9. Hukuk Dairesi 2011/20759 E. , 2013/19695 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, cezai şart alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı şirket, davalı işçinin işyerinde iş güvenliği ekipmanları bölümünde satıcı olarak çalıştığını, Aralık 2005"te işten ayrıldığını, bu arada davalının eşinin 2004 yılında ... Endüstri Dış Ticaret Ltd Şti isimli davacı şirket ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren bir şirket kurduğunu ve müşterilerin de genellikle bu şirkete davalı tarafından yönlendirildiğinin tespit edildiğini, davalının işten ayrıldıktan sonra da bu firmada çalıştığını, bu nedenle taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesinin 7.nci maddesine istinaden aynı iş kolunda çalışma yasağını ihlal ettiği için 3 yıllık brüt ücret tutarında cezai şartın ödenmesi ile davalının şirkette çalıştığı dönemde edindiği şirket içi fiyat ve strateji bilgileri ile eşinin ortak ve yönetici olduğu şirkete menfaat temin edecek şekilde müşteri yönlendirmesi ve fiyat belirlemede yardım etmesi sebepleri ile ... Endüstri Ltd Şti"ne sağladığı menfaatin davacı şirketin zararı olarak tespiti ve tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, 3 yıl süre ile aynı iş kolunda çalışmama yasağının Borçlar Kanununun 349. maddesinde düzenlenen rekabet etmeme yasağı hükmüne aykırı olduğunu ve ... Ltd. Şti"nin rakip firma durumunda olmadığını, ... Ltd. Şti."nin hissedarı, yönetici veya çalışanı olmadığını, herhangi bir ilişkisinin de bulunmadığını, eşinin hissedar olması durumunun akdin ihlali olarak nitelendirilemeyeceğini, rekabet ortamının da bulunmadığını zira davacının ürün grubunda yer alan ürünler bu şirketin ticaretini yaptığı tüm ürünlerin %30"luk kısmını oluşturduğunu, davacının Türkiye"ye ithal ettiği ürünleri bayilerine satmakta olup ... Ltd. Şti."nin ise bu ürünleri davacının bayilerinden satın alarak piyasaya sürmekte olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece , “... bahsi geçen 7. Madde işgören hangi sebeple ve biçimde olursa olsun hizmet sözleşmesinin sona ermesinden itibaren 3 yıl süreyle 3M"nin iştigal alanına benzer iştigal alanındaki bir işverenin veya pazar payı ne olursa olsun rakip bir işverenin yanında çalışmakla bu alanlarda kendi başınada olsa etkinlikte bulunamaz ve ayrıca 3 m in çıkarları ile çatışabilecek kişisel girişimlerde de bulunamaz aksi takdirde işgören işveren son yıllık brüt ücretinin 3 yıllık tutarının cezai şart olarak ödemeyi kabul ve tahhahüt eder hükmünün bulunduğu davalının ise işyerinde işgüvenliği ekipleri bölümünde satıcı olarak çalışmakta
iken işten aralık 2005 tarihinde ayrıldığını, rekabeti gerçekleştiren şirketin ise ... Endüstri Ltd. Şti olup ticaret sicil kayıtlarına göre 24.11.2004 tarihinde yani işyerinden ayrılmadan evvel şirketin kurulduğu kurucuların ise Serpil Kurtuldu ve Kader Yüksel olduğu hususunun belirlendiği bu durumda bu ortaklardan birinin davalının eşi diğerinin ise davacının yetkili satış noktalarından biri olan ... Ticaret Satış Temsilcisinin eşi olduğu belirlenmesi karşısında cezai şart hakkının doğduğu...” gerekçesiyle 3000,00 TL cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Davacı şirket iş akdinin feshi öncesinde davalının eşinin kurduğu şirkete sağladığı menfaatin, şirketin zararı olarak tespiti ve tahsilini talep etmişse de mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması davacı temyizi olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
2- Dava rekabet yasağının ihlali sebebiyle kararlaştırılan tazminatın ödetilmesi isteğine ilişkindir.
Borçlar Kanununun 348 inci maddesinde, “İş sahibinin müşterilerini tanımak veya işlerinin esrarına nüfuz etmek hususlarında işçiye müsait olan bir hizmet akdinde her iki taraf, akdin hitamından sonra, işçinin kendi namına iş sahibi ile rekabet edecek bir iş yapamamasını ve rakip bir müessesede çalışamamasını ve böyle bir müessesede şerik veya sair sıfatla alakadar olamamasını, şart edebilirler. Rekabet memnuiyetine dair olan şart, ancak işçinin müşterileri tanımasından ve esrara nüfuzundan istifade ederek iş sahibine hissolunacak derecede bir zarar husulüne sebebiyet verebilecek ise, caizdir” şeklinde kurallara yer verilerek rekabet yasağının esasları düzenlenmiştir. Buna göre işçinin, işverenle ilişkide olan müşterileri tanıması ve görülmekte olan işin bütün ayrıntılarına ulaşabilmesi imkânının olduğu hallerde, iş sözleşmesinin sona ermesinin ardından işverenle rekabet oluşturacak şekilde kendi namına iş yapmaması, rakip bir firmada ortak olamaması ya da iş sözleşmesiyle çalışmaması şeklinde şart içeren sözleşmeler yapabileceklerdir. Borçlar Kanununun değinilen maddesinde, rekabet yasağının kapsamı sınırlandırılmış ve işverene önemli bir zarar verilmesi ihtimalinin olmadığı durumlarda bu tür düzenlemelerin geçerli olmayacağı hükme bağlanmıştır.
Borçlar Kanunun 349 uncu maddesinde ise, rekabet yasağının işçinin iktisadi geleceğini tehlikeye düşürmemesi için süre, yer ve işin türü bakımından duruma göre sınırlandırılması gerektiği ifade edilmiştir. Buna göre süre, yer ve işin türü bakımından sınırlandırılmış olmadıkça rekabet yasağı geçerli olmayacaktır. Sınırlamaların işin ve hatta işçinin niteliğine göre belirlenmesi gerekir. Dairemizce, Türkiye sınırları içinde rekabet etmeme yönünden öngörülen düzenlemelere geçerlilik tanınmamıştır. Ancak yabancı uyruklu olup çalışma hayatının çoğunu Türkiye dışında geçirmiş bir işçi bakımından rekabet yasağının ülke sınırları ile belirlenmesi mümkün olabilecektir. Yine, il sınırları ya da belli bir bölge ile sınırlandırma, işin niteliğine göre yerinde görülebilir.
Süre konusunda da en fazla bir ya da birkaç yılı aşmayacak şekilde rekabet yasağı öngörülebilir. Aksi durum işçinin ekonomik anlamda yıkımına neden olabilecektir.
Rekabet yasağının işverene ait işlerden hangisi ya da hangileri ile sınırlandırıldığı net biçimde belirlenmelidir. Özellikle şirketlerin ticaret siciline kayıt sırasında faaliyet alanlarının geniş tutulduğu ülkemizde, işçinin bütün alanlarda çalışmasının sınırlandırılması mümkün olmaz. İşçinin işverene ait işyerinde yapmakta olduğu işle doğrudan ilgili ve işverenin asıl faaliyet alanına giren işler bakımından böyle bir sınırlama getirilmelidir.
İşçi ve işveren arasında rekabet yasağını öngören düzenleme, işyeri devri halinde de kural olarak geçerliliğini sürdürür. Devralan işverenin başka bir amaca yönelmesi ve faaliyet alanını değiştirmesi halinde ise rekabet yasağı sona erer.
İşçinin iş sözleşmesinin feshinden sonra rekabet yasağına uyma yükümü, geçici iş ilişkisi sırasında da devam eder. Bu noktada işçinin ödünç alan işverene bağlı olarak yapmakta olduğu çalışmalarının da rekabet yasağının ihlali olarak değerlendirilmesi mümkündür.
Rekabet yasağının ihlaline bağlı taraflarca kararlaştırılmış olan belli bir ödemeyi öngören yaptırım, niteliği itibarıyla bir cezai şart hükmüdür. Böyle olunca Borçlar Kanunun 161/son maddesi hükmü gereğince, fahiş olan cezai şartın hâkim tarafından indirilmesi gerekir (Yargıtay 9.HD. 02.05.2008 gün 2007/17815 E, 2008/11014 K).
Somut olayda, mahkemece davacının cezai şart talebi kabul edilmiştir. Taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin 7/g maddesi “... işgören hangi sebeple ve biçimde olursa olsun hizmet sözleşmesinin sona ermesinden itibaren 3 yıl süre ile 3M Şirketinin iştigal alanına benzer iştigal alanındaki bir işverenin veya pazar payı ne olursa olsun rakip bir işverenin yanında çalışmakla bu alanlarda kendi başına da olsa etkinlikte bulunamaz ve ayrıca 3 M"nin çıkarları ile çatışabilecek kişisel girişimlerde de bulunamaz , aksi taktirde işgören işverene son yıllık brüt ücretinin 3 yıllık tutarını cezai şart olarak ödemeyi kabul ve taahhüt eder..” hükmünü içermektedir. Sözleşme maddesinden açıkça anlaşılacağı üzere bu maddenin uygulama alanı, iş akdinin feshinden sonra rekabet yasağının ihlal edilmesi durumları içindir. Dava konusu uyuşmazlık ise, iş akdinin feshinden önce davacının eşinin kurduğu şirket nedeniyle meydana gelen olaylara dayanmaktadır. Ayrıca, davacı , davalının iş akdinin feshinden sonra, adı geçen sözleşme maddesini ihlal ettiğini ispatlayamamıştır. Bu nedenle, mahkemece cezai şart talebinin reddi yerine yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın , yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA , peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.