Esas No: 2016/28
Karar No: 2018/2132
Karar Tarihi: 07.05.2018
Uyuşturucu madde ticareti yapma - Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2016/28 Esas 2018/2132 Karar Sayılı İlamı
20. Ceza Dairesi 2016/28 E. , 2018/2132 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : 1) Uyuşturucu madde ticareti yapma
2) Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
20.02.2012 ( ...yönünden)
14.02.2012 – 31.03.2012 (...yönünden)
30.03.2012 – 28.06.2012 (... yönünden)
21.02.2012 - 27.02.2012 – 29.02.2012 – 30.03.2012
(... yönünden)
27.02.2012 ( ... yönünden)
21.02.2012 – 23.02.2012 – 27.02.2012 – 29.02.2012 – 03.05.2012 (... yönünden)
21.02.2012 – 23.02.2012 (... yönünden)
19.05.2012 (... yönünden)
19.05.2012 (...yönünden)
16.02.2012 (... yönünden)
24.02.2012 (... yönünden)
20.02.2012 – 22.02.2012 – 24.04.2012 – 21.06.2012
(... yönünden) 24.04.2012 – 21.06.2012 (... yönünden)
20.04.2012 (... yönünden)
05.04.2012 – 22.04.2012 – 03.05.2012 (... yönünden)
Hükümler : a) Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan denetimli serbestlik tedbiri
b) Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkumiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin kararının incelenmesinde;
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” veya “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar, sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun"un 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na İADESİNE,
B- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sanıklar ... hakkında “19.05.2012”, ... hakkında “27.02.2012”, ... hakkında “16.02.2012”, ... hakkında “19.05.2012”, ... hakkında “24.02.2012” ve ... hakkında “20.02.2012” yerine tüm sanıklar hakkında “29.11.2011 – 28.06.2012 tarihleri arası” olarak yazılması,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanıklar ..., ..., ...,..., ... ve... müdafiilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan hükümlerin BOZULMASINA, ancak bu durumun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK"nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1- TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkralarından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanıklar hakkında, TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi,
2- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sanıklar ... hakkında “19.05.2012”, ... hakkında “27.02.2012”, ... hakkında “16.02.2012”, ... hakkında “19.05.2012”, ... hakkında “24.02.2012” ve ... hakkında “20.02.2012” olarak yazılması suretiyle,
hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
C- Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Nüfus kaydına göre 15.05.1994 doğumlu olan sanığın, suç tarihi olan 20.04.2012 tarihinde henüz 18 yaşını doldurmadığı ve 15-18 yaş grubunda olduğu anlaşılmakla, cezasından TCK’nın 31/3. maddesi uyarınca indirim yapılmadan sanığa fazla ceza tayin edilmesi,
15-18 yaş grubunda bulunan sanık hakkında TCK’nın 53/4 maddesine aykırı olarak aynı Kanunun 53/1-a.b....e maddelerinin uygulanmasına karar verilmesi,
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “20.04.2012” yerine “29.11.2011 – 28.06.2012 tarihleri arası” olarak hatalı yazılması,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
D- Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Hükümden sonra UYAP sistemi üzerinden MERNİS"ten alınarak dosyasına konulan nüfus kayıt örneğinde; sanığın 29/01/2016 tarihinde öldüğünün belirtilmesi karşısında, sanığın ölüp ölmediğinin Mahkemece araştırılarak, ölmüş olduğunun tespiti halinde hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA,
