Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2021/6276
Karar No: 2021/11410
Karar Tarihi: 14.10.2021

Danıştay 6. Daire 2021/6276 Esas 2021/11410 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/6276
Karar No : 2021/11410


TEMYİZ EDEN / TARAFLAR : (Davalılar)
1- …Bakanlığı - …
2- …Valiliği
VEKİLİ : Av. …
(Davacı)
3- …VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAFLAR : 1- …2- …Bakanlığı - …
3- …Valiliği

İSTEMİN ÖZETİ : Samsun İli, Atakum İlçesi, …Mahallesi, …ada, …parsel sayılı, davacının hissedarı olduğu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "ilköğretim alanı" olarak belirlenerek uzun süre kamulaştırılmaması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zarara karşılık 1.000,00-TL maddi tazminatın (ıslah sonucu 202.200,88-TL) idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada karar verilmesine yer olmadığı yolundaki …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının, davacı tarafından yapılan bireysel başvuru neticesinde, Anayasa Mahkemesinin 03/04/2019 tarih ve 2017/9790 sayılı kararı ile Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ve ihlal sonuçlarının ortadan kaldırılması için dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi üzerine yeniden yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulü yolunda …İdare Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararına karşı taraflarca istinafa başvurulması üzerine, …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla davanın kabulüne ilişkin kısmına karşı davalı idare tarafından, taşınmaz değerine ve davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddi, kararın, ıslah dilekçesi ile artırılan 201.200,88-TL'ye miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesine ilişkin kısmına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulü, kararın bu kısmının kaldırılması, 201.200,88-TL'nin dava tarihi olan 30/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine yönelik kararın taraflarca, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin birinci fıkrasının ikinci bendinde, temyiz incelemesi sonucu Danıştay'ın kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan kamulaştırmasız el atma davalarından farklı olarak; 3194 sayılı Kanun kapsamında açılan davalar olduğundan hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibarıyla talep edilen miktar için dava tarihinden, miktar artırım (ıslah) dilekçesiyle artırılan kısım için ise ıslah tarihinden itibaren hesaplanması gerekmektedir.
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında istinaf incelemesi yapılan Mahkeme kararına dayanak alınan bilirkişi raporunda, davaya konu taşınmazın değerinin dava açma tarihi dikkate alınarak, 30.06.2016 tarihi itibarıyla hesaplandığı, ıslah dilekçesinin ise 10.10.2019 tarihinde Mahkeme kayıtlarına girdiği, Mahkemece ıslah edilen kısım yönünden faiz başlangıcı ıslah dilekçesinin davalı idarelere tebliğ tarihi olarak belirlendiği ancak temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında, faiz başlangıcının ıslah edilen kısım yönünden de dava tarihi olarak belirlenmek suretiyle düzeltildiği anlaşılmakla, dosyanın geldiği aşama dikkate alınmak suretiyle, temyiz incelemesi yapılan Bölge İdare Mahkemesi kararındaki ''Kararın, faize ilişkin kısmına gelince'' başlıklı bölümün son paragraf hariç olmak üzere karar metninden çıkarılmasına, kararın hüküm paragrafında yer alan ''...kararın, ıslah dilekçesi ile artırılan 201.200,88-TL'ye miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesine ilişkin kısmına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulüne, kararın bu kısmının kaldırılmasına, 201.200,88-TL'nin dava tarihi olan 30.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, davalı idare tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan yargılama giderinin 70,00-TL'lik kısmının davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına...'' şeklindeki ifadenin, ''...davacının faiz başlangıcına ilişkin istinaf başvurusunun reddine, istinafa konu kararın hüküm kısmında yer alan (30/06/2018) tarihli ifadenin (30/06/2016) olarak düzeltilmesine, başvuru aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin başvuranlar üzerinde bırakılmasına...'' şeklinde düzeltilmesi suretiyle, …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen …tarihli, E:…, K: ... sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın düzeltilerek ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine 14/10/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.




