13. Hukuk Dairesi 2015/38514 E. , 2018/6337 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 01/01/1999 tarihinden bu yana davalı tarafın muhasebecisi ve mali müşaviri olarak görev yapmakta iken davalı tarafın muhasebe ücret alacağını ödemeden haksız olarak 12/04/2010 günlü ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiğini, bunun üzerine ihtarname göndererek muhasebe ücret alacağını istediğini ancak ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili için ... 2. İcra Müdürlüğünün 2011/18162 dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı tarafın takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile ... 2. İcra Müdürlüğünün 2011/18162 esas sayılı takip dosyasında 18.782 TL asıl alacak, 2.681,13 TL lik faiz yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin tüm taleplerin reddine, tazminat taleplerinin reddine, karar verilmiş; hüküm, taraflarça temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki dava ile ücret alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir. Davalı, davacının bir alacağı olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, 22.12.2014 havale tarihli bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 19.12.2014 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, sözleşmenin feshine kadar olan asıl alacağı faiziyle birlikte 20.654,06 TL olarak; sözleşmenin 4.10 maddesi gereğince sözleşmenin feshinden sonra talep edilebilecek alacağı ise faiziyle birlikte 21.463,13 TL olarak hesap etmiş ve davalının 01.04.2010 tarihinden sonraki dönem itibariyle yükümlülüğünün devam edip etmeyeceği hususunun takdirini mahkemeye bırakmıştır. HMK 297/C maddesi uyarınca hükmün kapsamında tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin bulunması, sonuç kısmında ise taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, süphe ve tereddüt uyandırmayacak, şekilde gösterilmesi gerekir. Somut olayda, mahkemece gerekçeli kararda hiçbir açıklamaya yer verilmediği anlaşılmaktadır. Oysaki mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması Anayasa hükmü olduğu gibi kararın yukarıda belirtildiği şekilde HMK 297. maddesinde yer alan hususları kapsaması da zorunludur. İncelenen mahkeme kararının bahsi geçen yasa hükümlerine aykırı olduğu anlaşılmakla, gerekçesiz bir şekilde ve usulün 297 maddesine aykırı olarak yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, ikinci bentte belirtilen nedenle tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.