23. Hukuk Dairesi 2016/12 E. , 2018/2972 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıların yönetimde oldukları dönemde .....ile kooperatifin inşaatı konusunda sözleşme akdettiklerini, daha sonra söz konusu işteki eksik ve kusurların tespit edildiğini, sözleşme bedeli olan 90.000-TL’nin tamamının ödendiğini, bu ödeme yapılırken 10.000-TL’lik bononun yüklenici şirketten geri alınmadığını, bedeli ödenmiş ancak geri alınmamış bu bononun dava dışı şirket tarafından üçüncü kişilere ciro edildiğini, kooperatifin cebri icra tehdidi altında işbu bonoyu ödemek zorunda kaldığını, yöneticilerin bedeli ödenmiş bonoyu geri almamaları sebebiyle kooperatifin zarara uğradığını, bu sebeplerle cebri icra tehdidi altına ödenen 10.000-TL ile eksik ve kusurlu işler bedeli olan 11.428,11-TL’nin avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan.....ve ... cevap dilekçesinde, genel kurul tarafından yönetimin ibra edildiğini, yönetime ....... ve ......simli kişilerin geldiğini ve mükerrer ödemenin bu dönemde yapıldığını sonradan öğrendiklerini, kendilerinin bu ödeme ile ilgilerinin bulunmadığını savunarak kendileri hakkında açılan davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı ... vekili, ödemeler sırasında verilen senetlerin alındığını fakat dava konusu senedin ..... kaldığını, bu senet sebebiyle kooperatife zarar gelmemesi için üyelerin ısrarıyla müvekkilinin ödemeyi kendi cebinden yaptığını, davacı kooperatifin bu parayı daha sonra parça parça müvekkiline ödediğini, ödemenin yönetim kurulunun izni ve bilgisi dahilinde yapıldığını, daha sonra..... aleyhine her türlü hukukî yola başvurulduğunu, müvekkilinin genel kurulda ibra edildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalıların, eksik ve ayıplı iş zararında doğrudan bağları ve kusurları olmadığı ve bu kalem zararlardan sorumlu olmamaları gerektiği, mükerrer ödemenin davalı ... döneminde yapıldığının belli olduğu, bu zararın kimin görevde olduğu dönemde meydana geldiğinin tespit edilemediğinden bahisle tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olması gerektiği yönündeki bilirkişi görüşüne iştirak edilmediği, ...’ın ödediği senet bedeline rağmen senedi geri almayarak senet bedelinin üçüncü kişiye yeniden ödenmesinde kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın davalılardan .....ve ... yönünden reddine, davanın davalı ... yönünden kısmen kabulü ile 10.000-TL’nin 10/05/2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
../..
S.2.
Dava hukukî niteliği itibariyle, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin tazminat davasıdır. Kooperatif yönetim kurulu, kooperatif işlerinin yönetimi için gereken titizliği gösterir ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda bütün gayretini sarf eder (Koop. K. m.62). Yönetim kurulunun bu özen yükümlülüğüne aykırı davranması durumunda sorumluğunun doğacağı şüphesizdir. Kooperatif yönetim kurulu üyelerinin özen yükümlülüğüne aykırılık sebebiyle doğan hukukî sorumluluğu, müteselsil bir sorumluluktur. Sorumluluğun müteselsil olarak kabul edilmesinin sebebi, Kooperatifler Kanunu’nun TTKye yapmış olduğu atıftır. Gerçekten de Kooperatifler Kanun’nda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunu’ndaki anonim şirketlere ait hükümler uygulanır (Koop. K. m.98). Dava konusu olayın gerçekleştiği dönemde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK m. 336’ya göre, yönetim kurulu üyeleri kasten veya ihmal neticesinde kendilerine kanunun ve esas sözleşmenin yüklediği sair vazifeleri ihlâl ettikleri takdirde meydana gelen zarardan şirkete, ortaklara ve alacaklılara karşı kusurlarının derecesine bakılmaksızın zararın tamamından sorumlu olurlar. Böylece TTK’de kabul edilen müteselsil sorumluluk ilkesi, Koop. K. M. 98’in atfı sebebiyle kooperatifler bakımından da uygulanacaktır. Yönetim kurulu üyelerinin kusurlarının ağırlık derecesi dış ilişkide değil, ancak iç ilişkide rücu hakkı yönünden önem taşımaktadır.
Mahkemece yazılı şekilde davalı ...’ın sorumluluğuna; oluşan zarardan sorumlu tutulamayacakları gerekçesiyle diğer davalılar bakımından davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Zira 6762 sayılı TTK’de benimsenen yönetim kurulu üyelerinin müteselsil sorumluluğu ilkesi anlamında, sorumluluğun sadece ödemeyi yapan davalı ...’da olduğuna ilişkin değerlendirme hatalıdır. Dava konusu 10.000-TL’lik bononun geri alınmaması ve mükerrer olarak ödenmesine ilişkin eylemin, hangi yönetim kurulu üyelerinin görevde olduğu dönemde gerçekleştiğinin incelenmesi gerekir. Bu incelemede yönetim kurulun, söz konusu eylemde kusurlu olup olmadığı ve eylemin kooperatifi zarara uğratıp uğratmadığının da nazara alınması gerekir.
Ayrıca davalıların kooperatif genel kurulunca ibra edildikleri iddiası da söz konusudur. İbra, yönetim kurulu üyelerinin şirkete karşı sorumluluğunu ortadan kaldıran menfi bir borç ikrarıdır. Bu sebeple, mahkemece, ibranın kişisel ve maddi kapsamı da dikkate alınarak, davalı yönetim kurulu üyelerinin, hukuken geçerli bir şekilde ibra edilip edilmediği ve ibra sebebiyle yönetim kurulu üyelerinin sorumluluktan kurtulup kurtulmadıklarının araştırılması, gerekirse bu yönde bilirkişi raporu alınmak suretiyle varsa zarardan sorumlu olanların tespiti ile çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, anılan davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.