Esas No: 2019/8811
Karar No: 2021/4591
Karar Tarihi: 14.10.2021
Danıştay 8. Daire 2019/8811 Esas 2021/4591 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/8811
Karar No : 2021/4591
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Grup Beton İnş. Mad. Nakl. San. ve Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İzmir ili, Menderes ilçesi, … mahallesi, … ruhsat numaralı sahada yapılması planlanan kalker ocağı ve kırma-eleme tesisi kurma ve işletme projesi için davalı idareye ödenen 49.089,79 TL Arazi İzin Bedeli, 20.480,39 TL Tesis Arazi İzin Bedeli, 102.679,56 TL Maden İşletmesi Ağaçlandırma Bedeli, 34.838,92 TL Altyapı Ağaçlandırma Bedeli ve 14.628,85 TL Ağaçlandırma Bedeli olmak üzere toplam 221.717,51 TL'nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte tazmini istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davalı idareye 17.07.2018 tarihinde yapılan başvurunun reddine dair kararın davacıya tebliğ edildiği 10.10.2018 tarihini izleyen günden itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde açılması gerektiği açık olduğundan, 10.10.2018 tarihinden itibaren 60 gün içinde ve en son 10.12.2018 tarihinde dava açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra 14.01.2019 tarihinde açılan işbu davada süre aşımı nedeniyle işin esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımın nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, başvurunun reddine dair kararın tebliğ edildiği belirtilen "…" adlı kişinin davacı şirketi temsile yetkili bir kişi olmadığını, SGK kayıtlarında da görüldüğü gibi anılan tarihlerde şirketin çalışanı dahi olmadığını, dolayısıyla usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligatın varılığından bahsedilemeyeceği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 14/10/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
(X)- Dava dosyasının incelenmesinden, İzmir ili, Menderes ilçesi, … Mahallesi, … ruhsat numaralı sahada yapılması planlanan kalker ocağı ve kırma-eleme tesisi kurma ve işletme projesi için davalı idareye ödenen toplam 221.717,51 TL'nin iadesi talebiyle davalı idareye 17.07.2018 tarihinde yapılan başvurunun … tarih ve … sayılı işlemle reddedilerek bu işlemin davacı şirkete 10.10.2018 tarihinde -dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden- davacı şirketi temsile yetkili kişi olmadığı gibi SGK kayıtlarından anılan tarihlerde davacı şirketin çalışanı dahi olmadığı tespit edilen kişiye imzalatılarak 12/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Kanuni sürelerin başlayabilmesi için idari işlemlerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerekmektedir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun "Hükmi şahısların memur ve müstahdemlerine tebligat" başlıklı 13. maddesinde;"Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mütat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. ." hükmü yer almaktadır.
İlgililerin herhangi bir hak kaybına uğramamaları açısından sıkı şekil şartlarına tabi olan tebligat usul ve esaslarına uyulması önem arz etmekte olup, bu şartlara uyulmaması mahkemeye erişim hakkı ve adil yargılanma hakkı gibi ilgililerin ulusal ve uluslararası düzenlemeler ile korunan temel haklarının ihlaline neden olabilmektedir.
Yukarıda alıntısı yapılan Tebligat Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca tebligatın hükmü şahıslar namına tebliğ ile salahiyetli olmaları ve ancak herhangi bir sebeple işyerinde bulunmamaları yahut evrakı alamayacak halde olmaları halinde, diğer memur ve müstahdemlerine yapılması gerekmektedir.
Bu durumda, davacı şirketi temsile yetkili kişi olmadığı gibi SGK kayıtlarından anılan tarihlerde davacı şirketin çalışanı dahi olmadığı tespit edilen kişiye yapılan tebligatın yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında usulüne uygun olarak yapılmadığından, bu haliyle usulsüz olduğu ve usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihinin esas alınması gerektiği görüşüyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine kararına ilişkin Bölge İdare Mahkemesince verilen istinaf talebinin reddine dair kararın onanması yönündeki daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.