Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda; sanığın mahkumiyetine ilişkin Ağır Ceza Mahkemesince verilen 21.02.2013 tarihli hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Dairemizin 16.06.2016 gün ve....... esas ve ...... sayılı düzeltilerek onama kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.11.2016 gün ve KD-2016...... sayılı yazısı ile 6352 sayılı Kanun"un 99. maddesi ile değişik 308. maddesi uyarınca itiraz edilmekle Dairemize gönderilen dosya incelendi: İtiraz nedenlerinin yerinde olduğu anlaşılmakla, itirazın kabulüne, Dairemizin 16.06.2016 gün ve ....... esas ve ....... karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilip gereği görüşüldü;
1- ili, ........ ilçesi, .........köyü muhtarı olan sanık ... ile aynı köyde aza olan temyiz dışı sanıklar ... ve ...’nun, 26.12.2010 tarihinde yapılan .......Ziraat Odası delege seçiminde sandık kurulu başkanı ve üyeleri olarak görev yaptıkları, ... ile katılan ...’ın da ...... Ziraat Odası delege adayı oldukları ve yapılan seçim sonucunda katılan ..."ın 54, ..."in ise 25 oy aldıkları halde, sandık kurulu başkanı olan sanık ...’nun, seçimde toplam 110 oy kullanıldığı, ..."ın 54, ..."in ise 56 oy aldıklarını ve seçimi ..."in kazandığını gösteren altında sanık sandık kurulu başkan ve üyelerinin imzaları bulunan suça konu oy sayım cetveli, seçim sonucunu gösteren tutanak ve seçim mazbatasını sahte olarak düzenlediğinin iddia edildiği olayda, 2972 sayılı Mahalli İdareler Kanununun 30. maddesinin a bendinde “Köy ihtiyar meclisine, son genel nüfus sayımı sonuçlarına göre; Nüfusu 1000"e kadar olan köylerde 8 üyenin seçileceği belirtildikten sonra, anılan bendin sonunda "Oyların tasnifi sonucunda en çok oy alanlardan başlanarak nüfusu 1000"e kadar olan köylerde ilk dört üyenin asıl, geri kalanlar ise yedek üye olacağının; Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği Nizamnamesinin 13. maddesinde ise seçim çevresinin ihtiyar meclisi veya heyetinin, muhtarın riyasetinde toplanarak sandık kurulu vazifesini göreceğinin belirtildiği nazara alındığında, sandık kurulunun muhtar dahil en az 5 üyeden oluşan ihtiyar heyetinden teşekkül ettirilmesi gerekirken başkan ve iki üyeden oluşturulduğu, suça konu belgelerin de eksik sayıdaki bu kurul tarafından imzalandıklarının anlaşılması karşısında, yeterli sayıda üye ile teşekkül ettirilmeyen heyet tarafından imzalanan suça konu belgelerin iğfal kabiliyetleri bulunmayıp bu halleriyle hukuki sonuç doğuracak nitelikte olmadıklarından yüklenen sahtecilik suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı, kamu zararı veya kişilere bir menfaat sağlanmasıda gerçekleşmediğinden görevi kötüye kullanma suçununda oluşmadığı gözetilerek sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi yasaya aykırı,
2-Kabule göre de;
T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkındaki infazın durdurulmasına, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü bulunmadığı takdirde derhal salıverilmesi için yazı yazılmasına, 16.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.