Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/24957 Esas 2018/6323 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/24957
Karar No: 2018/6323
Karar Tarihi: 29.05.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/24957 Esas 2018/6323 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/24957 E.  ,  2018/6323 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı avukat, davalılara karşı açılan davada, dava dışı ...’nin vekilliğini üstlendiğini ve davanın kısmen kabulü ile 183.000,00 TL alacağın ve 16.180,00 TL yasal vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verildiğini, kararın tebliğe çıkarılmasından sonra fakat temyiz süresi dolmadan, dava dışı müvekkili tarafından davadan feragat edildiğini, Avukatlık Kanununa göre, tarafların anlaşarak davayı sonuçlandırması halinde vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olacaklarının düzenlendiğini, vekalet ücreti alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalılar tarafından haksız itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Davalıların temyiz talebi ile ilgili olarak; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre yerinde bulunmayan ve nedenleri bildirilmiş olmayan bozma isteğinin reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekir.
    2-Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır. İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece yanlış değerlendirme sonucu bu istemin reddedilmiş olması bozma nedenidir.
    Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi, yeni bir yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.nun 438/7 maddesi gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın hüküm fıkrasında bulunan “Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,” cümlesinin karardan çıkartılarak yerine “Hükmedilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine” söz ve rakamlarının yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 240,42 TL. kalan harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.