17. Hukuk Dairesi 2020/6876 E. , 2020/7916 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim yargılaması sonunda; itiraz hakem heyetince başvurunun kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; 11/07/2015 tarihinde başvuranın kullandığı motosiklet ile sigortasız aracın çarpışması sonucu başvuranın yaralandığını ve malül kaldığını belirterek şimdilik 5.100,00 TL malüliyet tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiş, talebini bilirkişi raporu doğrultusunda 99.836,85 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; başvurunun kabulü ile 99.836,85 TL"nin dava tarihinden itibaren uygulanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından itiraz yoluna başvurulmuştur.
İtiraz Hakem Heyetince; davalı vekilinin itirazlarının kısmen kabulü ile 74.432,72 TL"nin 03.05.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazası sonucunda oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
11.07.2015 tarihinde çift taraflı trafik kazası gerçekleştiği, kazaya karışan araçlardan birinin sürücüsü olan davacının yaralandığı dosya kapsamıyla sabittir. Olaya ilişkin olarak açılan ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2015/50193 sayılı soruşturma dosyasında, savcılık tarafından, Ceza Muhakemeleri Kanunu"nun 253 üncü maddesi kapsamında, uzlaştırma faaliyetlerinde bulunulmuş, kazadaki yaralanma nedeniyle tarafların bir edim karşılığı olmaksızın uzlaştıklarına dair 07.10.2015 tarihli uzlaştırma teklif formu düzenlenmiştir. Davacı tarafından bu uzlaşma teklifi herhangi bir maddi veya manevi talep olmadan kabul edilmiş, uzlaşma teklifinin kabulü neticesinde ile birlikte Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
5271 sayılı CMK"nun 253/17. bendinde; "Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. "CMK"nun 253/19. bendine göre ise "... Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi,9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır." hükmü yer almakta olup,anılan Kanun maddesinin 253/19. bendine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.
Davacı tarafından eldeki dava 26.09.2017 tarihinde açılmıştır. Davacının asıl fail konumunda bulunan araç sürücüsü Rüstem Kılıç ile uzlaşması aynı eylemden sigorta poliçesi sebebi ile hukuki sorumluluğu üzerine alan sigorta şirketini de kapsamaktadır. Buna göre davacının maddi ve manevi talep olmaksızın ile dava dışı sürücü ile uzlaşmış olması nedeni ile bu kaza sebebiyle tazminat davası açamayacağını kabul etmiş olması Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan uzlaşmanın usulüne uygun olması, uzlaşmanın anlam ve sonuçlarının uzlaşma teklif formu ile usulünce davacıya açıklanması, davacının da bunu okuyup imzalayarak kabul etmesi, karşısında davalı sigorta şirketi hakkında tazminat davası açamayacağı gözetilmeksizin açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davacının başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Kabule göre de; Sigortacılık Yasasının 30/17. maddesi ve 19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13)(Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. 13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT"nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5"i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararının BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 01/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.