Esas No: 2020/4290
Karar No: 2021/4720
Karar Tarihi: 14.10.2021
Danıştay 9. Daire 2020/4290 Esas 2021/4720 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2020/4290
Karar No : 2021/4720
TEMYİZ EDENLER :1-(DAVACI) …
VEKİLİ : Av. … 2-(DAVALI) … Vergi Dairesi Müdürlüğü-…
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava Konusu İstem: Davacı adına … Gıda San. ve Tic. A.Ş.'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin trafik cezaları, diğer para cezaları ve karayolları geçiş ücreti idari para cezası dışında kalan kısımlarının iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: … Vergi Mahkemesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden; asıl borçlu … Et Gıda Sanayi ve Tic. A.Ş.'nin 2004 ila 2018 yıllarına ait muhtelif dönem vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket adına tanzim ve tebliğ edilen ödeme emirlerine ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığı, davalı idare tarafından anılan şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırması sonucunda, amme alacağının şirketten tahsilinin mümkün olmadığının tespit edilmesi üzerine, davacı adına, 213 sayılı Kanunun 10. maddesi ile 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesi hükümleri gereğince kanuni temsilci sıfatıyla uyuşmazlık konusu ödeme emirlerinin tanzim ve tebliği edildiği ve bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı, dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda, davacının ilk olarak 05/01/1995 tarih ve 3897 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde yapılan tescil ve ilan ile … Et Gıda Sanayi ve Tic. A.Ş.'nin yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, dava konusu ödeme emirlerinde yer alan amme alacaklarının bulunduğu döneme isabet eden yönetim kurulu üyeliğinin ise 15/05/2002 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde yapılan tescil ve ilan ile başladığı, yapılan ilanda davacı … ile birlikte … ve … 'un üç yıllığına yönetim kurulu üyeliğine seçildiğinin tescil edildiği, akabinde 02/04/2003 tarih ve 5769 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde yapılan ilan ile yönetim kurulu tarafından alınan karar sonucunda şirketin yönetim ve temsil yetkisinin söz konusu kararda sayılan A maddesindeki işler için münferiden, B maddesindeki işler için ise müştereken olmak üzere yönetim kurulu başkanı … ve başkanvekili … 'ya devredildiğinin belirtildiği, 17/05/2005 tarih ve 6305 sayılı ile 07/05/2008 tarih ve 7057 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde yer alan ilanlarda yine davacı ile birlikte … ve … 'nın üç yıllığına yönetim kuruluna seçildiğinin, yönetim kurulu yetkilerinin A ve B maddelerinde sayılan işler için ... ve … 'nın devredildiğinin tescil ve ilan edildiğinin görüldüğü, şirketin 26/05/2011 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında ise yeni yönetim kurulu seçilemediği ve bu tarihten sonra genel kurul toplantısı yapılmadığı, anonim şirketlerin kural olarak yönetim kurulu tarafından temsil ve idare edileceği, esas sözleşmeye konulacak bir hüküm ile yönetim kurulu tarafından temsil ve idare yetkisinin tamamının ya da bir kısmının yönetim kurulu üyesi olan murahhaslara veya pay sahibi olmayan üçüncü kişilere devredilebileceğinin belirtildiği, dolayısıyla, anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin kanuni temsilci sayılabilmeleri için, kendilerine bu konuda yönetim kurulu tarafından yetki verilmesinin gerektiği, şayet yetki ve görevlendirme yoksa kanuni temsilci olarak nitelendirilemeyeceği, yönetim kurulu tarafından şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınmış bir kişi görevlendirilmemesi durumunda ise temsil yetkisinin ve kanuni temsilcilik sıfatının yönetim kurulu üyelerinin tamamına ait olacağı sonucuna ulaşıldığı, olayda; davacı her ne kadar yönetim kurulu üyesi sıfatını haiz olsa da, şirketi temsil ve ilzam yetkisi yönetim kurulu tarafından alınan karar ile davacı dışında kalan diğer iki yönetim kurulu üyesine devredilmiş olup, yönetim kurulu üyeliği yanında temsil ve imza yetkisi bulunmayan davacının, şirketin kanuni temsilcisi olduğu ve vergisel ödevlerini yerine getirmediği hususundan söz edilemeyeceğinden, şirkete ait vergi borçlarından kanuni temsilci sıfatıyla sorumlu tutulamayacağının açık olduğu, ancak 07/05/2008 tarih ve 7057 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde yapılan ilan ile 29/04/2008 tarihinden itibaren 3 yıl süre ile geçerli olmak üzere seçilen yönetim kurulunun ve şirketi temsile yetkili kılınan kişilerin görev süresinin bitiminden sonra yeni yönetim kurulu seçilemediğinden, bu tarihten sonra şirketin amme borçlarından ötürü kanuni