Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/17770
Karar No: 2013/19650
Karar Tarihi: 26.06.2013

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2011/17770 Esas 2013/19650 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2011/17770 E.  ,  2013/19650 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, kötüniyet tazminatı ve bakiye ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin 14.09.2007 tarihli belirli süreli iş sözleşmesi ile 1 yıl sözleşme yaptığını, sözleşmenin bitimi olan 14.09.2008 tarihinde bir yıl süreyle sözleşmesinin yenilendiğini, davacının ikinci sözleşme imzalandığında 26 haftalık hamile olduğunu, davacının rutin gebelik tetkikleri için 31.10.2008 tarihinde davalı işyerinden vizite kağıdı alarak ... Tıp Fakültesi Kadın Doğum Ana Bilim Dalında yapılan muayene ve tetkikleri sonrasında 32 haftalık gebe olduğu tespit edilen davacıya 31.10.2008 tarihinden geçerli olmak üzere İş Kanunu madde 74 gereğince doktor tarafından iş göremezlik belgesi verildiğini, bu hususun okula bildirildiğini, 03.11.2008 tarihinde davacının hamileliğine bağlı yapılan muayene tetkiklerine devam edildiğini, davacının 15.11.2008 tarihinde 2008 Kasım ayı ücretini eksiksiz aldığını, akabinde 03.11.2008 tarihinde davacının istifa etmek suretiyle sözleşmesinin sona erdiği hususunu öğrenmiş bulunduklarını, 03.11.2008 tarihinde davacının bu istifayı imzalamasının kesinlikle mümkün olmadığını, davacının zaten 31.10.2008 tarihinde iş göremezlik raporu aldığını, ayrıca istifanın yapıldığı iddia edilen tarihte davacının tetkikleri nedeniyle hastanede bulunduğunu, okulda bulunma ihtimalinin kesinlikle söz konusu olmadığını, davacı 14.09.2008 tarihinde sözleşmeyi imzalarken kendisine sözleşmenin ekinde bazı evraklar imzalatıldığını, dava konusu istifanın sözleşmenin ekindeki evraklarla birlikte davacı hataya düşürülmek suretiyle önceden imzalatıldığını, davacı sözleşmeyi imzalarken hataya düşürülmek suretiyle önceden imzalamış olabileceği bir belgeye dayanarak davacının istifa etmiş olduğunu kabul etmenin mümkün olmadığını, bu durumun davalının davacının sözleşmesini haksız yere feshettiği anlamına geldiğini, davacının sözleşmesinin davalı tarafından 03.11.2008 tarihinde tek taraflı olarak haksız yere feshedildiğini, bu tarihten sözleşmenin sona ereceği 13.09.2009 tarihine kadar bakiye ücret alacaklarının ödenmesi gerektiğini, davacı 32 haftalık hamile iken, 31.10.2008 Cuma günü iş göremezlik raporu aldığını, bu durumu çalışmakta olduğu okula bildirmesiyle birlikte daha önceden davacının elinden hata ve hile ile alınmış bir belgeye dayanılarak davacının haksız olarak işten çıkarıldığını, davacının yasadan kaynaklanan iş göremezlik hakkını kullanmasıyla birlikte davalı kurumca doğum yaptığı için adeta cezalandırıldığını, davacının hayatının en mutlu günlerini geçirmesi gerekirken dünyayı sarsan bu ekonomik krizde bebek sahibi olduğu için işsiz kaldığını, en son brüt aylığının 1.466,42 TL olduğunu iddia ederek kıdem, kötü niyet tazminatı ve bakiye ücret alacaklarının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında yapılan sözleşme belirsiz süreli olmadığından, kıdem tazminatı talep edilemeyeceğini, Özel Öğretim Kurumları Kanunu gereğince yapılacak sözleşmenin belirli süreli olacağını, süresi belirli iş akdinin süre sonunda herhangi bir fesih bildirimine gerek olmaksızın kendiliğinden sona ereceğini, davacının söz konusu istifa dilekçesini hataya düşürülmek suretiyle imzaladığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, anılan dilekçenin davacı tarafından kendi hür iradesi ile imzalandığını ve işleme konulmak üzere eğitim kurumu müdürlüğüne sunulduğunu, bir kimsenin hastanede olmasının dilekçe imzalamasına engel teşkil etmediğini, davacının okuma yazma bilmeyen bir insan olmadığını, davacının kendi isteğiyle istifa ederek ayrılması nedeniyle kıdem tazminatı talep hakkından bahsedilemeyeceğini, aksine haksız fesih nedeniyle müvekkiline karşı sorumluluğunun söz konusu olduğunu, davacının kötü niyet tazminatı talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının bakiye ücret alacağı talebinin haksız ve yersiz olduğunu savunmuştur.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, bakiye süre ücreti ve kıdem tazminatı alacaklarının tahsiline, kötüniyet tazminatı ve fazlaya ilişkin isteklerin reddine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasındaki belirli süreli iş sözleşmesinin süresinden önce feshine dayalı olarak işverence ödenmesi gereken kalan süreye ait ücretler konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Borçlar Kanununun 325 inci maddesinde, “İş sahibi işi kabulde temerrüt ederse, işçi taahhüt ettiği işi yapmaya mecbur olmaksızın mukaveledeki ücreti isteyebilir” şeklinde kurala yer verilerek işçinin kalan süre ücretini talep hakkı olduğu belirtilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 408. maddesinde işverenin işi kabuldeki temerrüdü sebebiyle işçinin iş görememesi halinde ücret hakkının olduğu açıklanmıştır. İşçinin iş görme edimini yerine getirememesi halinde yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir işi yaparak kazandığı veya kasten kaçındığı yararlarının indirileceği de hükme bağlanmıştır.
