![Abaküs Yazılım](/6.png)
Esas No: 2018/5271
Karar No: 2021/4582
Karar Tarihi: 14.10.2021
Danıştay 8. Daire 2018/5271 Esas 2021/4582 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/5271
Karar No : 2021/4582
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av…
2- … Barosu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
DİĞER DAVALI : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul Barosuna kayıtlı avukat olan davacı tarafından, avukatlık ruhsatnamesinin geri alınarak iptaline ve adının bir daha yazılmamak üzere baro levhasından silinmesine dair … tarih ve … sayılı İstanbul Barosu Yönetim Kurulu kararının, bu karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin … tarih ve E:…, K:… sayılı Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu kararının ve söz konusu kararın onaylanmasına dair … tarih ve … sayılı Bakanlık Olur'unun iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacı hakkında, resmi evrakta sahtecilik suçu nedeniyle verilen kesinleşmiş mahkumiyet kararının, davacının ruhsatnamesinin geri alınarak iptaline ve adının bir daha yazılmamak üzere Baro levhasından kaydının silinmesine sebep olacağı açık ise de, İstanbul Barosu Yönetim Kurulunca bu yönde bir karar verilmeden önce, tespit edilen her hususla ilgili olarak davacıya savunma hakkı tanınarak, yazılı veya sözlü beyanlarının alınması gerekirken, bu yola başvurulmayıp, davacının yargılandığı başka bir dosyadan savunmasının alınmasını yeterli görüp, resen tespit etmiş olduğu yeni bir dosyadan alınan ceza ile ilgili olarak davacının savunma hakkını kısıtlayacak şekilde, savunması ve beyanlarını almaksızın işlem tesis edildiği göz önüne alındığında, dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı Adalet Bakanlığı ile İstanbul Barosu Başkanlığı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
… Bakanlığı'nın İddiaları: Davacı avukatın mahkumiyet kararına konu sahtecilik suçunun, Avukatlık Kanunu'nun 5/1-a maddesi uyarınca avukatlığa engel olup aynı Kanunun 74. maddesi uyarınca ruhsatnamesinin iptali ile adının bir daha yazılmamak üzere baro levhasından silinmesini gerektirdiği, davacının cezasının infazının tamamlandığı tarih itibarıyla Türk Ceza Kanunu kapsamında hak yoksunluğu bulunmamakla birlikte Avukatlık Kanununun 5/1-a maddesinde düzenlenen hak yoksunluğunun devam ettiği, bu hak yoksunluğunun giderilmesi için Adli Sicil Kanununun 13/A maddesi uyarınca verilmiş memnu hakların iadesi kararının bulunmadığı dikkate alındığında, davacının ehliyetsizliğinin devam ettiği, öte yandan Baro Yönetim Kurulunca Avukatlık Kanununun 71/2. ve Avukatlık Kanunu Yönetmeliğinin 25/2. maddeleri uyarınca levhadan silme kararı verilmeden önce davacı avukatın yazılı savunmasının alındığı ve çağrılarak 27.11.2014 tarihinde dinlendiği görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmüştür.
… Başkanlığının İddiaları: Davacının dinlenilmek için yapılan çağrı üzerine 27.11.2014 tarihinde tutanak altına alınan beyanında, mahkumiyet kararının hukuki değerden yoksun olduğuna ilişkin Yargıtay ... Ceza Dairesinin … esas sayılı kararının sunulduğu, bu kararın önceden aynı konuda verilen kararın tekrarı mahiyetinde olduğunun bildirildiği, davacıdan savunma istenilmesi ve dinlenilmek üzere çağrılmasının nedeninin mağdur …'e yönelik resmi evrakta sahtecilik suçundan kesinleşmiş mahkumiyet kararının bulunması ve bu durumun da avukatlığa kabulde engel hallerden biri sayılması olduğu, dolayısıyla davacının mağdura yönelik eylemi sebebiyle kendisinden savunma istendiğini bildiği, öte yandan davacının bilahare memnu hakların iadesi kararını sunarak baro levhasına yazılma talebinde bulunduğu, talebinin Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun … tarih ve E:… K:… sayılı ısrar kararı doğrultusunda İstanbul Barosu Yönetim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararı ile uygun bulunduğu, bu nedenle bakılmakta olan davanın konusuz kaldığı ileri sürülmüştür.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Avukatlık Kanunu'nda 72. maddeden ve 74. maddeden kaynaklı olmak üzere iki ayrı levhadan silinme halinin düzenlendiği, levhadan silme işleminin tesisinden önce avukatın yazılı cevabının alınması ve sözlü açıklamaları dinlenmek üzere davet edilmesine ilişkin usulün ise, Avukatlık Kanunu'nun 72. maddesinde belirtilen levhadan silme sebepleriyle sınırlı olarak uygulanacağı, zira Baro tarafından yapılacak araştırma faaliyeti ile avukatın savunmasının alınması, verilecek kararın yönünü tayin edeceğinden ilgili hakkındaki silinme koşullarının oluşup oluşmadığı hususundaki kanaate ancak bu aşamadan sonra ulaşılabileceği, 74. maddede ise söz konusu usulün uygulanmasına yönelik herhangi bir düzenlemenin yer almadığı, anılan maddede levhadan silme kararı verilebilmesi için sadece aynı Kanunun 5/1-a bendi kapsamında kalan bir suç sebebiyle kesinleşmiş mahkumiyet şartının arandığı, söz konusu şartın somut olayda gerçekleşmesi halinde ise Baro Yönetim Kurulu'nun levhadan silme işlemi konusunda bağlı yetki içinde olduğu, farklı bir işlem tayini konusunda takdir yetkisine sahip bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Avukatlık Kanunu'nun 74. maddesi uygulamasından kaynaklanan işbu davada, ilgili avukatın savunmasının alınmaması, dava konusu işlemi kusurlandırmayacağından, hukuki değerden yoksun olduğuna hükmedilen mahkumiyet kararı ile ilgili olarak davacının savunmasının alınması nedeniyle dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı yönünde karar veren İdare Mahkemesi kararında ve davalı idarelerin istinaf istemlerinin reddi yönünde karar veren Bölge İdare Mahkemesi kararında yasal isabet bulunmadığından temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 14/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.