E- Sanıklar ..., ..., hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; Cumhuriyet savcısının ve sanıkların yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 28.04.2015 tarih, 2014/462 Esas, 2015/135 Karar ve 2014/848 Esas, 2015/136 Karar sayılı Kararlarında da açıklandığı üzere; gizli soruşturmacının 31.03.2012 tarihinde sanık ...’den ve 23.02.2012 tarihinde sanık ..."den suç konusu uyuşturucu maddeleri satın alması üzerine sanıkların ""uyuşturucu madde ticareti yapma"" suçunu işledikleri belirlenmiş ve bu suçun delili elde edilmiştir. Buna rağmen, gizli soruşturmacının sanıklardan farklı tarihlerde tekrar uyuşturucu madde satın alması gereksiz olduğu gibi görevi kapsamında da değildir. Öte yandan, gizli soruşturmacıların asıl görevi ""uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak"" değil, ""suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibarettir."" Bu nedenlerle gizli soruşturmacı tarafından sanıklardan birden çok kez uyuşturucu madde satın alınması, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir ""alım-satım"" söz konusu olmadığı gözetilmeden atılı suçun zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek, sanıkların cezasının, TCK"nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle sanıklara fazla ceza tayin edilmesi,
2-Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sanık ... hakkında "14.02.2012 – 31.03.2012”, sanık ... hakkında “21.02.2012- 23.02.2012” yerine " 29.11.2011 – 28.06.2012 tarihleri arası" olarak hatalı yazılması,
3- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
F- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve... hakkındaki hükümlerin incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıkların yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 28.04.2015 tarih, 2014/462 Esas, 2015/135 Karar ve 2014/848 Esas, 2015/136 Karar sayılı Kararlarında da açıklandığı üzere; gizli soruşturmacının 05.04.2012 tarihinde sanık ...’den, 14.02.2012 tarihinde ... ve 21.02.2012 tarihinde sanık ...’dan, 20.02.2012 tarihinde ...’dan, 24.04.2012 tarihinde ...’dan, 30.03.2012 tarihinde ...’den suç konusu uyuşturucu maddeleri satın alması üzerine sanıkların ""uyuşturucu madde ticareti yapma"" suçunu işledikleri belirlenmiş ve bu suçun delili elde edilmiştir. Buna rağmen, gizli soruşturmacının sanıklardan farklı tarihlerde tekrar uyuşturucu madde satın alması gereksiz olduğu gibi görevi kapsamında da değildir. Öte yandan, gizli soruşturmacıların asıl görevi ""uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak"" değil, ""suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibarettir."" Bu nedenlerle gizli soruşturmacı tarafından sanıklardan birden çok kez uyuşturucu madde satın alınması, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir ""alım-satım"" söz konusu olmadığı, daha sonra sanıkların evlerinde ve üzerlerinde ele geçirilen uyuşturucu maddelerin, sanıkların gizli soruşturmacılara sattıkları uyuşturucu maddeler ile aynı nitelikte olduğundan, mahkemece sanıkların üzerine atılı suçun zincirleme olarak işlendikleri kabul edilerek, cezalarının, TCK"nın 43. maddesi ile artırılmasına karar verilmesi,
2- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3- ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü"nce suça konu uyuşturucu maddelerden alınan şahit numunenin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin ve ...’dan ele geçirilen uyuşturucu maddenin inceleme neticesinde iadesi olmadığından bu konuda müsadere kararı verilmemesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4- 21.06.2012 tarihli olayla ilgili olarak ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü"nce suça konu uyuşturucu maddelerden alınan şahit numunenin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sanık ... hakkında “30.03.2012 – 28.06.2012”, ... hakkında “05.04.2012 - 22.04.2012- 03.05.2012” ... hakkında “21.02.2012 – 23.02.2012 – 27.02.2012 – 29.02.2012 – 03.05.2012” ... hakkında “ 20.02.2012 – 22.02.2012 – 24.04.2012 – 21.06.2012” ... hakkında “ 24.04.2012 – 21.06.2012” ve sanık ... hakkında “14.02.2012 – 17.02.2012 – 20.02.2012 – 21.02.2012” yerine “ 29.11.2011 – 28.06.2012 tarihleri arası” olarak yazılması,
Yasaya aykırı, C. Savcısı, sanıklar ...,..., ... ile sanıklar ..., ... müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
07/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.