22. Hukuk Dairesi 2015/23809 E. , 2015/26072 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 15.08.1990 tarihinden itibaren en son muhasebe müdürü olarak çalışmakta iken iş sözleşmesinin geçerli sebep olmaksızın feshedildiğini, iş sözleşmesinin feshedilmesinin asıl sebebi, işlerini aksatması değil, bilakis şirket menfaatlerini korumak maksadıyla, davalı şirkette kanuni mevzuata ve/veya şirket menfaatlerine aykırı işler yapılmak istenmesi durumunda (ki bu aykırı işlerin yapılması şirketin A Grubu imza yetkilileri tarafından istenmiş olsa dahi), bu hususlarla ilgili gerek Yönetim Kurulunu bilgilendirme gerekse yapılmaması gereken şirket menfaatlerine zarar verecek ve/veya şirket içi düzenlemelere aykırı olan ödemeleri yapmama şeklinde sergilemiş olduğu tutum olduğunu, iş sözleşmesinin haksız ve geçersiz bir sebeple kötüniyetli feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine karar verilmesini istemiştir.
Davalı işveren vekili, davacı işçinin iş sözleşmesinin feshine sebep olan davranışların, davacının görevinin sınırlarını aşarak tüm sözlü ve yazılı talimatlara rağmen şirket hiyerarşisini aşarak gerekmediği ve görevi olan ya da olmayan konularda kendinin amiri olarak çalışana değil hiyerarşik olarak doğrudan üstü olmayan kişilere e-posta göndermek ve iletişim kurmak suretiyle yetki aşımı ve bunu yapmaması söylendiği ve yazılı olarak uyarıldığı halde, bu husustaki talimatlara karşı gelerek bu davranışlarını devam ettirmesi şeklindeki davranışları sebebiyle fesih öncesi şirket içi mailleşme yoluyla savunmasının alındığı, bunun dışında yazılı savunmasının alınmadığını, yine e-posta yoluyla sözlü uyarıldığını, bu sebeplerle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/II-h. maddesi gereğince haklı olarak feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, fesih yazısındaki dayanılan kanun maddesi ve davadaki savunmaya göre feshe dayanak gösterilen işçi davranışlarının 4857 sayılı Kanun"un 25/II-h. maddesinde sayılan haklı feshi gerekli kılan sebeplerden olmadığı, yaklaşık yirmi senelik çalışanının iş sözleşmesinin feshi yolunu seçen davalı işverenin kanuni ve hukuksal gerekçelere göre ölçülük ilkesine uygun hareket etmediğinin de açık olduğu, davacının 4857 sayılı Kanun"un 19/2 maddesinde düzenlendiği üzere usulüne uygun bir savunmasının da alınmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.
Kararın davalı tarafından temyizi üzerine mahkeme kararı, Dairemizin 06.12.2013 tarihli ve 2013/7531 esas, 2013/28419 karar sayılı ilamı ile davalının savunmaya yönelik olarak dinlenmesini istediği tanıklar dinlenmeli ve bildirdiği diğer deliller de toplandıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
İş sözleşmesinin, işverence haklı veya geçerli olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
Dosya içeriğine göre, davacının davalı işyerinde muhasebe müdürü olarak çalıştığı, 05.11.2012 tarihli fesih bildirimi ile 4857 sayılı Kanun"un "İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı"nı düzenleyen 25. maddesinin II-h nolu bendi uyarınca iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, mahkemece her ne kadar feshe gerekçe gösterilen olaylara göre iş sözleşmesinin feshi işleminin ağır bir yaptırım olduğu ve fesihte ölçülülük ilkesinin aşılmış olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; tanık beyanlarından ve dosyadaki diğer belge ve bilgilerden, davacı işçinin yazışma yöntemi ve şirket kuralları hakkında uyarılmasına rağmen doğrudan bilgi vermemesi gereken kimselere, yazışma yöntemi ve şirket kurallarına uymadan yetki sınırlarını aşarak bilgi akışı sağlaması şeklindeki davranışıyla davacı ile davalı şirket arasındaki güven ilişkisinin zedelendiği, bunun haklı sebep ağırlığında olmasa bile fesih için geçerli sebep oluşturduğu, bu aşamadan sonra işverenden iş ilişkisini sürdürmesi beklenemeyeceği dikkate alınarak iş sözleşmesinin feshinde geçerli sebebin varlığının kabul edilmesi gerekirken mahkemece aksi kanaatle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 818,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 30.09.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.