temsilcilik sıfatıyla sorumluluğun kime ait olacağı hususunun irdelenmesi gerektiği, öncelikle; davacının yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde yürürlükte olan 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile yönetim kurulu üyeliği süresinin dolmasından sonra 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren ve dava konusu borç dönemlerinin bir kısmını kapsayan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu arasında, yönetim kurulunun görev süresi ile yetkinin kapsamı ve devri noktasında farklılık bulunmadığı gibi, her iki Kanun'da da, yönetim kurulu üyelerinin 3 yıllık görev süresinin dolmasından sonra genel kurulca yeni yönetim kurulu seçilmediği takdirde, eski yönetim kurulunun görev ve yetkilerinin devam edip etmeyeceği noktasında, limited şirketlerden farklı olarak, açık bir hüküm bulunmadığı, Kanun'da yönetim kurulu üyeliği sıfatının kendiliğinden düşeceğine dair bir hüküm bulunmaması nedeniyle, görev süresi biten yönetim kurulunun yeni yönetim kurulu seçilene kadar görevine devam edeceğinin kabulü gerektiği, zira bu durumda yönetim kurulu üyelerinin görev süresinin bitmesiyle şirketin kendiliğinden organsız kaldığından söz etme imkanı bulunmadığı; Türk Ticaret Kanunu'nu hükümleri uyarınca anonim şirketlerde kural olarak yönetim kurulu kollektif şekilde şirketi temsil etmeye yetkili olmakla birlikte, bu görevin, esas sözleşmede cevaz verilmesi şartıyla bir yönetim kurulu üyesine bırakılabildiği, belirli bir süre için bir kişiye temsil yetkisi bırakıldığı durumlarda sürenin sona ermesinden itibaren yeni bir kişi belirlenmediği takdirde yönetim kurulu hep birlikte şirketi temsile yetkili olduğu, dolayısıyla, dava konusu olayda, şirketin yönetim kurulunun görev süresinin 29/04/2011 tarihinde dolduğu ve yeni yönetim kurulu seçilemediği dikkate alındığında, bu tarihten sonra davacının da üyesi olduğu yönetim kurulunun tamamının şirketin amme borçlarından dolayı kanuni temsilci sıfatıyla sorumluluğu ortaya çıktığı, bu itibarla, davacının yönetim kurulu üyesi olmasına karşın temsil ve ilzama yetkili kılınmadığı 29/04/2011 tarihine kadar olan borçlardan sorumlu tutulmasında hukuka uygunluk bulunmadığı ancak bu tarihten sonraki dönemlere isabet eden borçlar yönünden yapılan incelemede ise; asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun bir şekilde tebliğ edildiği, şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırması sonucunda tespit edilen 7 adet taşınmaza ve taşıtlara haciz şerhi konulduğu, ancak söz konusu mal varlıkları üzerinde başka rehin ve haciz şerhleri bulunması, davalı idarenin sıra cetvelinde 5. sırada olması ve dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği tarih itibariyle şirketin toplam borcunun 7.952.760,24-TL olmasına karşın, taşınmazların değer tespitlerine göre çok daha düşük tutarda 807.599,00-TL olduğu göz önüne alındığında, amme alacağının şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından dava konusu ödeme emirleri düzenlenmiş olup, yapılan incelemede uyuşmazlık konusu ödeme emirleri içeriğinde yer alan vergi borçlarının tahsil edilemeyeceği hususunun, idarece somut bir şekilde ortaya konulduğu sonucuna varıldığı, bu nedenle, yönetim kurulunun görev süresinin dolduğu ve yeni yönetim kurulu seçilemediği tarih olan 29/04/2011 tarihinden itibaren davacının da üyesi olduğu yönetim kurulunun tamamı kanuni temsilci sıfatı taşıdığından, davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin 2011/Mayıs dönemi ve sonrasına isabet eden borçlardan kanuni temsilci sıfatıyla sorumlu tutulmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine; dava konusu … tarih ve … ve … takip nolu ödeme emirlerinin tamamı (9080 kodlu Diğer Para Cezaları, 9085 kodlu Trafik Cezaları, 9102 kodlu Geçiş Ücreti/İdari Para Cezası, 9302 kodlu Karayolları Geçiş Ücreti/İdari Para Cezası kısımları hariç olmak üzere) ile 17/05/2018 tarih ve … takip nolu ödeme emrinin 2011/Mayıs döneminden önceki dönemlere ait borçlara ilişkin kısmının iptaline, … tarih ve … sayılı ödeme emirleri ile … tarih ve … takip nolu ödeme emrinin 2011/Mayıs dönemi ve sonraki dönemlere ait borçlara ilişkin kısmı yönünden iptal isteminin ise reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi Kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı ve davacı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
DAVALININ İDDİALARI: Davacının … Et Gıda San. Tic. A.Ş.'nin kanuni temsilcisi olduğu, şirketten tahsilinin mümkün olmadığı anlaşılan borçlar için kanuni temsilcilere başvurulduğu, söz konusu borçların zaman aşımına uğramadığı, davacının anılan şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu iddialarıyla kararın aleyhe olan kısımlarının bozulması istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI: Mahkemece asıl borçlu şirkete ait malvarlığı değerinin hesaplanması yapılmadan ret hükmü kurulduğu, davacının 29/04/2011 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi seçildiği bu tarihten sonraki borçlardan sorumlu olmayacağı iddialarıyla kararın aleyhe olan kısımlarının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Taraflarca yasal dayanaktan yoksun olan karşı temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'İN DÜŞÜNCESİ: Her ne kadar; ilk derece Mahkemesince, Gerek 6762 sayılı Mülga Türk Ticaret Kanunu'nda gerek 1/7/2012 tarihinde yürürlüğe giren yeni 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin görev süresinin sona ermesinden sonra genel kurulca yeni yönetim kurulu seçilmediği takdirde, eski yönetim kurulunun görev ve yetkilerinin devam edip etmeyeceği noktasında, limited şirketlerden farklı olarak, açık bir hüküm bulunmadığı ve Kanun'da yönetim kurulu üyeliği sıfatının kendiliğinden düşeceğine dair bir hüküm bulunmaması nedeniyle, görev süresi biten yönetim kurulunun yeni yönetim kurulu seçilene kadar görevine devam edeceğinin kabulü gerektiği, zira bu durumda yönetim kurulu üyelerinin görev süresinin bitmesiyle şirketin kendiliğinden organsız kaldığından söz etme imkanı bulunmadığından bahisle davacının temsil yetkisinin devam ettiği gerekçesiyle 2011/Mayıs ve sonrası dönemlerine ilişkin borçlar yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de; her iki Kanunda da yönetim kurulu üyelerinin esas sözleşmeyle seçilmiş veya genel kurulca atanmış üyelerden oluştuğunun istisnasız olarak belirtildiği ve emredici hüküm olarak yönetim kurulu üyelerinin en çok üç yıllığına seçilebileceğinin açıkça ifade edildiği dikkate alındığında, söz konusu düzenlemelerin sonrasında yer alan, üyeliği kendiliğinden sona erdiren hallerden biri olarak sürenin sona ermesi durumunun sayılmamış olması, yönetim kurulu üyeliğinin devam edeceği ve şirketin organsız kalamayacağı şeklinde yorumlanamayacaktır. Nitekim yine her iki Kanunda da anonim şirketin zorunlu organlarından olan yönetim kurulunun uzun süreden beri mevcut olmaması haline yer verilmiş ve bu durum fesih sebebi olarak kabul edilmiştir. 6762 sayılı Mülga Türk Ticaret Kanunu ile 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu uyarınca anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin görev süresinin üç yıl sonunda sona ermesinden sonra eski yönetim kurulunun temsil yetkisi, genel kurul için çağrı yapmak ve mevcut-acil işleri yapmak dışında sona erecek, eğer genel kurul tarafından yeni bir yönetim kurulu seçilemezse; pay sahipleri, şirket alacaklıları veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshini isteyebilecektir. Söz konusu düzenlemelerde şirketin feshini isteyebilecekler arasında yönetim kurulu üyelerinin sayılmaması nedeniyle, yönetim kurulu üyelerinin görev süresinin sona ermesi durumunda, yeni yönetim kurulu oluşturuluncaya kadar temsil yetkisinin devam edeceği şeklinde yapılacak bir yorum, şirket ortaklarının yeni yönetim kurulu seçmemesi ve şirketin iflasını da istememesi halinde eski yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarının öngörülemez bir şekilde devam etmesi sonucunu doğuracaktır. Bu durum ise Kanunun emredici hükmü uyarınca belli bir süre ile sınırlı olarak seçilen yönetim kurulu üyelerinin yıllarca sürebilecek bir şekilde sorumluluk altına girmelerine neden olacak ve hukuki öngörülebilirlik ilkesine aykırılık teşkil edecektir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 29/04/2008 tarihinden itibaren üç yıl süreyle yönetim kurulu üyesi seçildiği ve görev süresinin 29/04/2011 tarihinde sona erdiği anlaşılmaktadır.
Olayda, 6762 sayılı Mülga Türk Ticaret Kanunu'nda ve 1/7/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu'nda anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin en çok üç yıl süreyle görev yapmak üzere seçilebileceği emredici hükümle açıkça ifade edildiğinden ve 29/04/2011 tarihinde görev süresi dolan davacının bu tarihten sonrasına ilişkin amme alacaklarından kanuni temsilci olarak sorumlu tutulamayacağı soncuna varıldığından, davalı temyiz isteminin reddi, davacı temyiz isteminin kabulü gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik tarafların istinaf başvurularının reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz isteminde bulunan davacıdan, … -TL maktu harç alınmasına
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesi'ne gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 14/10/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.