KARŞI OY (X) :
İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca parselasyon planlarının hazırlanması ile bir yandan düzenlemeye giren kadastral parselden daha fazla değere sahip imar parselleri oluşturulmakta, diğer taraftan düzenlemeye tabi tutulan bölgenin gereksinimi olan hizmet ve tesisler için kullanılmak üzere umumi hizmet alanlarının (Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi) elde edilmesi sağlanmaktadır. Kamu/umumi tesislere ayrılan alanlara ait parseller ise (hastane, kreş, belediye hizmet veya diğer resmi tesis alanı gibi) eşit oranda hisselendirme yapılmak suretiyle oluşturulmaktadır.
Bu çerçevede, imar planında umumi hizmetlere ayrılan alanlar kapsamına girmeyen ancak, imar planında yer verilen hastane, kreş, belediye hizmet veya diğer resmi tesis alanı gibi alanların oluşturulacağı parsellerin elde edilmesi ve oluşacak parsellere yapılacak tahsislerin mülkiyet hakkı yönünden irdelenmesi gerekmektedir.
Düzenlemeye tabi tutulan bölgenin gereksinimi olan hizmet ve tesislerden umumi hizmet alanları arasında yer almayan ancak, imar planı kararları ile düzenleme bölgesine de hizmet verecek nitelikte olan düzenleme sınırı içerisinde yer alan kamu/umumi tesislerin ya da kamu kuruluşları/hizmetlerin yer almasının öngörüldüğü durumda; plan öngörüsü olarak oluşturulan parsele yapılacak tahsisler, düzenlemeye giren kadastral parsellerden eşit oranda pay verilmek suretiyle gerçekleştirilecektir.
Bu suretle kamu/umumi tesis alanlarından paydaş kılınma; kentsel yerleşim yerlerinin iyileştirilmesi, sosyal ve teknik altyapı açısından ulaşılması öngörülen düzeye ulaşılması, kent yaşamı yönünden önem taşıyan kamu yararının gerçekleştirilmesi ve sosyal yarar sağlamak amaçlı olduğu; bu alanlara dengeli şekilde katılım sağlayan, bu parseldeki tesisin gerçekleştirilmesi aşamasında kamulaştırma yoluna başvurularak, düzenleme alanında kentsel yaşamın ve bu ihtiyaçların karşılanmasına kadar geçen süreçte, bu alanlarda paydaşlar bu taşınmazı yapılaşmaya dönük kullanamamakla birlikte, yapılaşma imkanının

kadastral parsele karşılık olarak imar parseli yapılan tahsis üzerine yapı yapma dahil, kendisine tahsis edilen ve denkliği gözetilen bu imar parselinde tasarrufta bulunma hakkının sağlaması, kamu ortaklık payı uygulamasının demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmayan şekilde öngörülmesi ve kentleşmenin gereği olan kamu/umumi tesisler için elde edilmesine dönük olması nedenleriyle, kamu külfetine eşit olarak katlanma şeklinde oluşan sınırlandırmanın malikin mülkiyet hakkının özüne dokunduğundan söz edilemez.
Bu halde parselasyon işlemi sonucunda kamu ortaklık payı olarak düzenleme sahası içerisindeki parsel maliklerinin hisselendirilmesi suretiyle oluşan parsellerde hisse sahibi olan kişiler açısından mülkiyet hakkının belirsiz ve uzun bir süre kısıtlanması durumu ortadan kalkmıştır. Zira idare imar planıyla kamu alanına ayırmış olduğu kök parseli düzenlemeye tabi tutarak kök parsel sahibine ortaklık payının kesilmesinden sonra kalan hissesine mukabil yapılaşmaya elverişli parsel tahsis ederek davacının imar planıyla kök parseli açısından oluşan kısıtlılığını gidermektedir.
Düzenlenme yapılan alandaki diğer parsel malikleri ile eşit oranda kamu külfetine katlanma yükümlülüğü gereği kamu hizmetlerinin karşılanmasına, düzenleme sınırı içinde parselleri bulunanların katılımı sağlanmaktadır. Kamu ortaklık payı olarak ayrılan taşınmazlarda idare, kamu hizmetine ihtiyaç duyulduğunda (bölgedeki nüfus ve yapılaşma durumu dikkat alınarak) yapılan program dahilinde kamulaştırmayı gerçekleştireceğini kabul etmektedir.
İdarenin yeni bir hukuki karar alarak imar planının uygulanması kapsamında İmar Kanunundan doğan yükümlülüğünü parselasyon işlemi yaparak yerine getirmesi durumunda, artık uzun yıllar programa alınmama, imar planının fiilen hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeme, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edilme olarak tanımlanan ve mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip bulunan kamulaştırmasız el koyma olgusundan söz edilemeyeceği, idarece mülkiyet hakkı üzerindeki belirsizliğin giderildiği, dolayısıyla idarenin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek aldığı hukuki karar sonucunda imar uygulaması yaparak ilgililerin imar haklarının verilmesi halinde tazminat ödenmesini gerektirecek koşulların oluşmayacağı açıktır.
Uyuşmazlıkta, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan İmar Kanununun 18 inci maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "Kamu tesisleri arsalarına tahsis'' başlıklı 12. maddesine göre yapılan parselasyon işlemi sonucu kamu ortaklık payı (KOP) olarak oluşturulan taşınmazdaki hisse için açılan davada, kamu ortaklık payı olarak hisse tahsisinin yapıldığı parselasyon işleminde, davacıya ayrıca tasarruf edebileceği başka bir yer tahsisinin yapılıp yapılmadığı araştırılarak elde edilen sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu verilen kararın bozulması gerektiği oyuyla Dairemiz kararına katılmıyorum.
Öte yandan; temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında, mahkeme kararının kabul edilen bedelin ıslah edilen kısmı yönünden uygulanacak faiz başlangıcına ilişkinin kısmı kaldırılarak, ıslah edilen rakama da dava tarihinden itibaren faiz uygulanması şeklinde düzeltildiği anlaşılmakla, usul ve yasaya uygun olan bu düzeltmenin onanması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına bu yönden de katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi