Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2016/15483
Karar No: 2021/4823
Karar Tarihi: 14.10.2021

Danıştay 10. Daire 2016/15483 Esas 2021/4823 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/15483
Karar No : 2021/4823

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Van ili, Gürpınar ilçesi, … köyü civarında kontrol görevini ifa eden İl Jandarma Komutanlığı ekipleri ile geçici köy korucuları tarafından, kaçakçılık şüphesiyle durdurulmak istenirken kaza yapan aracı davacının kaçırmaya teşebbüs etmesi üzerine açılan ateş sonucu sırtından ve kasık bölgesinden yaralanan davacının yatağa bağlı şekilde engelli hale geldiğinden bahisle tedavi masrafları, bakım gideri ve mahrum kaldığı gelir için toplam 200.000,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 13/04/2006 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; olayla ilgili olarak açılan kamu davası sonucunda ceza mahkemesince, davacıya ateş eden geçici köy korucusunun fiilinin hukuka uygun olmadığı tespit edildiğinden, olayda davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu, bununla birlikte kaçakçılık şüphesine konu aracı kaçırmaya çalışan davacının da müterafik kusuru olduğu, 10/04/2016 tarihli bilirkişi raporuna göre olay nedeniyle davacının toplam 656.812,02 TL iş gücü kaybı bulunduğu, ancak davacıya prim karşılığı prim ve çalışma karşılığı olmayan engelli aylığı bağlandığı ve bakıcı ücreti ödendiği, ayrıca olayda davacının müterafik kusuru olduğu dikkate alındığında, davacının toplam 70.562,04 TL maddi zararının bulunduğu, idarenin hizmet kusuru, davacının müterafik kusuru ve davacının ömür boyu bakıma muhtaç şekilde engelli kalacağı göz önüne alındığında 30.000,00 TL manevi tazminatın takdir edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 70.562,04 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın, merciine tevdi kararı öncesi açılan dava tarihi olan 26/10/2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI :
1- Davacı tarafından; Türk Borçlar Kanunu'nun 55. maddesi kapsamında rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemelerinden olan engelli aylığı ve bakıcı giderinin indirilmesinin mümkün olmadığı, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğu, davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretinin hakkaniyete uygun olmadığı mahkemenin müterafik kusura ilişkin gerekçelerinin belirtilmediği, hesaplamanın neye göre yapıldığının anlaşılamadığı belirtilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
2- Davalı idare tarafından; Kararda takdir edilen vekalet ücretinin idareleri lehine hatalı hesaplandığı, ceza mahkemesinin kusurun varlığına yönelik tespitlerinin hukuk hakimin bağlamayacağı, davacının ağır kusurunun illiyet bağını kestiğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının sebepsiz zenginleşmeye yol açtığı belirtilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMASI: Davacı tarafından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Dava, kaçak eşya taşıyan ve Jandarma ekiplerinden kaçarken kaza yaparak yan yatan kamyonun düzeltilerek karakola götürülmesi amacıyla yapılan çalışmada, kaza yapan kamyonun sahibinin akrabası olan davacının yardım amacıyla olay yerine geldiği ve görevliler tarafından sürücü koltuğuna geçmesinin istendiği, davacı tarafından ise aracın çalışmadığı ve frenlerinin tutmadığı beyanında bulunulduğu, davacının sürücü koltuğuna geçtikten sonra halatların çözülmesiyle kamyon ile kaçtığından bahisle yapılan takip sonucu geçici köy korucusu … tarafından açılan ateş sonucu yaralanması üzerine açılmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, olay yeri görgü tespit tutanağında davacı tarafından sürücü koltuğuna geçmeden önce aracın frenlerinin tutmadığının belirtildiği, olayın faili köy korucusu … hakkında … Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, olası kastla yaralama suçundan 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verildiği ve anılan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, 08/12/2015 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren davacının ek beyan dilekçesinde, aracın içinin boş olduğu, aracın kendisine ait olmadığının belirtildiği, 14/05/2006 tarihli el koyma tutanağında faturasız eşyalara el konulduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Mahkeme tarafından, müterafik kusur değerlendirmesi yapılmasına rağmen davacının müterafik kusur oranı ve gerekçesi belirtilmeksizin 52.039,07 TL tutarında maddi, 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, hükme esas alınan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin 22/01/2015 tarihli heyet raporunda meslekte kazanma gücü oranının %100 olarak hesaplanmasına rağmen, davacı hakkında 2008-2021 yılları arasında basit yaralama, nitelikli yağma, trafik güvenliğini tehlikeye sokma gibi %100 meslekte kazanma gücü kaybı olan bir kişinin işlemesinin mümkün olmayacağı toplamda 12 adet suç kaydı olduğu, idarenin hizmet kusurunun varlığı bakımından önem arz eden aracın frenlerinin tutup tutmadığına ve faturasız eşyaların araç içinde bulunup bulunmadığına yönelik araştırma yapılmaksızın, salt davalı idare personellerince tutulan tutanak ve ceza mahkemesi tarafından yapılan değerlendirme baz alınmak suretiyle karar verildiği görülmektedir.
Mahkemece, öncelikle zarara idarenin mi, zarar görenin mi yoksa hem idarenin hem zarar görenin ortaklaşa davranışının (müterafik kusur) mı yol açtığının tespit edilmesi, idarenin hizmet kusurunun varlığı yönününde kanaate varıldığı taktirde, hastaneden yeniden alınacak rapor doğrultusunda ve müterafik kusur oranı da açıkça ve gerekçeli olarak belirtilerek karar verilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, davacı tarafından aracın frenlerinin tutmadığına yönelik beyanlarının, gerek ceza davasında gerekse bakılmakta olan davanın her aşamasında ileri sürüldüğü, bu hususa olay yeri görgü tespit tutanağında da yer verildiği, olay raporunda kamyonun 9-10 km kadar takip edildiği belirtilmişse de; davalı idare personellerince tutulan bu rapor esas alınmak suretiyle ve başkaca bir araştırma yapılmaksızın aracın frenlerinin tutmaması nedeniyle 9-10 km kadar takip edilmesinin mümkün olmaması gerekçesiyle davacının iddiasına itibar edilmemesi, adil yargılama hakkının vazgeçilmez unsurlarından olan silahların eşitliği ilkesi ile bağdaşmayacaktır.
Yukarıda belirtildiği üzere eksik incelemeye dayalı olarak verilen İdare Mahkemesi kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
13/04/2006 tarihinde ve saat 23.30 sıralarında Van ili, Gürpınar ilçesi, ... Mevkiinde Van İl Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince durumundan şüphelenilen … plaka sayılı araca "dur" ihtarında bulunulduğu, ancak aracın uymayarak hızla kaçtığı ve Gürpınar ilçesine bağlı … köyü sınırları içinde kaza yaparak yan yattığı, aracın …isimli kişinin sevk ve idaresinde olduğunun anlaşıldığı, yine araç içinde yapılan kontrolde 30 adet 70 litrelik jelikan olarak tabir edilen kaplar içerisinde nakledilmekte olan faturasız ve belgesiz toplam 1750 litre akaryakıt ile 150 adet faturasız güneş gözlüğü tespit edilerek bu eşyalara el konulduğu, kaza sonrası aracın bulunduğu yerden çıkarılamaması ve gece olması nedeni ile bir jandarma uzman çavuş ile iki geçici köy korucusunun olay yerinde nöbetçi olarak bırakıldığı, 14/05/2006 tarihinde sabah 7.30 sıralarında … ile akrabası olan davacının olay yerine başka bir kamyonet cinsi araçla geldikleri, görevli personel ile … plakalı aracı kamyonlara bağlayarak çekmek suretiyle bulunduğu yerden çıkarttıkları, Güzelsu Jandarma Karakol Komutanlığına götürülmek amacıyla bir traktörle yönün çevrilmeye çalışıldığı esnada, … plaka sayılı aracın direksiyonunda bulunan davacının aracı hızla … köyü istikametine doğru sürerek kaçırmaya başladığı, bunun üzerine olay yerinde nöbetçi olarak bırakılan uzman çavuş ile geçici köy korucusunun … plaka sayılı aracın peşine düştükleri, takip esnasında uzman çavuşun görev tabancası ile, korucunun ise görev silahı ile havaya 4-5 kez uyarı ateşinde bulundukları, uyarı ateşine rağmen davacının durmadığı, korucunun aracı durdurabilmek amacıyla tekerlerine hedef alarak 5-6 kez ateş ettiği, bir süre sonra aracın durduğu, ancak içinde bulunan davacının sırtından ve sağ kasık bölgesinden ateşli silah ile yaralandığının anlaşıldığı; olay nedeniyle davacının yatağa bağımlı hale geldiği, hareket edemez durumda olduğu, idare personelinin hizmet kusuru işlediği ileri sürülerek işgücü kaybı, tedavi masrafları ve bakıcı giderleri karşılığı toplam 200.000,00 TL maddi, duyulan elem ve ızdırap nedeniyle 150.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 14/05/2006 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayla ilgili olarak, davacıya ateş eden geçici köy korucusu … hakkında açılan kamu davası sonucunda, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla kasten yaralama suçunun unsurlarının oluştuğu gerekçesiyle …'nın cezalandırılmasına, bilahare hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olup, anılan karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Nedensellik bağının kurulamadığı yahut nedensellik bağının mücbir sebep, umulmayan hal, zarar görenin kendi kusuru ve üçüncü kişinin kusuru gibi nedenlerle kesilmesi durumunda ise idarenin zararı tazmin sorumluluğu ortadan kalkmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
A. Mahkeme Kararının Davanın Kısmen Kabulüne İlişkin Kısmına Yönelik Davalı İdarenin Temyiz İsteminin İncelenmesi:
Dava dosyasının incelenmesinden, olay raporunda davacının içinde bulunduğu kamyonun 9 - 10 km kadar takip edildiğinin belirtildiği, kaza yaparak yan yatan kamyonun başında nöbetçi olarak bırakılan köy korucularından …. tarafından tanık sıfatıyla vermiş olduğu beyanda, davacıya önce dur ikazında bulunmalarına ve havaya birkaç kez uyarı atışı yapmalarına rağmen aracın durmadığını ve yaklaşık 1 saat boyunca takip ettiklerini, daha sonra aracın tekerlerinde doğru ateş etmeleri üzerine aracın durduğunu ve davacının yaralandığını gördüklerini belirttiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı tarafından, aracın frenlerinin tutmaması nedeniyle aracı durduramadığı, kazaya bağlı olarak kapıların açılmaması sonucu araçtan da çıkamadığı ileri sürülmüş ise de; olay tutanağı, olay yeri inceleme raporu, tanık ifadeleri ve … Ağır Ceza Mahkemesi kararı birlikte değerlendirildiğinde, 8-9 km'lik stabilize ve virajlı yolda yaklaşık 1 saat boyunca aracın frenleri tutmaksızın hareket halinde olmasının mümkün olamayacağı kanaatine varılmıştır. Nitekim, … Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sırasında da bu iddiaya itibar edilmemiş ve davacının araçla kaçtığı kabul edilmiştir.
Meydana gelen zarar, idarenin yürüttüğü faaliyetle ilgili olmakla birlikte, zarar görenin kendi davranışı zarara yol açmış ise, bu durum idarenin sorumluluğuna etki etmektedir. Zararın meydana gelmesine, hem idarenin hem de zarar görenin davranışı birlikte yol açmış ise, kusurun orantısal olarak paylaştırılması gerekmekte iken, zararın tamamıyla zarar görenin kendi davranışından kaynaklanması halinde ise, idarenin fiili ile meydana gelen zarar arasında nedensellik bağının kesilmesi nedeniyle idarenin sorumluğu tamamen ortadan kalkacaktır.
Olayda, suç şüphesine konu olan ve el konulan eşyayı kaçırma saikiyle hareket ettiği anlaşılan davacının hukuka aykırı davranışının, mevzuata göre suç şüphelilerini takip ve yakalama görevi olan davalı idare personelinin fiili ile meydana gelen zarar arasındaki nedensellik bağını ortadan kaldırdığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, İdare Mahkemesi kararının, davanın kısmen kabulüne ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
B. Mahkeme Kararının Davanın Kısmen Reddine İlişkin Kısmına Yönelik Davacının Temyiz İsteminin Değerlendirilmesi:
Yukarıda açıklandığı üzere, somut olayda meydana gelen zararın, zarar görenin kendi davranışından kaynaklanması nedeniyle davalı idare personelinin fiili ile meydana gelen zarar arasındaki illiyet bağı kesildiğinden, davalı idarenin tazmin sorumluluğu bulunmamaktadır.
Bu durumda, temyizen incelenen kararın, davanın kısmen reddine dair kısmı sonucu itibarıyla usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin REDDİNE,
2. Davalı idarenin temyiz isteminin KABULÜNE,
3. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davanın kısmen reddine ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, davanın kısmen kabulüne ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi