Esas No: 2019/21719
Karar No: 2021/11352
Karar Tarihi: 14.10.2021
Danıştay 6. Daire 2019/21719 Esas 2021/11352 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/21719
Karar No : 2021/11352
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı …
VEKİLİ :Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN ÖZETİ: … İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın iptale ilişkin kısmının, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Mersin İli, Mezitli İlçesi, …Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu alanda (mülga) Kuyuluk Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile bu plan doğrultusunda 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca Kuyuluk Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilen parselasyon işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararda; Danıştay Altıncı Dairesinin 16.10.2018 tarih ve E:2015/4317, K:2018/7828 sayılı bozma kararına uyularak, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ve dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile kullanma türü ve kullanım yoğunluğu açısından birbiri ile tutarlı kararlar üretildiği, planlar arasında hiyerarşik ilişkinin kurulduğu anlaşıldığından uygulama imar planı yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacının kullandığını iddia ettiği dava konusu … parsel sayılı taşınmazın büyük bir kısmının … ada … parsel sayılı taşınmazda, bir kısmının … ada, … parsel sayılı taşınmazda, bir kısmın da … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde kaldığı, parselasyon işlemi sonucunda oluşturulan … ada … parsel sayılı taşınmazın, … ada, …parsel sayılı taşınmaza göre daha üst kotlarda, ekonomik olarak … ada, … parsel sayılı taşınmazın, … ada, … parsel sayılı taşınmaza oranla daha değerli olduğu, … parsel sayılı taşınmazın dağıtımının … ada, … parsel sayılı taşınmazdan verilmesi gerekirken, daha alt kotlarda verilmesi ile bu parsel yönünden değer kaybına yol açıldığı anlaşıldığından parselasyon işleminde hukuka uyarlık bulanmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle iptaline karar vermiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının dava açma ehliyetinin olmadığı işlemin hukuka uygun olduğu iddia edilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Mersin İli, Mezitli İlçesi, … Mahallesi, …ada, … parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu alanda (mülga) Kuyuluk Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile bu plan doğrultusunda 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca Kuyuluk Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilen parselasyon işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davası olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun'un 14. maddesinin 3. fıkrasında; dilekçelerin Danıştayda daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından a) görev ve yetki, b) idari merci tecavüzü, c) ehliyet, d) idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) süre aşımı, f) husumet, g) 3 ve 5'inci maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırayla inceleneceği belirtilmiş, aynı maddenin 6. fıkrasında; yukarıdaki hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı düzenlenmiş, 15. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, dilekçelerde 14. maddenin 3/c bendine aykırılık görülmesi halinde davanın reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesinde:
"31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerden; tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (antep fıstığı, çam fıstığı) gibi çeşitli tarım alanları veya otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ile şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim alanları orman sınırları dışına çıkartılır.
Orman sınırları dışına çıkartılan bu yerler Devlete ait ise Hazine adına, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ise bu müesseseler adına, hususi orman ise sahipleri adına orman sınırları dışına çıkartılır. Uygulama kesinleştikten sonra tapuda kesin tashih ve tescil işlemi yapılır." hükmü yer almıştır.
26.04.2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun "Hak sahibi, başvuru ve doğrudan satış" başlıklı 6. maddesinde: "(1) 2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler bu Kanuna göre hak sahibi sayılır.
(2) 2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenecek güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilecek kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler de hak sahibi sayılır.
(3) Hak sahiplerinden birinci fıkra kapsamında olanlar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, ikinci fıkra kapsamında olanlar ise, güncelleme listelerinin tescil edildiği veya kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren sekiz ay içinde idareye başvurarak, bu taşınmazların bedeli karşılığında kendilerine doğrudan satılmasını isteyebilirler.
(12) Bu maddeye göre hak sahiplerine doğrudan satılması gereken taşınmazlardan ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan ya da Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ile ilgili idarelerce bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç üç ay içerisinde idareye bildirilmesi şartıyla özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gerekenler ile içme ve kullanma suyu havzalarında maksimum su seviyesinden itibaren üç yüz metrelik bant içerisinde kalan yerler hak sahiplerine satılmaz. Bu taşınmazların yerine istenilmesi hâlinde hak sahiplerine, hak sahibi oldukları taşınmazın rayiç değerine eşdeğer öncelikle aynı il sınırları içerisinde bulunan 2/B alanlarındaki taşınmaz, bu maddenin dördüncü fıkrasına göre hesaplanacak satış bedeli karşılığında doğrudan satılabilir." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır. Her olay ve davada, dava açan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri yargı mercilerince yapılmaktadır.
İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi; kişisel, meşru ve güncel olması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, davacının menfaatlerini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir.
Bu ilişki, uyuşmazlığın niteliğine göre bazen mülkiyet hakkından, bazen de komşuluk hukukundan doğabilmektedir. Sonuç olarak; idari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesi için ön koşullardan olan "dava açma ehliyeti" iptal davasına konu idari işlemin niteliğine ve dava açanın hukuken korunması gereken menfaatlerine göre idari yargı yerince değerlendirilmektedir.
İmar mevzuatına göre parselasyon işlemi, imar planlarındaki arazi kullanım kararlarının hayata geçirilmesi amacıyla mevcut tapu kayıtları esas alınarak arsa ve arazilerin düzenlenmesi amacıyla yapılan subjektif nitelikte bir imar uygulamasıdır.
Parselasyon işlemi ile kadastral mülkiyet dokusu imar planlarında belirlenen kullanım kararlarına göre yeniden düzenlemeye tabi tutulmakta olup kullanım kararlarında herhangi bir değişiklik yapılması söz konusu değildir. Bu nedenle, doğrudan mülkiyet hakkına yönelik sübjektif nitelikte bir idari işlem olan parselasyon işlemine karşı komşu parsel maliki, belde sakini, yatırımcı kuruluş vb sıfatlarla dava açılması mümkün olmayıp ancak parsel maliklerince dava açılabilir.
Dairemizin 22/05/2019 tarihli E:2016/11383, K:2019/4721 sayılı kararı ile; 2/B vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilen taşınmazlar üzerinde zilyet olan ve tasarrufta bulunan kişilerin taşınmazı satın almak üzere idareye başvurmaları ve başvuru bedellerini ödemeleri halinde, parselasyon işlemi ile davacılar arasında meşru ve güncel bir menfaat bağının bulunduğu kabul edilmiştir. Dava konusu olay, Dairemizin bu içtihadı ile birlikte değerlendirilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, Mersin İli, Mezitli İlçesi, … Köyü, kadastral … sayılı parselin 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi uyarınca 13.04.1995 tarihinde Maliye Hazinesi adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, bu taşınmazın 1976 yılından itibaren davacının kullanımında olduğu, taşınmazın bulunduğu alanda hazırlanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının (mülga) Kuyuluk Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edildiği, bu planda taşınmazın bulunduğu alanın konut alanına ayrıldığı, taşınmazın bulunduğu alanda 3194 sayılı Kanunun 18'inci maddesi uyarınca gerçekleştirilen parselasyonun ise … tarihli, … sayılı belediye encümeni kararıyla kabul edildiği, uygulama neticesinde Maliye Hazinesi adına 08.06.1995 tarihinde … ada, … sayılı parselden tahsis yapıldığı ve tapuya tescil edildiği, tapu kaydı üzerine de 2/B şerhi işlendiği, uyuşmazlığa konu taşınmazı da kapsayan alanda hazırlanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin Kuyuluk Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararıyla kabul edildiği, davacı tarafından (mülga) Kuyuluk Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile bu plan doğrultusunda 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca Kuyuluk Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilen parselasyon işleminin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı dava dilekçesinde; orman niteliğini kaybetmiş tarım arazisi vasıflı 2/B statüsündeki taşınmazın kullanıcısı olduğunu, tapu kayıtlarının beyanlar hanesinde taşınmazın kullanıcısı olarak kendi isminin geçtiğini, söz konusu işlem sebebiyle 6292 sayılı Kanundan kaynaklanan satın alma hakkını kullanamadığını, yapılan parselasyon işleminin kendisini mağdur ettiğini iddia ederek dava açmıştır.
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde davacının dava açma ehliyeti olmadığına ilişkin beyanı üzerine Dairemizin 24.05.2021 tarihli, E:2019/21719 sayılı ara kararı ile hem davacıdan hem de Mersin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Milli Emlak Dairesi Başkanlığından davacının taşınmazı satın almak için başvuruda bulunup bulunmadığı sorulması üzerine Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 28.06.2021 tarihli ara karar cevabında, davacının taşınmazı almak için başvuruda bulunmadığı beyan edilmiştir. Davacı tarafından ara kararına cevap verilmemiştir.
Davacı dava dilekçesinde, parsel taşındığı için satın alma başvurusunda bulunamadığını iddia etmiş ise de ne eski parsele ne de yeni parsele ilişkin satın alma talebi ile ilgili belge sunamamıştır. Kaldı ki dava dosyasında yer alan belge ve bilgiler içerisinde davacının taşınmazı satın alma niyetinde olduğuna ancak parselin numarası ve yeri değiştiği için satın alamadığına dair idare ile karşılıklı bilgi alışverişinde bulunulduğu yönünde her hangi bir belgeye de rastlanamamıştır.
Davacının kadastral … sayılı parseli hisseli olarak 1976 yılından itibaren kullandığı ve bu hakkın tapuya şerh edildiği açıktır. … sayılı parselin parselasyon sonucunda Maliye Hazinesi adına … ada, …sayılı parsel olarak dağıtıma tabi tutulması, davacının eski … sayılı kadastral parselin bir kısmını da kapsayan … parsel sayılı taşınmazı satın alma ve satın aldıktan sonra parselasyona dava açma hakkına engel değildir. Dolayısıyla davacının parselin yeri ve numarası değiştiği için taşınmazı satın alamadığına ilişkin beyanlarına itibar edilmemiştir.
Dava konusu olayda, davacının bahsi geçen taşınmazı satın alma iradesini kesin olarak ortaya koyamadığı, dava konusu taşınmazın halen dava dışı Hazine adına kayıtlı olduğu, Hazine tarafından Kuyuluk Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilen parselasyon işleminin iptaline ilişkin dava açılmadığı görülmektedir.
Bu durumda dava konusu taşınmazın mülkiyet hakkına sahip olmayan davacı ile Kuyuluk Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilen parselasyon işlemi arasında kişisel, meşru ve güncel menfaat ilişkisinin kurulamadığından, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1…. İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın BOZULMASINA,
2. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
3. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 14.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.