Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/1181
Karar No: 2021/11350
Karar Tarihi: 14.10.2021

Danıştay 6. Daire 2019/1181 Esas 2021/11350 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/1181
Karar No : 2021/11350

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Muğla İli, Datça İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu imar adasında, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının hayata geçirilmesi, meydan, yol ve yeşil alanların kamuya kazandırılması, 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi gereğince parselasyon yapılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Datça Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü'nün … tarihli, … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; İdarelerin yaptıkları işlemlerde takdir yetkisi bulunduğu, idarenin bu konuda yargı kararıyla zorlanamayacağı, diğer bir ifade ile idari işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği, ancak bu takdir yetkisinin de mutlak olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlı olduğu ve takdire dayanan işlemlerin sebep ve maksat yönünden yargı denetimine tabi bulunduğu, dava konusu olayda, 3194 sayılı İmar Kanunu 18.madde uygulaması yapma konusunda takdir yetkisi bulunan davalı idarenin, bu yetkisini objektif olarak ve kamu yararına uygun olarak kullandığı, halihazırda parselasyon işlemi yapılan Taşlık-Ilıca Bölgesi ile davacıların taşınmasının bulunduğu alanının komşuluk ilişkisinin de bulunmadığı, öte yandan bu konuda idarelerin yargı kararı ile zorlanamayacağı hususları bir arada değerlendirildiğinde, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu parselasyon talebinin reddi işleminin hizmetin gerekliliği ilkesine aykırı olduğu ve işlemde kamu yararı bulunmadığı, idarelerin imar planlarının onaylanmasından sonra beş yıl içerisinde parselasyon çalışmalarına başlaması gerektiği, taktir hakkının kötüye kullanıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ…'ÜN DÜŞÜNCESİ: Muğla İli, Datça İlçesi, …Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu imar adasında, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının hayata geçirilmesi, meydan, yol ve yeşil alanların kamuya kazandırılması, 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi gereğince parselasyon yapılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Datça Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü'nün … tarihli, … sayılı işleminin iptalinin istenildiği görülmektedir.
Dava konusu parsele ait imar planlarının ne zaman yapıldığı konusunda dosyada herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanamadığı gibi İdare Mahkemesince de böyle bir araştırmaya gidilmediği görülmektedir.
Davacının taşınmazının bulunduğu alanda parselasyon işlemi yapılmaması nedeni ile davacının sosyal donatı alanlarından faydalanamadığı gibi plana aykırı ruhsatsız yapıların imar kirliliğine sebep olduğu ve bireylerin sağlıklı çevrede yaşama hakkına engel teşkil ettiği de açıktır.
Anayasa Mahkemesi'nin mülkiyet hakkının özüne ilişkin kararlarına bakıldığında; Bir hak ve özgürlüğün; a) Gayesine uygun şekilde kullanılması son derece zorlaştırılması veya imkansızlaştırıcı, b) onu kullanılmaz duruma düşüren kayıtlara tabi tutucu, c) açıkça yasaklayıcı, d) örtülü bir şekilde yapılamaz hale koyucu, e) ciddi surette güçleştirici, f) amacına ulaşmasını önleyici, h) hürriyetten faydalanmayı genel surette izin alınmasına bağlı tutucu, i) ne ifade ettiği açıkça anlaşılamayan ve her türlü yoruma elverişli bulunan terimlerle belirtilen hükümlerle sınırlayıcı, j) hakkı genel olarak ortadan kaldırıcı, k) yararlanmayı yok edecek derecede önleyici veya engelleyici anlamda dolaylı veya dolaysız etkileyici biçimde sınırlandırılması o hak ve özgürlüğün özüne dokunur sayılmaktadır. (1961 Anayasası ve Anayasa Mahkemesine Göre Hakkın Özü Kavramı ve Mülkiyet Hakkının Özü Doç. Dr. Esin Örücü syf. 157)
Mülkiyet hakkının özüne dokunma, ilişkinin asli ve zaruri unsurları olan edinme ve elde bulundurma, kullanma, yararlanma, hukuki işlemlere konu yapma ve elden çıkarma yetkilerinin tümünü ya da bir kaçını veya birini, sınırlamayı aşan ve kamu yararının gerçekten haklı kılamayacağı bir biçimde açık veya kapalı olarak, kısıtlayan ya da ortadan kaldıracak dereceye varan aşırı (ve karşılık ödeyerek bunu karşılamayan) bir müdahaledir. (1961 Anayasası ve Anayasa Mahkemesine Göre Hakkın Özü Kavramı ve Mülkiyet Hakkının Özü, Doç. Dr. Esin Örücü, syf. 159-160)
Dava konusu olayda davalı idare, davacının sağlıklı sosyal çevrede yaşama hakkını engelleyecek derecede uzun süre kısıtlamış ve kısıtlamaya ilişkin haklı bir neden gösterilmeksizin yetkisiz makam tarafından reddedilerek davacının sağlıklı çevrede yaşam hakkını ihlal etmiştir.
Bu durumda dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediğinden davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Muğla İli, Datça İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın maliki olan davacılar tarafından, dava konusu taşınmaz üzerinde 3194 sayılı Kanunun 16. maddesi uyarınca ileride parselasyon yapılması için gerekli kamusal amaçlı terklerin yapıldığını, ancak maliki bulundukları taşınmazın yer aldığı imar adasında, imar planı uygulamalarının yapılmadığı, komşu ve bölge parsellerdeki kamusal terklerin de yapılması, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının alanda uygulanması, meydan, yol ve yeşil alanların kamuya kazandırılması, 3194 sayılı İmar Kanununun 18. madde gereği parselasyon yapılması talebiyle 06/06/2016 tarihinde davalı idareye yaptıkları başvurunun Datça Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün … tarihli, … sayılı yazısı ile "imar uygulamalarının bir plan dahilinde ve belediye bütçesine göre yapılmaktadır" gereksiyle reddedilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun, 4577 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar "iptal davası" olarak tanımlanmıştır.
3194 sayılı İmar Kanunuyla, yerleşim yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amacıyla, adı geçen Kanunun 7. ve 8. maddesiyle belirli nüfus kriterini aşan belediyelere imar planlarını hazırlama ve yürürlüğe koyma yükümlülüğü getirilmiştir. Aynı Kanunun 10. maddesinde de: "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisince kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek kamu kuruluşlarının bütçelerine konulur. İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmüne yer verilmek suretiyle belediyelere, imar planlarını uygulamak üzere belirtilen süre içerisinde imar programını hazırlama; ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarına ise imar programlarında kendi görev alanlarındaki kamu hizmeti için ayrılan özel mülkiyete konu taşınmazları kamulaştırma zorunluluğu yüklenmiştir.
3194 sayılı Kanunun 04.07.2019 tarihli değişiklikle getirilen "İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler" başlıklı 13. maddesinde; "Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlar; a) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18 inci maddeye göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılarak, b) 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle, ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir. Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına uygun özel tesis yapılabilir. İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılmasına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar programı süresi içinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu mülkiyetine geçirilmek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir." denilmektedir.
3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin birinci fıkrasında dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte,: "İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır..." hükmü, Parselasyon planlarının hazırlanması ve tescili başlıklı 19. maddesinde: "İmar planlarına göre parselasyon planları yapılıp, belediye ve mücavir alan içinde belediye encümeni, dışında ise il idare kurulunun onayından sonra yürürlüğe girer. Bu planlar bir ay müddetle ilgili idarede asılır. Ayrıca mutat vasıtalarla duyurulur. Bu sürenin sonunda kesinleşir. Tashih edilecek planlar hakkında da bu hüküm uygulanır. Kesinleşen parselasyon planları tescil edilmek üzere tapu dairesine gönderilir. Bu daireler ilgililerin muvafakatı aranmaksızın, sicilleri planlara göre re'sen tanzim ve tesis ederler..." hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun 44.maddesinin 1.fıkrasının (c) bendi uyarınca düzenlenen ve işlem tarihinde yürürlükte bulunan İmar Kanununun 18'inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "Düzenleme Sahalarının Tesbiti Esasları" başlıklı 5. maddesinde de: "Belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler, belediye encümeni kararı ile; dışında valilikler, il idare kurulu kararı ile; 5 yıllık imar programlarında öncelik tanımak ve beldenin inkişaf ve ihtiyaç durumuna göre, yeterli miktarda arsayı, konut yapımına hazır bulunduracak şekilde düzenleme sahalarını tesbit etmek ve uygulamasını yapmak mecburiyetindedir. " hükmü yer almaktadır.
04.07.2019 tarihinde kabul edilip 10.07.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7181 sayılı Kanunun 9.maddesiyle eklenen 3194 sayılı Kanunun 18.maddesinin 9.fıkrasında, "Belediye veya valiliğin; parselasyon planlarını, imar planlarının kesinleşme tarihinden itibaren beş yıl içinde yapması ve onaylaması esastır. Parselasyon planı yapmamaları sebebiyle doğacak her türlü kamulaştırma iş ve işlemlerinden belediyeler veya valilikler sorumludur." hükmüne yer verilmiştir.
22/02/2020 tarih ve 31047 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Arsa ve Arazi Düzenlemeleri Hakkında Yönetmeliğin, 'Düzenleme sahalarının tespiti esasları' başlıklı 9. maddesinde;
" (1) Belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler, belediye encümeni kararı ile; dışında ise valilikler, il idare kurulu kararı ile 5 yıllık imar programlarına öncelik tanımak ve beldenin inkişaf ve ihtiyaç durumuna göre, imar planları ile getirilen tüm kullanım alanlarını hazır bulunduracak şekilde düzenleme sahalarını tespit etmek ve kesinleşen uygulama imar planlarına göre parselasyon planlarını yaparak yeterli miktarda parseli oluşturmak mecburiyetindedir.
(2) 10/7/2019 tarihinden sonra yapılan imar planlarında kesinleşme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde, 10/7/2019 tarihinden önce yapılmış imar planlarında 10/7/2019 tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde; düzenleme sahalarının tespit edilerek, parselasyon planlarının yapılması ve onaylanması esastır.
(3) İmar planı içerisinde düzenleme sahaları tespit edilirken, düzenleme sahalarındaki Düzenleme Ortaklık Payı oranlarının mümkün mertebe dengeli olmasına dikkat edilir.
(4) Kamunun mülkiyeti ile Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununda belirtilen merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri yetkisi içindeki kamu yatırımlarının bulunduğu alanlar hariç olmak üzere, belirlenen düzenleme sahası bir müstakil imar adasından daha küçük olamaz.
(5) Ancak, imar adasının bir kısmının imar mevzuatına uygun bir şekilde teşekkül etmiş olması nedeniyle, yeniden düzenlemesine ihtiyaç bulunmaması halinde adanın geri kalan kadastro parselleri müstakil bir imar düzenlenmesine konu teşkil edebilir." kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa'da “VIII. Sağlık, Çevre ve Konut" "A. Sağlık Hizmetleri ve Çevrenin Korunması" başlıklı 56. Maddede; "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir." düzenlemesi getirilmiştir.
Anasaya Mahkemesi'nin 24.5.2012 tarihli E: 2011/110, K: 2012/79 sayılı kararında; "Yukarıdaki Anayasa hükümleriyle devlete, toplumun huzur ve mutluluğunun sağlanmasında ve bireylerin maddi ve manevi varlıklarının geliştirilmesinde önemi yadsınamaz olan çevrenin korunması ve geliştirilmesi konularında ödevler yüklendiği açıktır. Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı ekonomik ve mali gerekçelerle vazgeçilecek haklardan değildir. Söz konusu hakka yönelik olarak devlete düşen görev, bu hakkın gerçekleştirilmesinin önünde yer alan engellerin kaldırılmasından ve yaşanılan çevre ortamının geliştirilmesinden ibarettir. Bu bağlamda, devlet bütününün bir parçası olan yasama organı da, aktarılan Anayasa hükümlerine uygun hareket etmek zorundadır. Buna göre çevreyi ilgilendiren yasal düzenlemelerin, Anayasa tarafından devlete yüklenen çevrenin korunması, çevrenin geliştirilmesi ve çevre kirliliğinin önlenmesi ödevlerini yerine getirme amacına bağdaşacak şekilde çıkarılmaları gerekmektedir. Anayasa’da yer alan “sağlıklı ve dengeli çevre” kavramına, doğal güzelliklerin korunduğu, kentleşme ve sanayileşmenin getirdiği hava ve su kirlenmesinin önlendiği bir çevre kadar, işin niteliğine göre belirli esaslara uygun olarak madencilik faaliyetlerinin gerçekleştirildiği çevrenin de gireceği kuşkusuzdur." denilmiştir.
Bu karardan anlaşılacağı üzere idareler, bireylere sağlıklı kent ortamı sunmakla görevli olup ekonomik ve mali gerekçelerle bireylerin bu haklarından vazgeçmesini bekleyemeyecektir. Bu bağlamda, 3194 sayılı Kanunun 18. maddesinin başlıca amacı da; imar planı ve mevzuatı hükümlerine uygun olarak yapılaşmaya elverişli imar parselleri elde edilmesini ve düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan, imar planında umumi hizmetlere ayrılan alanların bedelsiz olarak kamu eline geçmesini sağlamak suretiyle düzenli ve sağlıklı bir yapılaşma ve kentleşme gerçekleştirmektir.
Dosyanın incelenmesinden, Datça İlçesi, … Mahallesi, …ada, … parsel sayılı taşınmazın maliki olan davacıların, 3194 sayılı Kanunun 16. maddesi kapsamında gerekli kamusal amaçlı terkleri yaptıkları, ancak maliki bulundukları taşınmazın yer aldığı imar adasında, imar planı uygulamalarının yapılmadığı, komşu ve bölge parsellerdeki kamusal terklerin de yapılması, Uygulama İmar Planının Uygulanması, meydan, yol ve yeşil alanların kamuya kazandırılması, 3194 sayılı İmar Kanununun 18. madde gereği parselasyon uygulaması yapılmasını içeren 06/06/2016 tarihli dilekçe ile başvurdukları, Datça Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından … tarihli, …sayılı yazı ile "imar uygulamalarının bir plan dahilinde ve belediye bütçesine göre yapılmaktadır" cevabı verildiği, talebe olumsuz cevap verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince, esası incelenerek davalı idarenin takdir yetkisi bulunduğu ve mahkeme kararı ile işlem yapmaya zorlanamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de davacının uyuşmazlık konusu alanda parselasyon yapılmasına yönelik isteminin, belediye encümeni tarafından, dava konusu alanda yapılan imar planlarının üzerinden beş yıl geçip geçmediğinin de araştırılması sonrasında görüşülüp karara bağlanması gerekirken, söz konusu istemin imar ve şehircilik müdürlüğü işlemiyle reddedilmesinde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacıların temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 14/10/2021 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi