Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/1866 Esas 2018/6070 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1866
Karar No: 2018/6070
Karar Tarihi: 10.10.2018

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/1866 Esas 2018/6070 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ve diğerleri aleyhine Orman Kanunu'na muhalefetten kaynaklanan maddi tazminat istemiyle dava açmıştır. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, yapılan tebligat işlemleri usulsüz olduğu için kararın yeniden incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresine yapılırken, aynı maddenin 2. fıkrasında ise bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği belirtilmiştir. Tebligat yapılmayan davalılara gerekçeli kararın usulüne uygun tebliği için dosyanın geri çevrimesi gerektiği ifade edilmiştir.
Tebligat imkansızlığı ve tebellüğden imtina durumunda Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiği düzenlenmiştir. Muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu
4. Hukuk Dairesi         2018/1866 E.  ,  2018/6070 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar SS Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ve diğerleri aleyhine 12/03/2009 gününde verilen dilekçe ile Orman Kanunu"na muhalefetten kaynaklanan maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21/03/2012 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılardan SS Tarımsal Kalkınma Kooperatifi temsilcisi ve ... tarafından süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1)7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresine yapılır. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı düzenlenmiştir. Tebligat Kanunu 21/2. maddesinde ise; gösterilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatabın o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnamenin gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırılacağı düzenlenmiştir.
    Dosya kapsamından; dahili davalılar ..., ... ve ..."a çıkarılan ve iade edilen bir tebligat olmaksızın gerekçeli kararın doğrudan mernis adreslerine tebliğe çıkarıldığı ve Tebligat Kanunu"nun 21/2 maddesi gereğince muhtara tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda anılan kanun maddeleri gereğince bilinen son adrese çıkarılan ve iade edilen bir tebligat olmaksızın doğrudan muhatapların mernis adreslerine tebligat çıkarılması usulsüzdür. Adı geçen davalılara usulüne uygun tebligat çıkarılması için dosyanın geri çevrimesi gerekmiştir.
    2) Dahili davalılardan ..., ... ve ...(...)"a gerekçeli karar tebliğe çıkarılmamıştır. Adı geçen davalılara gerekçeli kararın usulüne uygun tebliği için dosyanın geri çevrimesi gerekmiştir.
    3) Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkânsızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesinin 1. fıkrasında“Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve
    tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır. Madde bu haliyle iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır.
    Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/12/2004 gün, 2004/12-765 esas, 2004/730 karar sayılı ilamında; beyanda bulunan komşunun açık kimliğinin tebliğ mazbatasında gösterilmediği durumda, tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği fakat bulamadığı hususunun belgelenmediği, yapılan işlemin tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kaldığı belirtilmiştir.
    Somut olayda; dahili davalılardan ..., ..., ..., ..., ... ve ..."a gerekçeli karar muhatapların geçici olarak adreste bulunmamaları nedeniyle Tebligat Kanunu"nun 21/1 maddesi gereğince muhtara tebliğ edilmiştir. Ancak muhatapların geçici olarak ikamette bulunmadıkları bilgisini veren komşunun açık kimliği tebliğ mazbatasında gösterilmemiştir. Yukarıda anılan Kanun ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı karşısında, adı geçen davalılara yapılan tebligat usulsüzdür. Şu durumda, anılan davalılara gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ edilmesi için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1, 2 ve 3) numaralı bentlerde açıklanan şekilde işlem yapılıp, yasal temyiz süresi beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmesi için, dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 10/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.