16. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/1187 Karar No: 2019/2643 Karar Tarihi: 10.04.2019
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/1187 Esas 2019/2643 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, paydaşı olduğu Kum Köyü'nde bulunan 520 ada 6 parsel sayılı taşınmaza, mükerrer olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkeme taraf teşkilinin sağlanamaması sebebiyle, usulden reddine karar vermiştir. Ancak, asıl mükerrer olan taşınmazın yine paydaşı olan davacıya ait 3269 parsel sayılı taşınmaz değil, Hazine'ye ait 520 ada 6 parsel sayılı taşınmaz olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle, davacının aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Kararda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/1 maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1026. maddesi ele alınmıştır. Karar oybirliğiyle onanmıştır. Karar düzeltme yolunun 15 gün içinde açık olduğu belirtilmiştir.
16. Hukuk Dairesi 2019/1187 E. , 2019/2643 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MÜKERRER KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... İlçesi Yeşilbaşköy Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 3269 parsel sayılı 12896 metrekare (yeni 195 ada 2 parsel – 13113.03 metrekare) yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Hacer ... adına tespit ve tescil edilmiş, sonrasında intikal ve taksim işlemleri ile kayden 3/5 payı ..."ya, 2/5 payı ise ...’a geçmiştir. Kum Köyü çalışma alanında bulunan 520 ada 5 parsel sayılı 1.743.357,59 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş ve 520 ada 6 parsel sayılı 1.737.986,33 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 520 ada 5 parsel sayılı taşınmazın hükmen ifrazı sonucu oluşmuş ve orman vasfıyla Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı ..., 520 ada 6 parsel sayılı taşınmazın, paydaşı bulunduğu 3269 parsel sayılı taşınmaza mükerrer olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ... tarafından açılan temyize konu davanın taraf teşkilinin sağlanamaması nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davacı ...’ya, aralarında mecburi dava arkadaşlığı bulunan 3269 parsel sayılı taşınmazın ölü hissedarı ... mirasçılarının açılan davaya yazılı muvafakatta bulunmaları, bir dahaki duruşmaya katılarak açılan davaya muvafakatlarının olduğuna dair beyanda bulunmaları ya da terekeye mümessil tayini için dava açılarak mahkemesinin ve dosya numarasının bildirilmesi için kesin süre verildiği ve sonucunun ihtar edildiği, davacı ..."nın kesin sürenin gereklerini yerine getirmediği gerekçesiyle taraf teşkili sağlanamadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ancak, eldeki davanın Tapu Müdürlüğü’nce davacı ...’ya yapılan mükerrerlik bildirimi üzerine açıldığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, davacı ...’nın paydaşı olduğu Yeşilbaşköy Köyü çalışma alanında bulunan 3269 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti 30.07.1979 tarihinde, bu parselin mükerrer olduğu bildirilen Kum Köyü çalışma alanında bulunan 520 ada 6 (geldisi 520 ada 5) parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti ise 13.01.1994 tarihinde yapılmıştır. O halde asıl mükerrer olan davacıya ait 3269 parsel sayılı taşınmaz değil, davalı Hazineye ait 520 ada 6 parsel sayılı taşınmazdır. Dolayısıyla Tapu Müdürlüğü tarafından 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/1. maddesi delaletiyle 4721 sayılı TMK"nın 1026. maddesi uyarınca kendisine mükerrir kadastronun iptali hususunda dava açması için bildirimde bulunulması gereken de 520 ada 6 parsel sayılı taşınmaz maliki Hazinedir. Hal böyle olmasına rağmen, Tapu Müdürlüğünce yasal düzenlemelere aykırı şekilde davacı ..."ya ihbarda bulunulması hukuki sonuç doğurmaz ve ona dava açma ehliyeti kazandırmaz. Bu durum karşısında, açıklanan nedenlerle davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanamadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş olması isabetsiz ve bozmayı gerektirmekteyse de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, hükmün 2. fıkrasında “Davacı ... tarafından açılan davanın” ifadesinden sonra yer alan “taraf teşkilinin sağlanamaması sebebi ile usulden reddine” ifadesinin hükümden çıkartılarak yerine “aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine” ifadesinin eklenmesine, hüküm gerekçesinin ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.