2. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/15651 Karar No: 2007/3633
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/15651 Esas 2007/3633 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı olan eş, karısını ailesiyle birlikte yaşamaya zorlamış, tedavisine ilgilenmemiş, kardeşlerinin eşini dövmesine sessiz kalmış ve karısını döven koca tamamen kusurlu bulunmuştur. Davacı koca tamamen kusurlu olmasına rağmen Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesi uyarınca boşanma hükmü kendisine verilebilir. Ancak, az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır. Bu durumda, davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanan nedenle davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir ve boşanma kararının yanlış olduğu sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri ise Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesi olarak belirtilmiştir.
2. Hukuk Dairesi 2006/15651 E. , 2007/3633 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Bağcılar Aile Mahkemesi TARİHİ :27.04.2006 NUMARASI :198 - 508 TEMYİZ EDEN :Davalı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Terk hukuki nedenine dayalı bir dava bulunmamaktadır. Toplanan delillerden boşanmaya neden olan olaylarda davalı karısını ailesi ile birlikte oturmaya zorlayan, karısının tedavisiyle ilgilenmeyen, kardeşlerinin eşini dövmesine sessiz kalan ve davalı karısın döven davacı koca tamamen kusurludur. *Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. #Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. *Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2) #Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.08.03.2007 per.