    Bakiye süre ücretinin istenebilmesi için, iş sözleşmesinin haklı bir neden bulunmaksızın işverence feshedilmiş olması gerekir. İşverenin feshi 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinde yazılı sağlık sebeplerine, ahlâk ve iyi niyet kuralları ile benzerlerine uymayan hallere veya zorlayıcı sebeplere dayanması halinde, sözleşmenin kalan süresine ait ücretler yönünden işçinin talep hakkı doğmaz.
    15.03.2003 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 15.03.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4773 sayılı Yasa ile “geçerli fesih” kavramı iş hukukunda yerini almıştır. Her ne kadar geçerli fesih gerek yukarıda değinilen Yasa ve gerekse 4857 sayılı İş Kanununda belirsiz süreli iş sözleşmeleri için öngörülmüş olsa da, belirli süreli iş sözleşmesi bakımından da tartışılmasında yarar bulunmaktadır. Geçerli neden ister işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklansın, isterse işçinin yeterliliği ve davranışlarına dayansın, belirli süreli iş sözleşmesinin süresinden önce işverence feshi için gerekçe oluşturmamalıdır. Gerçekten, belirli süreli iş sözleşmesi düzenleyerek taraflar fesih iradelerini sürenin sonuna kadar askıya almış sayılmalıdır. Bu itibarla geçerli nedenlerin varlığına rağmen belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçinin iş sözleşmesi süresinden önce haklı bir neden olmaksızın feshedildiğinde kalan süreye ait ücretinin ödenmesi gerekir.
    Belirli süreli iş sözleşmesinde, feshin Borçlar Kanunun 117nci maddesinde (6098 Sayılı TBK 136) sözü edilen ifa imkânsızlığına dayanması halinde bakiye süre ücreti
    ödenmesi gerekmez. İfa imkânsızlığı, edimin içeriği değişmeksizin borcun aynen yerine getirilmesinin olanaksız hale gelmesi olarak açıklanabilir.
    İşçinin iş görme edimini ifa edememesinin, işverenin temerrüdünden kaynaklanması durumunda, sanki sözleşme devam ediyormuş gibi kalan süreye ait ücret ve diğer hakların ödemesi gerekecektir. İş Hukukunda ücret kural olarak çalışma karşılığı ödenir. Aksinin kanunda öngörülmesi ya da taraflarca açık biçimde kararlaştırılması gerekir. Bakiye süre ücreti eylemli bir çalışmanın karşılığı olmadığından, 4857 sayılı Yasanın 34 üncü maddesinde öngörülen özel faiz uygulanmaz ve bu ücretlere ilişkin olarak sigorta primi ödenmesi de gerekmez.
    Borçlar Kanununun 325 inci maddesine (6098 Sayılı TBK 408) göre işçinin, sözleşme kapsamındaki işi yapmaması sebebiyle tasarruf ettiği miktar ile diğer bir işten elde ettiği gelirleri veya kazanmaktan kasten feragat ettiği şeyler kalan süreye ait ücretler toplamından indirilmelidir. Bu konuda gerekli araştırmaya gidilmeli, işçinin sözleşmenin feshinden sonraki dönem içinde başka bir işten gelir elde edip etmediği ya da iş arayıp aramadığı araştırılarak indirim yapılmalıdır.
    İşçiye belirli süreli iş sözleşmesinin varlığına rağmen ihbar tazminatı ödenmişse bu tutarın, bakiye süre ücretinden gerekli indirimler yapıldıktan sonra kalan miktar üzerinden mahsup edilmesi gerekir. (Yargıtay 9. HD. 16.6.2008 gün 2007/16098 E, 2008/15750 K.).
    Somut olayda mahkemece hüküm altına alınan bakiye süre ücretinden yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda indirim yapılmaması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi