13. Hukuk Dairesi 2016/23926 E. , 2018/6282 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vekili avukat ... ile davacı Asil ..."ın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ... ve diğer davalıların miras bırakanı mütevefa ..."ın imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine gereğince murisleri ..." dan kendilerine intikal ettiği, edecek hak ve hisselerinin tamamını tarafına sözleşme tarihi itibariyle 5.000,00 TL bedelle satmayı vaat ve taahhüt ettiklerini, anılan bedelin ödendiği, ancak sözleşme konusu taşınmazların tapuda devrinin yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazların keşif tarihinde belirlenecek reel değeri üzerinden menfi ve müspet zarar miktarı olan 20.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı ..., davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, taşınmazın değeri olan 94.017,00 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davalı ... ve diğer davalıların miras bırakanı mütevefa ..."ın imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine gereğince murisleri ..."dan kendilerine intikal eden, edecek hak ve hisselerinin tamamını tarafına sözleşme tarihi itibariyle 5.000,00 TL bedelle satmayı vaat ve taahhüt ettiklerini, anılan bedelin ödendiğini ödendiği, ancak sözleşme konusu taşınmazların tapuda devrinin yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren davalılardan tahsilini istemiştir. Davalı ..., davanın reddini dilemiştir. Mahkemece 4.017,00 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Somut olayda davacı ile davalılardan ... ve diğer davalıların miras bırakanı ... arasında 20.11.1990 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzanmıştır. Sözleşme ile satış vaadinde bulunanlardan ... ve ..."nın öldüğü davacı tarafından husumetin bunların mirasçılarına ve yine satış vaadinde bulunan ..."a yöneltildiği dosya kapsamı ile sabittir. HMK’nun 297. maddesinde bir hükmün neleri içermesi gerektiği tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olacaktır. Hal böyleyken mahkemece, davalıların miras payları belirlenerek ayrı ayrı, açık ve infazda tereddüte yol açmayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken, yukarıda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma şekil ve sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde taraflara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.