019
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/5945 Esas 2019/6255 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2018/5945 E. , 2019/6255 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili 12.4.2012 tarihli dava dilekçesinde özet olarak, müvekkilinin...... köyünde bulunan tahminen 3.500 m² miktarındaki taşınmazın 40-50 yıldır nizasız ve fasılasız zilyedi olduğunu, taşınmaz içerisinde sera camları ve ev bulunduğunu, sebzecilik yapıldığını belirterek taşınmazın TMK"nın 713 vd. maddeleri gereğince davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; dava konusu taşınmazın 1980 yılında yapılan kadastro çalışmasında orman olarak sınırlandırılan eski 313 sayılı parsel olup, 10 yıllık süre içinde bu yerin orman olmadığı, şahıs malı tarım arazisi olduğuna dair bir iddia ile dava açılmış olmadığı, orman vasfıyla Hazine adına yapılan tespitin kesinleştiği, orman kadastro harita ve tutanaklarında orman olarak görünmese de taşınmazın kesinleşmiş kadastro tespiti ile orman sayıldığı, orman sayılan yere ilişkin açılan davanın yerinde olmadığı, yenileme kadastrosu ile yeni kadastro tutanağı düzenlenmiş olması taşınmazın orman olmayıp şahıs malı arazi olduğu yönünden davacıya tapu iptali açma hakkı vermediği, taşınmazın orman olduğuna dair kesinleşen tespit nedeniyle öncesinden doğan haklara ilişkin dava açma hakkının 3402 sayılı Kanunun 12. maddesi gereğince ortadan kalktığı, davacıların dava açma hakkı olduğu düşünülse bile tanık anlatımlarının birlikte değerlendirilmesi sonucu, dava konusu yerin öncesinde büyük ölçüde ekilip dikilemeyen yer olduğu, bu yeri satın alan ...’nın dozer ve kırıcı getirip içindeki kayaları temizlediği ve daha sonra davacıya sattığı anlaşılmış olup, 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi gerçekleşmediği, taşınmazın temizlendiği tarihin 2003 yılından sonra olduğu, Tanık ...’nın belirttiği gibi 1993 veya 1994 yılında temizlenmiş olsa bile dava tarihi olan 2012 yılında 20 yıllık sürenin dolmadığı gerekçeleri ile davanın redddine, taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tescilli olması nedeni ile Hazinenin tescil isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, TMK’nın 713. maddesi uyarınca açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olup yargılama sırasında taşınmazın tapuda orman vasfıyla Hazine adına kayıtlı olduğu anlaşıldığından dava tapu iptali ve tescil istemine dönüşmüştür. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu, zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olmadığı gibi zilyetlikle kazanma koşullarınında oluşmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 04/11/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.