Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/16017
Karar No: 2014/17736
Karar Tarihi: 18.09.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/16017 Esas 2014/17736 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/16017 E.  ,  2014/17736 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Antalya 1. İş Mahkemesi
    Tarihi :07.10.2013
    No :2013/31-2013/581

    Dava, istirdat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava dışı işverenlerden B. Y.’a ait 1138426 sicil numaralı işyerinden 01.03.2008 – 31.08.2008, G. K. adına tescilli 1146544 sayılı işyerinden 02.09.2008 – 31.10.2008, H. Y.’a ait 1130613 sicilli işyerinden 29.11.2008 – 20.04.2009 dönemlerinde adına tam gün üzerinden eksiksiz davacı Kuruma sigortalılık bildirimleri gerçekleştirilen davalıya, başvurusu üzerine 01.05.2009 günü itibarıyla 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince yaşlılık aylığı bağlandığı, sonrasında Kurum Kontrol Memurluğu’nca yapılan yerel denetim ve araştırmalar ile alınan ifadelerden edinilen, bazı işyerlerinin faaliyetleri bulunmamasına karşın gerçeğe aykırı sigortalılık bildirimlerinde bulunulduğu yönündeki veri ve saptamaları içeren 01.10.2009 tarihli Rapor düzenlenip davalının 01.03.2008 gününden itibaren gerçekleştirilen bir kısım bildirimlerinin fiili çalışmaya dayanmadığı gerekçesiyle iptal edildiği, 01.03.2008 – 20.04.2009 döneminde H.Y.’a ait işyerinde hizmet akdine tabi olarak çalışıldığının tespiti ile zorunlu sigortalılık bildirimlerinin geçersizliği yönündeki Kurum işleminin iptali istemine ilişkin olarak sigortalı tarafından 07.03.2011 tarihinde Antalya 4. İş Mahkemesi’ne dava açıldıktan sonra bu kez Kurumca 11.01.2013 günü işbu istirdat davası açılarak bir kısım bildirimleri geçersiz sayılan sigortalıdan, yersiz karşılandığı ileri sürülen sağlık hizmet giderlerinin yasal faiziyle birlikte geri istendiği, tespit ve iptal istemli ilk davada mahkemece yapılan yargılamada 15.04.2013 tarihinde talep aynen hüküm altına alındıktan sonra Kurumca açılan işbu inceleme konusu davanın da kabul edildiği, sigortalı tarafından açılan davada Antalya 4. İş Mahkemesi’nce verilen 137/218 sayılı hükmün temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 2. maddesinde, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu Kanuna göre sigortalı sayılacağı belirtilmiş, 4. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasında 2. maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler “işveren”, 5. maddesinde, anılan sigortalıların işlerini yaptıkları yerler “işyeri” olarak tanımlanmış, 6. maddesinde, çalıştırılanların, işe alınmalarıyla kendiliğinden “sigortalı” olacakları, sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin, sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağı açıklanmış, 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 günü yürürlüğe giren ilgili maddelerinde de benzer düzenlemelere yer verilmiştir. Buna göre zorunlu sigortalılık niteliği, işveren ile sigortalı arasında hizmet akdi (iş sözleşmesi) ilişkisinin kurulması ve çalışmaya başlanması ile kazanılmakta, yazılı olarak düzenlenen veya sözlü olarak kararlaştırılan akitle birlikte sigortalılığın oluşumu yönünden eylemli (fiili = gerçek) çalışma olgusunun varlığı da gerekmektedir.
    Diğer taraftan davanın diğer yasal dayanakları, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
    Ayrıca, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Bekletici sorun” başlığını taşıyan 165. maddesinde, bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya tamamen veya kısmen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına kadar yargılamanın bekletilebileceği öngörülmüş, “Davaların birleştirilmesi” başlıklı 166. maddesinde de, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davaların, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında istem üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği, birleştirme kararının, ikinci davanın açıldığı mahkemece verileceği ve bu kararın diğer mahkemeyi bağlayacağı, birleştirme kararının derhal ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirileceği, davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantının var sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
    Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında; öncelikle sigortalı tarafından açılan ve temyiz aşamasında olan davanın sonucu araştırılmalı, işbu dava ile anılan dava arasında bağlantının varlığı belirgin bulunmakla 165. veya 166. madde kapsamında değerlendirme yapılmalı, iptal edilen bildirimlerin hangi dönem ve işverenlere ait olduğu belirlenmeli, sonrasında işverenlerin vergi kayıt, faaliyete başlama veya başlamama, faaliyeti terk durumları, işyerlerinin kapsam tarihleri, sigorta primlerinin yatırılıp yatırılmadığı ve benzeri diğer hususlar saptanmalı, Kurum raporunun eki niteliğindeki ifade tutanakları getirtilmeli, beyanları Kurum işlemine dayanak kılınan kişiler dinlenilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve çalışanlar yöntemince tespit edilerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı, belirdiği takdirde tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, toplanan tüm kanıtlar irdelenip fiili çalışmanın var olup olmadığı açıklıkla belirlendikten sonra hüküm kurulmalıdır.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davalıya geri verilmesine, 18.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi