MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki asıl ve birleşen itirazın iptali davalarının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen 2010/239 E. sayılı davanın reddine, birleşen 2010/240 E. sayılı dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde birleşen 2010/239 esas sayılı dava yönünden temlik alan davacı ... Varlık Yönetim A.Ş. ve asıl ve birleşen 2010/240 esas sayılı dava yönünden davalılar ... ve ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl ve birleşen davalar, genel kredi sözleşmesi nedeniyle borçlu ve müşterek borçlu ve müteselsil kefiller aleyhine ayrı ayrı açılmış itirazın iptali taleplerine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamımız üzerine verilen karar, Dairemiz 2016/12910 esas ve 2017/8149 karar sayılı, 21.12.2017 tarihli ilamı ile davacının diğer temyiz itirazları reddedilerek “Davacının asıl dava davalısı ... ile ilgili temyiz itirazlarına gelince; davalı tarafından işlemiş faiz miktarına yaptığı itirazın iptaline karar verilmiş olmasına, söz konusu alacağın likit bulunmasına ve önceki kararda verilen %20 oranındaki icra inkar tazminatının kazanılmış hak olarak kabul edilmesine göre hüküm altına alınan işlemiş faiz toplamı üzerinden İİK"nun 67/2 maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi doğru görülmemiştir. Öte yandan davacının, davalı ... aleyhine açtığı, birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin hüküm fıkrasında 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün olan maddi hatalardan olması nedeniyle bozma nedeni yapılmamıştır.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin birleşen 2010/239 E. sayılı dava dosyası yönünden, davalı ... aleyhine açılmış olan itirazın iptali istemli davanın reddine, 7.720,62 TL tazminatın davacıdan alınarak davalı ..."a verilmesine; ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin birleşen 2010/240 esas sayılı dava yönünden, davalı ... aleyhine açılmış olan itirazın iptali davası hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına; ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/233 esas sayılı dava yönünden, davalı ... aleyhine açılmış olan itirazın iptali davasının kabulü ile takip öncesi işletilen faize yönelik itirazının iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa % 80.34 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, işlemiş faizin %20"si olan 463,25 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm birleşen 2010/239 esas sayılı dava yönünden temlik alan davacı ... Varlık Yönetim A.Ş. ve asıl ve birleşen 2010/240 esas sayılı dava yönünden davalılar ... ve ... vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/239 esas sayılı dava yönünden yapılan incelemede, dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, temlik alan davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-  Birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/240 esas sayılı dosyası ile ilgili olarak davalı ...’un temyizine gelince, hüküm fıkrasında birleşen dosya ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/240 esas sayılı dosya olmasına rağmen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/240 esas sayılı dosyası olarak yazılması hükmün karıştırılmasına sebep olduğundan bozulması gerekmiştir. Ayrıca davalı ... hakkında verilen 08.02.2013 tarihli ilk karar hakkında bozma yapılmadığı için mahkemece bozma üzerine verilen ikinci kararda bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve bu şekilde karar verilmesi yanlış ise de bu husus temyiz konusu yapılmadığından Dairemizin 21.12.2017 tarihli bozmasında değerlendirilmemiş, mahkemece verilen son kararda yine yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş fakat davalı vekili lehine bozma öncesi kararda verilmiş olan vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Mahkemece yapılacak iş yeniden karar verilmesine yer olmadığı şeklinde değil, maddi anlamda kesinleşmiş ilk karar gibi karar verilip harç ve vekalet ücreti, yargılama gideri gibi feriler hakkında da karar verilmesidir. 
3- Asıl dava olan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/233 esas sayılı dava dosyası ile ilgili davalı ...’un temyizine gelince, alacaklı banka takip talebinde %92,7 oranında faiz istemiş mahkemece %80,34 oranında faize hükmedilmiş olduğundan, bu dava da kısmen kabul edilmiş olup kısmen kabule rağmen tam kabul yazılması ve davasında reddedilen kısım için ... lehine vekalet ücreti verilmesi gerekirken buna dair hüküm kurulmaması yanlış olmuştur. ... hakkında verilen bir önceki kararda yine davanın kabulüne dair yanlış belirtilmesine rağmen davalı  ... lehine maktu vekalet ücreti verilmiş olup şimdiki kararda bu yönden karar verilmemiş olması doğru olmamıştır.
4- Hakimin hüküm kurarken önce asıl dava hakkında sonrasında karar başlığında gösterildiği şekilde sırasıyla davalar hakkında karar verilmesi gerekirken asıl davanın üçüncü sırada belirtilmesi doğru olmamış, hükmün anlaşılmasına ve karıştırılmasına neden olmuştur. Mahkemece karar yazımında gerekli özenin gösterilmesi, bilgisayar imkânlarının kullanımı suretiyle kes kopyala yolu ile önceki yanlış gerekçelerin yeni kararda silinmeyip bu kararda tereddüt oluşturulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/239 esas sayılı dava yönünden davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/240 esas sayılı dava yönünden hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl dava olan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/233 esas sayılı dava yönünden yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde temyiz eden temlik alan davacı ... Varlık Yönetim A.Ş. ve asıl ve birleşen 2010/240 esas sayılı dava yönünden davalılar ... ve ..."a iadesine, 28.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi